İnternet sayesinde dünyanın bir ucundan diğer ucuyla gerçek zamanlı olarak kesintisiz iletişim kurabiliyor, dünyanın en geniş kütüphanelerini avucumuzun içine sığdırabiliyoruz. Bununla birlikte internet, hassas verilerin çalınması, işlemlerin gizlice izlenmesi, iletişimlerin dinlenmesi konusunda tamamen savunmasız.
Ağustos 2016’da kuantum iletişimi ve şifreleme için başlatılan Micius verileri transfer etmek için geleneksel iletişim uydularının aksine radyo veya mikrodalga sinyalleri yerine karmaşık kuantum fotonları kullanır. Giderek gelişen kuantum iletişimi sayesinde bilim insanları, geçtiğimiz yıl 1200 kilometre mesafede mesaj göndermeyi başarmıştı.
Kuantum Anahtar Dağıtımı’nda (QKD) mesajlar kuantum süperpozisyon durumunda fotonlar ile iletilirler. Bu fotonlar aynı anda hem bir hem de sıfırdırlar. Fotonlar her iki cihazda sıfır ya da bir olarak kodlanır ya da kod çözülür. Eğer bu iletişime bir siber saldırı gerçekleşirse, fotonlar kodu farklı bir şekle getirerek saldırganın ele geçirmesini engeller ve alıcıyı bilgilendirir.
Bilim insanları şimdi de Micius’u Avusturya ile Çin arasında 7.600 kilometrelik mesafede QKD ile şifrelenmiş verileri transfer etmek için kullandı. Uydu, öncelikle yerdeki bir istasyon ile güvenli bir anahtar kurdu. Daha sonra ise diğer istasyon ile arasında başka bir güvenli anahtar kurdu ve verileri iki istasyon arasında transfer etti.
Bilim insanları test için öncelikle 80 kbit güvenli kuantum anahtarı kullanarak 5 kB’lik bir görselin transferini gerçekleştirdi. Daha sonra ise 560 kbit kuantum anahtarı kullanılarak Çin ile Avusturya arasında 75 dakikalık bir sesli görüşme gerçekleştirildi. Görüşme sırasında toplam 2GB veri transferi gerçekleşti.
Testler, global bir kuantum internet ağı kurulabilmesi için büyük önem teşkil ediyor. Çin’in bazı bölgelerinde yer merkezli kuantum internet ağı zaten kullanılıyor. Fakat gelecekte yörüngeye gönderilecek uydular ile daha güvenli ve hızlı global kuantum internet ağı kurmak mümkün olabilir.
