Güneş sisteminin büyük olduğunu elbette ki hepimiz biliyoruz. Ancak içerisinden 840 küçük gezegen daha çıkıyor olması, bilim insanları gibi bizleri de büyük bir şaşkınlığa uğrattı. Neptün’ün ötesinde kalan ve ulaşılması oldukça zor bölgelerde keşfedilen bu küçük gezegenler, güneş sistemini anlamak açısından da büyük önem taşıyor.
Öte yandan gezegen sistemimizde bulunan diğer gezegenler de, ilk oluştuğu zamanlarda bu gün olduğu halinde değillerdi. Bu sebeple varlığını sürdüren bu küçük gezegenlerde bir zamanlar farklı şekillerde ve konumlarda olabilirler. Muhtemelen önceleri dünyamıza daha yakın olan bu gezegenler, geçen süre içerisinde çok daha uzaklara savrularak gözden kayboldular.
Bu keşif, aslına bakarsanız 2-3 aylık bir çalışma değildi. Öyle ki araştırmacılar gezegenleri 2013-2017 yılları arası sürekli olarak gözlemlediler. Bu esnada ise Maunakea’da bulunan Kanada-Fransa-Hawaii Teleskobu’ndaki görüntüleme kamerası kullanıldı. Tabii ki bu araştırmalar ilk defa yapılmamıştı ancak gezegenlerin çok karanlık bölgelerde olması nedeniyle, yapılan birçok keşif kaybedilmişti.
Bu noktada yapılan son keşifte, tüm uzak gezegenlerin verileri başarıyla listelendi ve net bir sayıya ulaşıldı. Bu veriler sonrası bir bilgisayar modeli yazılımı da oluşturan bilim insanları, güneş sisteminin nasıl oluştuğuna dair yeni bilgiler de edindiler.
