Son dönemde yapılan bilimsel araştırmalar, kadın ve erkeğin ortalama yaşam süresi arasındaki mesafenin giderek arttığını gösteriyor. Aging Cell dergisinde yayımlanan makale, Dünya Sağlık Örgütü'nün istatistiklerini göz önüne serdi.
Buna göre Afrika'nın en yoksul ve zorlu yaşam şartları olan ülkelerinden, Avrupa'nın en refah düzeyi yüksek, en zengin ülkelerine kadar kadınların yaşam süresi erkeklerinkinden uzun. Genel olarak bu durum kadınların alkol ve sigaraya olan eğilimlerinin daha az olması, erkeklerinse risk almaya ve obeziteye daha meğilli olmasıyla açıklanıyor.
Ancak durum bu kadar da basit değil. Bilim insanları, iki cins arasındaki ortalama yaş farkının sadece sosyal sebeplerden değil, genetik gerekçelerden de kaynaklandığını düşünüyor. San Francisco’daki Kaliforniya Üniversitesi bünyesinde çalışmalarını sürdüren Dena Dubal, “Birçok insan, cinsler arasındaki bu farkın evrimsel kökleri olduğuna inanıyor. Uzun bir yaşam, özellikle kadınlara çocukları ve torunlarına daha fazla bakma imkanı sağlıyor” diye konuştu.
Kadın ve erkek organizmalarındaki çalışmalar, yaşam süresindeki farklılığının cinsiyet kromozomundan kaynaklandığını ortaya koyuyor. Erkek ve dişilerden oluşan 4 grup kemirgen üzerinde bir deney gerçekleştirildi: Y kromozomunun eksik parçaları DNA'larına yerleştirilerek XX kromozomlardan erkekler, XY grubuyla ise transseksüel dişiler yaratıldı. Deney sonucunda hayvanların cinsiyetine göre değil kromozoma göre ömrünün belirlendiği ortaya çıtkı. Bu anlamda kadınların yumurtalıklarındaki bazı hormon ve moleküllerin yaşam süresini uzattığı düşünülüyor.
