Her ne kadar 3. Dalga kahvecilerin ülkemizde yaygınlaşmasıyla birlikte, kahve kültürünün ülkemize sonradan geldiği düşünülse de, Avrupa ve Amerika'nın kahve kültürü olmasının bir sebebi de bizim atalarımız. İlk olarak Osmanlı Devleti'ndeki kahve kültüründen etkilenen İtalyan tüccarların bu kültürü Avrupa topraklarına yaymasıyla birlikte başlayan kahve kültürü de yıllar boyunca dünyayı kasıp kavurmaya devam ediyor.
Tabii ki iyi bir kahvenin lezzetinin etmenlerinden biri iyi bir kahve çekirdeği ve demleme şeklidir. Ancak Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden Kimyacı Christopher H. Hendon ve dünyaca ünlü ödüllü barista Maxwell Colonna-Dashwood'un yaptığı bir araştırmayla birlikte iyi bir kahvenin başka bir sırrı olduğu ortaya çıktı: Doğru suyu kullanmak!
"Kimyacı Christopher H. Hendon(Solda) ve Ödüllü Barista Maxwell Colonna-Dashwood(Sağda)"
Kahvede genellikle Hendon ve Dashwood, iki tip su kullanıldığını gözlemlemiş. Biri iyi distile edilmiş saf su ve diğeri mineral açısından zengin "ağır su" (ya da sert su) olduğu keşfedilen araştırmaya göre, buradaki olması gereken tercihin çoğu kişinin yanıldığı üzere, mineral açısından zengin "ağır su" olduğu söyleniyor. Hatta kimyacı Hendon bir çok musluk suyunun, saf sudan çok daha iyi bir tercih olduğunu iddia ediyor.
Bunun sebebinin ise bir takım minerallerin suyu daha yapışkan haline getirdiği ve bu yüzden bazı minerallerin kahvenin içerisindeki bazı lezzet verici partiküllere tutunması olarak gösteriliyor. Özellikle de Magnezyum, Karbon ve Eugenol isimli bileşenin yoğun olduğu sular, bir çok açıdan daha iyi bir kahve içmenize sebep oluyor. Eugenol'ün ne olduğunu merak ediyorsanız, tarçın ve karanfil gibi baharatlardaki odunsu tadı veren birleşen olarak özetleyebiliriz. (Bu arada tarçın Avrupa'da kahveyi tatlandırmak için şeker yerine bolca kullanılır)
"Ciks kahvecilerde bol bol karşınıza çıkabilecek V60 türü kahve demleme yöntemi"
Bu anlamda her yerde aynı tadı yakalamak isteyen Starbucks gibi büyük "franchise"lar, saf suyu bu yüzden tercih ediyor. Ancak genellikle lokal kahveciler, musluk suyu veya şişelenmiş kaynak suyu kullanıyor. Bu anlamda 3. Dalga kahvecilerin aslında "Starbucks" gibi büyük devlerle aynı kahveleri bir anlamda daha iyi yapma sebepleri de bu tip mineral oranı yoğun suları kullanması olduğunu da belirtiyor.
Kısacası aslında her şeyin endüstürileşmesi ve temizlenmesi, her zaman "iyi bir tat" anlamına gelmediği bu araştırma ile birlikte ortaya çıkmış oldu. Yine de günlük hayatımızda suların mineral oranlarını ölçme imkanımız olmasa da, daha iyi kahve yapmak için distile edilmiş ve filtrelenmiş sular almanın o kadar da önemli olmadığı da ortaya çıkmış oldu. Araştırmanın tamamının olduğu makaleye buradan, araştırmayla ilgili çıkarılan kitaba da buradan ulaşabilirsiniz. Siz ne düşünüyorsunuz?
