Venüs, gökyüzünde Ay'dan sonra en parlak nesnelerden biri ve Güneş'e uzaklığı, yüzölçümü ve kütlesi bakımından gezegenimize çok benziyor. Üstelik Venüs bize en yakın gezegen. Ancak göz alıcı bu gezegen o kadar sıcak ki, canlı yaşamı aramak bir yana, yanına yaklaşamıyoruz bile.
Venüs, 462 C ortalama sıcaklık ile Güneş Sistemi’nin en sıcak gezegeni. Bu sıcaklığın sebebi ise atmosferinin yüzde 96’sını oluşturan yoğun karbondioksit gazının yaptığı sera etkisi. Gezegendeki basınç ise Dünya'dakinin neredeyse 92 katı. Tüm bu zorlu koşullar, Venüs hakkında bilgi elde etmemizi şu anlık imkansız kılıyor.
Ancak NASA'lı bilim insanları, Venüs ile ilgili bilinmeyenleri ortadan kaldırmakta kararlı görünüyor. Bu amaçla tasarlanan yeni bir proje sayesinde, gelecekte Venüs'e yapılacak insanlı keşif görevlerinin nasıl gerçekleşebileceği tartışılıyor. 30 günlük bir görev olarak tasarlanan “High Altitude Venus Operational Concept” (HAVOC), henüz elimizde olmayan teknolojiler üzerine kurulsa da insalığın ilk ciddi Venüs keşif projesi durumunda.
Projeye göre araştırma istasyonu, asidik bulutların yaklaşık 50 kilometre üzerinde; gezegenin sıcaklığına göre daha 'serin' olan bir irtifada duracak. Bölgeye ulaşıldıktan sonra insanlı araç, gezegene yaklaşmak için ana roketten ayrılacak ve paraşüt sistemi ile 'ölümcül olmayan bir mesafede' durarak araştırmalara başlayacak. Sonrasında ise görev tamamlanacak ve insanlı araç ana roketle tekrar birleşerek dünyaya doğru yola çıkacak.
Görev, NASA'nın şu an sahip olduğu teknolojiyle gerçekleştirilemeyecek durumda ve oldukça riskli. Ancak benzer projeler sayesinde gelecekte nasıl bir yol izlenmesi gerektiğine dair bir harita çıkarılıyor. Venüs'ün geçmişte 'yaşam koşullarına' uygun olup olmadığını anlamak ya da gelecekte buna olanak sağlayıp sağlayamayacağını belirlemek bilim insanlarına göre oldukça kritik. Bu sebeple de gözler artık yavaşça Venüs'e dönmüş durumda.
