Gerçekte neye benzeyeceğimiz hiçbir insanoğlu tarafından bilinmezken isimlerimiz verilir. Peki ya görünümümüz, doğumda verilen adımıza göre şekilleniyorsa?
Yeni araştırma size delice gözükebilir: Araştırmaya göre kişinin ismi ve yüzü birbiriyle uyumlu biçimde şekilleniyor.
Bu demek oluyor ki; Sarah gerçek bir Sarah'a benziyor ve Fred gerçekten bir Fred... Temelde yeni bulgular nihayet asılsız gibi görünen hipotezleri bir nebze de olsa gerçeklikle buluşturdu.
Kudüs Üniversitesi'ndeki araştırmacılar tarafından yönetilen ve Kişilik ve Sosyal Psikoloji Dergisi'nde yayınlanan deneyin adı şu: “Adlarımız gibi görünüyoruz. İsmimiz, görünüşümüzün bir izdüşümü!”
Araştırmacılar, bir kişiye yabancı bir yüz gösterildiğinde beş seçenek arasından yüzde 35 başarı elde edildiğini saptadı. Elbette bu kişiler ile isimler paylaşılıyor. Uzman Yonat Zwebner'e gör çeşitli koşullardaki bir dizi deney boyunca insanlar, yüzleri doğru isimlerle eşleştirmeye devam etti ve hatta zaman geçtikçe başarı oranları yükseldi.
Kudüs'teki İbrani Üniversitesi'nde psikologluk görevi üstlenen Zwebner, "Birkaç düzineden fazla denek üzerinde çalıştık ve her seferinde 'Ah, bu işe yaramayacak' hissini verdik. Karşımızdakiler inanılmaz bir yüzdeyle doğru tahminde bulundu ve bu gerçekten şaşırtıcıydı.” ifadelerini kullandı.
Bahsi geçen sonuçlar araştırmacılarını, adınız ile neye benzediğiniz arasında gerçek bir bağ olduğunu düşünmeye sevk etti. Uzmanlar, "Bu çalışmalar, yüz görünümünün belirli bir ada sahip kişinin nasıl görünmesi gerektiğine ilişkin toplumsal beklentileri temsil ediyor.” açıklamasında bulunuyor.
Peki isimlerimiz tam olarak yüzümüzü nasıl şekillendiriyor? Çalışmaya göre birkaç olasılık var.
Öncelikli hipotez, kişilerin isimlerini temsil ettikleri ve bu isimlere uygun stil tercihlerinde bulunduğu yönünde. Saç veya sakal kesimimiz ve hatta taktığımız aksesuarlar beklentiye göre şekilleniyor. Çene ve yüz kaslarındaki kasılmalar böylece belirli çizgiler oluşturuyor.
Çalışma, bir kişinin kullandığı aksesuarlar, sakalının ve saçlarının hangi stile sahip olduğunu temel olarak belirliyor. Kısacası kültürel sınıflandırmalar gerçeklikle buluşuyor. Örneğin İsrailli ve Fransız araştırmacılar, vesikalık bir fotoğraftan yola çıkarak kimin nereden olduğu hakkında inanılmaz keskin tahminlerde bulunuyor. Üstelik bu ten rengi gibi aşikar faktörlerle ilişkili değil. Daha da ileriye gidelim: Ankete katılan kişiler kolayca isimler ve fotoğrafları eşleştirebiliyor.
