Bu yöntemlerin çoğu başarısız olarak ya da bize daha fazla zarar verdiği düşünülerek rafa kaldırıldı, hem de çoğu uygulanmadan. İşte o yöntemlerden 7 tanesi.
CIRRUS Projesi
13 Ekim 1947'de General Electric tarafından geliştirilen bir yöntemle kasırgalara karşı koymak için ilk somut adım atılmış oldu. General Electric 100 sayfalık bir araştırma raporu sonrası, 13 Ekim tarihinde uçak kaldırarak, kasırgaya müdahale etmek için 'Cape Sable' adındaki kasırgaya doğru yol aldı. Kasırganın üstüne 82 Kilogram kuru buz boşalttı. Daha sonra yaşanan süreçte, kasırganın yönü istemsiz şekilde değişti ve 'Savannah' kentini vurdu. Bu kentin yerlileri, bunun nedeninin General Electric olduğunu düşünerek davalar açtı. Bu davalar nedeniyle bu tür girişimler bir süre için bir daha yaşanmadı.
STORMFURY Projesi
Üstte bahsettiğimiz projede uygulandığı gibi, bulut tohumlama yöntemiyle kasırgayı durdurmak isteyen bilim insanları, kasırganın göz duvarının etrafında yeni göz duvarı oluşturmaya çalışır. Bunun için de 'gümüş iyodür' ile tohumlama yapılır. 1963-1972 yılları arasında yapılan bu denemeler, bu yöntemin rüzgarın hızını %18 ila %31 arasında azalttığını belirledi, ancak tüm bunlar arasında bir nedensellik bağı yok, bu nedenle 1962 yılında başlayan 'STORMFURY' projesi de 20 yıl sonra iptal edildi.
Nükleer Bomba
Bu girişimin mimarı ise, bir meteorolog. Kasırganın gözüne, suyun altından bir denizaltı göndermeyi teklif etti. Tam gözün altında atılacak birkaç Hidrojen bombasının oluşacak tepkime ve sıcaklıklar ile rüzgarın hızını hemen hemen yarıya kadar düşebileceğini söyledi. Yalnız burada unuttukları şey, denizde dahi olsa kullanılacak nükleer bombanın bütün dünyaya zararlarının dokunacağını unutmalarıydı.
Deniz Yağı
Çok eski zamanlardan itibaren, denizcilerin özellikle dalgalı sularda kullandığı deniz yağı, denizin akışını ve yüzeyini rahatlamak amacıyla pek çok kişi tarafından da kullanılmıştır. Kasırga ile nasıl başa çıkacağız sorularına cevap arayanlar, deniz ile atmosfer arasına bir yağ tabakası yerleştirmeyi ve deniz ile rüzgar arasında bulunan bağlantıyı kesmeyi önermişler. Tabii, yine işin içine sağlık konusu giriyor. Böyle büyük bir yağın denize boşaldığını düşününce, denizin altında yaşayan canlıların nasıl etkileneceğini tahmin etmek zor değil.
Birkaç Ucuz Malzemeden Deniz Uçağı Yapmak Mümkün Mü?
Süpersonik Jet
Kasırganın gözüne, bir süpersonik jet sokma fikri bir profesör ve arkadaşları tarafından önerildi. Süpersonik jetlerin özellikleri, sesten hızlı gidebiliyor olmaları. Kasırganın içinde yaşanan bir sonik patlamanın kasırganın sıcak hava akımını yok edeceği belirtildi. Ancak meteorologlar tarafından belirtildiğine göre, kasırgalar üzerindeki enerji 1.5 X 10'12 WATT civarında , yani çok fazla. Bu şu an bile dünya üzerinde üretilen tüm enerjinin yarısı. Profesör ile yalnız iki adet F-4 ile bu sorunu halledebileceğini düşünmüştü.
Deniz Lavabosu
Denizin üstündeki sıcak ve altındaki soğuk suların karıştırılması mantığıyla düzenlenmiş bir proje. Bunun için geliştirilen mekanizma, deniz dalgalarını kullanıp enerji elde ederek üstteki sıcak suyu 200 metre aşağıya pompalıyor. Mantık olarak başarılı, ancak denizde kasırga oluşmaması için bunlardan binlerce adet yerleştirmek gerekiyor. Bu da, ekonomik olarak pek mümkün gözükmüyor.
Atmosfere Gaz Pompalama
Atmosfere gaz pompalama, 'Sülfür' pompalama olarak da biliniyor. 10 Milyar ton kadar 'Sülfür' önümüzdeki 50 sene içerisinde oluşacak kasırga sayısını %50 miktarında azaltabilir. Bu öneri, yanardağ patlamaları sonrası salınan sülfür etkisiyle işe yarayabileceği düşünülerek geliştirilmiş. Gaz pompalama, gerçekten de okyanusları soğutup kasırgaları azaltabilir. Ancak bu sefer de, Afrika sahillerindeki kuraklığın artacağı ya da Muson rüzgarlarının düzeninin bozulabileceği söyleniyor.
Kuru bölgeleri nemlendiren, sıcaklığın ekvatordan kutuplara yayılmasını sağlayan kasırgalar da aslında bakarsanız bu hassas dengenin bir parçası. Böyle bir etkeni teknolojik yöntemlerle durdurmaya çalışırken, bizden neler götüreceğini de bilmek lazım. Bu yapılan çalışmalar dışında tabii, pek çok çalışma ve fikir daha ortaya atılmış ve halen de atılmaya devam ediyor. Ancak şu an, bahsettiğimiz gibi kasırgaların hassas dengesini bozmadan onlarla mücadele etmemiz kolay değil.
