Günümüzün en önemli teknolojik gelişmelerinden biri, hiç şüphesiz ki IoT yani Nesnelerin İnterneti. Bu teknoloji, her ne kadar hayatın büyük bir bölümünde kolaylıklar sunsa da birtakım sınırlamalara sahip. Bunların başında da ‘gecikme’ geliyor. Yani siz işlemin yapılması için bir komut gönderdiğinizde, cihaz bunu birkaç saniye de olsa geç algılayabiliyor ki bu durum bazen çok ciddi sorunlara yol açabilir.
Pittsburgh Üniversitesi Swanson Mühendislik Okulu’ndaki araştırmacılar, gecikmesiz bağlantılar için mevcut bir kablosuz kanalda şu anda kullanılmakta olan kaynaklardan yararlanacak yeni bir sistem önerdiler. Ek donanım veya kablosuz sinyal kaynağı gerektirmeyen bu sistem, çeşitli kablosuz bağlantılara sahip ağlardaki trafik yedeklemelerini en aza indirmeyi hedefliyor.
Yeni yöntem, ek donanıma ihtiyaç duymuyor:
EasyPass olarak adlandırılan yöntem, mevcut SNR (sinyal/gürültü oranı) değerini IoT cihazları için özel bir yan kanal olarak kullanıyor. Şimdiye kadar yapılan testler, sıkışık IoT ağlarında veri iletim gecikmesinde %90’lık bir azalma olduğunu gösterdi. Bu da göz ardı edilemeyecek kadar ciddi bir iyileştirme.
Bir kanalda yoğun trafik olduğunda ağ, ona uyacak şekilde değişir. Benzer şekilde daha hafif bir trafik olduğundaysa ağ bunu karşılar ancak bu işlemler anında gerçekleşmez. Pittsburgh Üniversitesi Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Wei Gao, IoT cihazlarında bir yan kanal oluşturmak için bu gecikmeyi kullandıklarını söylüyor.
Son raporlara göre Avrupa’da toplu taşımada kullanılan akıllı ulaşım sistemlerinin (ITS) piyasa değeri 2018’de 1,32 milyar sterline ulaştı. Bu sayının 2023 yılına kadar 1,83 milyar sterline ulaşması bekleniyor. Bununla birlikte ABI Research tarafından yayınlanan, akıllı şehirler hakkındaki rapor; 2026 yılına kadar güvenlik kamerası sistemlerinin akıllı şehir konseptinin önemli bir parçası hâline geleceğini söylüyor.
Rapora göre NVIDIA gibi şirketlerin yerleşik yapay zekâ bilgi işlem yeteneklerine sahip güvenlik kameraları; zaten düşük gecikme süresine sahip 5G bağlantısı ve bulut tabanlı yapay zekâ yeteneklerini kullanarak gelecekte gerçek zamanlı uygulamalarda fark yaratacak.
