Fizik öğrenmek ve tüm detaylarıyla anlayabilmek oldukça zor. Deneysel olarak kanıtlansa dahi kafada soru işaretleri bırakan ve algılayabilmenin oldukça zor olduğu fizik konusunda yeni bir araştırma yapılmış ve bu araştırma sonucunda elde edilen veriler sayesinde artık 'öğrenme' konusundaki eksiklikler giderilebilecek gibi duruyor.
50 gönüllü öğrenci üzerinde yapılan araştırmada, öğrenciler 'Kuvvet Kavrama Envanteri' olarak bilinen ve fizik öğrencilerinin sıklıkla tabi tutulduğu bir testi çözmüş. Temel düzeyde fizik bilen bu öğrencilerin, testi çözdükleri esnada 'fonksiyonel MRI' olarak adlandırılan bir yöntemle beyin aktiviteleri incelenmiş. Sonrasında öğrenciler 'modelleme yöntemi' kullanılarak anlatılan fizik derslerine katılmış ve tekrar teste tabi tutulmuş.
Öğrencilerin ders esnasında aktif katılımını ve konunun somut örnekler ile açıklanmasını içeren bu 'modelleme yöntemi' tabanlı dersten sonra girilen testin sonuçları ise oldukça umut vaad edici.
İlk test sırasında aktif hale gelen beyin bölgeleri lateral prefrontal korteks ve paryetal korteks olmuş. Bu bölgeler, insanlar problem çözmeye odaklandıklarında, dikkat kesildiklerinde veya çalışma belleğini kullandıklarında harekete geçme eğiliminde olan beyin bölgeleri ve ilk test esnasında yalnızca bu iki bölge çalışır durumdaymış.
İkinci test sonucunda ise farklı olarak frontal kutuplardaki aktivite artmış ve posterior singulat korteks olarak bilinen bölge de aktif hale gelmiş. Beynin bu bölgesi genelde kişilerin anıları ile harekete geçirdikleri bölge olarak biliniyor ve bu da kişiyi 'konuyu anılaştırıp bireyselleştirerek akılda tutma' yoluna itmiş demek oluyor.
Modelleme yöntemi ile öğrenme sayesinde öğrenciler fiziksel kavramları kendi modelleme yöntemleri ile öğrenerek daha kalıcı hale getiriyorlar. Bu durum beynin hareketleri incelenerek kanıtlanmış durumda. Araştırmayı yürüten bilim insanları ise çalışmanın fizik üzerinden gerçekleşmesinin bir sebebi olduğunu belirtiyor. Onlara göre fizik, 'öğrenme' konusunu inceleme adına oldukça uygun bir dal, çünkü hem dayandığı yasalar var ve kişiler arası değişkenlere bağlı kalmıyor hem de temelde kişilerin aslında gün içinde doğrudan deneyimledikleri şeylere dayanıyor.
Gelecekte aynı yöntemin farklı alanlardaki etkilerinin de araştırılmasının muhtemel olduğu düşünülüyor ve bu sayede bir dersin 'nasıl öğretilmesi gerektiği' konusunda büyük değişikliklerin yaşanacağı düşünülüyor.
