İnsanlık, Hava Durumunu Yönetebilecek Teknolojiye Ulaştı mı?

35
15
14
2
2
Meksika’da otomobil üretimi yapan Volkswagen, araçlarının doludan zarar görmesini önlemek maksadıyla ‘dolu topları‘ ateşledi. Dolu topları ve dolu roketleri, fırtına bulutlarının içinde çok yüksek ses çıkararak dolu oluşumunu önlemek ve bu bulutların içinde bulunan su moleküllerinin yağmur veya sulu kar olarak yağmasını sağlamak için kullanılıyor. Meksikalı çiftçiler ise, Volkswagen’in bu uygulama ile yağışları engellediğine ve kuraklığa neden olduğuna inanıyor.

Keza Nissan da, 2005 yılında, ABD’nin Mississippi eyaletindeki fabrikasını dolu fırtınasından korumak amacıyla benzer bir teknik kullanmış, 6 saniyede bir patlayan dolu toplarını gökyüzüne yollamıştı. Bölgede yaşayanlar durumdan şikayetçi olurken, çiftçiler de dolu toplarını ürünlerinin dolu tarafından zarar görmesini önlemek için kullandı.

Fakat Hollandalı meteorolog Jon Wieringa, bu teknolojilerin para ve enerjinin boşa harcanmasından başka bir şey olmadığını belirtiyor. Ve Dünya Meteoroloji Organizasyonu da bu görüşü destekliyor.

Bulut tohumlama daha etkili

Bulut tohumlama, yağış kontrolü hususunda daha etkili bir yöntem olarak göze çarpıyor. Bu yöntemde, bulutların içine (çoğunlukla küçük bir hava aracından) kimyasallar serpiştirilerek yağmur veya kar yağması sağlanıyor. Dünyada 50’den fazla ülkede uygulanan bu yöntemi kimileri havalimanlarının çevresindeki sisi dağıtmak için, kimileri dev dolu yağışlarının çevreye zarar vermesini engellemek için, kimileri de yaz aylarında kuraklığın önüne geçmek için kullanıyor.

Colorado State Üniversitesi’nden Atmosfer Bilimi Profesörü William Cotton, “Ne çeşit bulutlarla uğraştığınızın ve ne elde etmeye çalıştığınızın bilincinde olmalısınız” diyor. Kış aylarında dağlardaki bulutlarda gerçekleştirilen tohumlama işlemi yağışı %6 ila 8 artırabiliyor. Cotton, bu durumu şöyle yorumluyor: “Bu birçok su kullanıcısını memnun edecek ve seve seve ödeme yapmalarını sağlayacak bir uygulama."

Kuraklıkla mücadele adına problemin kökenine inilmeli

Yazın bulut tohumlama işlemini destekleyen deliller ise çok daha tartışmalı. Ulusal Araştırma Konseyi’nin 2003 yılında yaptığı açıklamada, “Kasıtlı hava düzenleme çalışmalarının etkinliği konusunda hala ikna edici seviyede bilimsel kanıt yok” ifadeleri kullanılmıştı.

Söz konusu uygulamayı eleştirenler, hava durumunu düzenlemenin yalnızca kuraklığın belirtilerini ortadan kaldırmaya çalışmak olduğunu, bu duruma neden olan esas sebeplerle ilgilenilmediğini belirtiyor. Yeni teknolojilerin sosyoekonomik ve ekolojik etkilerini inceleyen ETC Group’un Latin Amerika Direktörü Silvia Ribeiro, “Yerel olsa dahi bu alternatiflerin iklim değişikliğinin yaşandığı bu dönemde ortaya çıkması kaygı verici” diyor.

Çin yalnız hava durumunu değil, iklimi de değiştirebilir

Ama yine de bu açıklamalar, ülkeleri ve işletmeleri durduramadı. Bazı yerlerde ise bu yöntemler çok geniş çapta kullanılıyor. Örneğin Çin, ülkenin kuzeybatısındaki Tibet platosuna yağmur yağdırmak amacıyla dünyanın en büyük bulut tohumlama projesini yürütüyor. Kuraklıktan kurtarılmaya çalışılan alan, Türkiye’nin yüzölçümünün 2 katından bile büyük. Askeri uçaklar bölgede bulut tohumlama işlemi için gümüş iyodür üreten motorlar kullanıyor.

Uygulamanın hayata geçirildiği alanın büyüklüğü göz önüne alındığında; uzmanlar bu çalışmanın hava durumu düzenleme değil, 'jeomühendislik' olarak adlandırılması gerektiğini söylüyor.

Carnegie İklim Jeomühendislik Yönetim Girişimi Yöneticisi Janos Pasztor, “Hava durumu düzenleme işlemi genellikle yerel oluyor. Bunu yaparsınız, gerçekleşir; durduğunuzda etkisi kaybolur. Jeomühendislik veya iklimin düzenlenmesi ise yaptığınız değişikliğin kalıcı olması manasına gelir. Şayet Tibet’teki hava durumu değişim çalışması yeterince uzun zaman devam ederse, yalnızca hava durumuna değil, bölgenin iklimine de etkisi olacaktır” diyor.

Çok geniş çaplı ve çok riskli

Şimdiye kadar bu alanda çok az ve küçük çaplı deneyler yapıldı. Bu işlemin Dünya’yı soğutma yöntemi olarak kullanılabilmesi için daha fazla araştırma yapılması gerekiyor. İklimle oynamak, bir hayli tartışmalı bir konu olmanın yanı sıra pek çok ahlaki ve lojistik soruyu da beraberinde getiriyor.

Pasztor, “Bu, insanlığın giriştiği en küresel çalışma olurdu. Peki bunun kararını kim verecek? Trump mı? Exxon’un başkanı mı? Birleşmiş Milletler Genel Konseyi mi?” diye soruyor ve ekliyor: “Elimizde bir tane atmosfer var, bu yüzden de doğru hareket etmeliyiz.”

Kaynak : https://www.dunyahalleri.com/teknolojiyle-hava-durumunu-yonetmek-mumkun-mu
35
15
14
2
2
Emoji İle Tepki Ver
35
15
14
2
2