Tarihte belki de Hipokrat’tan daha ünlü bir doktor yoktur. Günümüzde genç doktorların çoğu, mesleğe başlamadan evvel yüzyıllar öncesinde yaşamış bu doktor adına yemin ederler. Mesleki etik ilkelere uymak adına bu gelenek, doktorlar için sembolik bir önem arz eder. Hipokrat’ın hayatına dair ne yazık ki ayrıntılı bilgi sahibi değiliz, ancak kendisi tıp bilimin babası olarak görülür.
Mısır’daki arkeologlar ise dünyanın en eski kütüphanelerinden birinin yenileme çalışmaları sırasında, Hipokrat’ın bazı tıbbi tariflerini bulduklarına inanıyorlar. Güney Sina bölgesindeki Aziz Catherine Manastırı üzerinde yürütülen restorasyon çalışmaları, Mısırlı ve Yunan uzmanlar tarafından gerçekleştiriliyor ve içinde çok sayıda orijinal parşomenin bulunduğuna inanılıyor.
Çölün nispeten uzak bir kesiminde yer alan manastır, ilk olarak 3. veya 4. yüzyılda din adamları ve alimleri tarafından kullanılmaya başlandı. Tarihi mekanı çevreleyen duvarlar ve kilise 6. yüzyılda yapıldığı için manastır, o zamandan beri rahipler tarafından yerleşim alanı olarak kullanılıyordu.
Hipokratın metinleri, keşfin yapıldığı manastırdaki çalışmalara ortak olan Antik El Yazmaları Elektronik Kütüphanesi'ndeki (EMEL) araştırmacılar tarafından incelendi. EMEL’in elinde bulundurduğu teknoloji, yazmaların silinmiş ya da gizlenmiş kısımlarını keşfetmek üzerine geliştirilmiş yöntemler kullanıyor. El yazmaları üzerindeki derinlemesine araştırma devam ediyor.
