Dünyada şu ana değin yaşamış olan yaklaşık 108 milyar insanın milyonda birinden azı (yaklaşık 600 kişi) uzaya gitmeyi başardı. Bu nadir deneyimleri yaşamak bilim dereceleriyle ünlü bir astronot için benzersiz bir deneyim. Bu durumlar her zaman aklıma şu soruyu getiriyor: "Evrende yalnız mıyız?"
Konuklardan biri olan Jeff Hoffman çoğu zaman uzay ile olan hasretini, Hubble Uzay Teleskobu ile uzaya bakarak gideriyor. Hoffman uzayda tamı tamına 1211 saat geçiren bir 'uzay aşığı', Bu kadar uzay ile içli dışlı olan Hoffman, “Evrenin başka yerlerinde yaşam olduğuna inanıyorum” dedi.
Black Swan, Requiem for a Dream gibi bir çok ünlü kült filmin yönetmeni Darren Aronofsky'nin fikri ise daha sanatsal idi: "Tüm sistemlere bakarsınız, büyük, devasa evrenin oluşması için bir araya gelen tüm yıldızlar, gezegenler gibi şeylerin bir araya gelme şekli inanılmaz." dedi.
Uzayda 4.000 saat harcayan Kanadalı astronot Chris Hadfield'a göre ise “Temelde her yıldız birer gezegen idi". Big Bang'den 400.000 yıl sonra oluşan kozmik mikrodalga arka planını insanoğlu artık gözlemleyebilir durumda. Bilinen evren tarihinde en fazla 14 milyar yıl öncesine gidilebiliyor. Fakat Big Bang'in öncesinde bir şey olabilir, hatta “multiverse, yani çoklu evren” içerisinde yer alan başka evrenler de olabilir.
NASA Yeniden Plütonyum Kullanmaya Başlayacak
Uzaya gidebilen ilk Afrikalı-Amerikalı kadın olan Mae Jemison, “Kanıt bulmak için bir şeyler düşünmemiz gerekiyor.” dedi. Ancak Hoffman ise buna cevaben: "Henüz kanıtımız yok. Bu yüzden inancımı destekleyecek hiçbir şeyim yok. Ama yine de buna inanıyorum." dedi. Peki siz ne düşünüyorsunuz? Sizce de uzayda hayat var mı?
