İşkence, çok eski kültürlere dayanıyor. Yerleşik düzene geçilmediği zamanlarda bile işkencenin var olduğuna inanılırken, yerleşik hayata geçen medeniyetlerde işkence çok farklı amaçlar ve türlerle yapılmıştır. Eski Avrupa, sayısız işkence olayı ile anılmıştır. Cadı olduğuna inanan binlerce insan işkence edilerek öldürülmüştür. Günümüzde ise insanlara bir şeyler söyletmek için kullanılan işkence yöntemlerinin ne kadar etik ve doğru olduğu tartışılıyor.
Diyelim ki elimize bir terörist geçti. Bu teröristin, yakında patlatılması planlanan çok güçlü bir bomba hakkında bilgi sahibi olduğu düşünülüyor. Bomba belki de binlerce insanı öldürecek. Bu teröriste bombanın yerini söylemesi için işkence yapmamız gerekir mi? Bu teröriste doğruları söyletebilirsek binlerce insanın hayatını kurtarabiliriz. Böyle kötü niyetli bir teröristin iki yumrukla bir şeyler söylemeyeceği çok açık.
Onu hayatıyla tehdit etmeliyiz. Bunun için kullanılan birçok yöntem var, ancak son yılların popüler işkence olayı waterboarding. Hem herhangi bir yerde kolaylıkla sağlanabilir, hem de çok kısa sürede uygulanan kişi tarafından caydırıcı bir güç yaratabilir. Sizlere bu işkencenin nasıl yapılacağını “etik” olmadığı için anlatmayacağım.
Diyelim ki waterboarding’i teröriste uyguladık ve bu durumdan kurtulmak için bilgi verdi. Bu bilginin doğruluğunu nasıl ispatlayabiliriz? CIA’in yaptığı araştırmalara göre işkence yöntemi ile doğru bir şey söyletme ihtimali çok ama çok düşük.
Bu tarz kişilerden nasıl bilgiler alınabilir bilemiyoruz, binlerce masumun canı göz önüne alındığında 1 teröristin canını da pek düşündüğümüz söylenemez. Ancak bu teröristlerden alacağınız bilgi sizi yanlış yönlendirecek ve zaman kaybetmenizi sağlayacaktır. O yüzden bir teröristten zorla bilgi almak yerine, istihbaratı düzgün kurmak hayati önem taşıyor.
