Otizm semptomu, her geçen yıl yaygınlık göstermeye başlayan bir tür farklılık. Otizmli bireyler, genelde alışık olduğumuz insanlardan daha farklı davranmaları, çevresel uyarılara beklenmedik tepkiler göstermeleri nedeniyle dışlanıyor. Halbuki toplumsal olarak düşülen en büyük hata, otizmi bir hastalık olarak görmek. Aslında otizmli bireylerin önemli bir kısmı ortalamanın üzerinde zeka seviyesine ve yeteneklere sahip bireyler. Onlar sadece çevrelerindeki insanlardan destek alınca güzel bir hayata sahip oluyorlar.
Otizmin nedenleri hakkında yapılan araştırmaların büyük kısmı pek çok ihtimal üzerinde durdu. Bir tür gelişim bozukluğu olan otizmin genetik mi yoksa çevresel sorunlardan mı kaynaklandığı kesin değil. En güçlü ihtimal, hamile kadınlara yapılan aşıların neden olması üzerine odaklanıyordu. Bu aşılar, çevresel etmenlere dahil ediliyorlar. Yapılan son çalışmalar, söz konusu aşıların sanılanın aksine otizmi tetiklemediğini ortaya çıkardılar.
Hamile kadınların çocukların sağlıkları için oldukları tetanos, difteri ve boğmaca gibi ortak aşıların, otizm spektrum bozuklukları ile hiçbir ilişkisi yok. Söz konusu araştırma 81.933 denekle yapıldığı için sonuçlar son derece ikna edici düzeyde. Ortada bulunan bolca bilimsel kanıt sayesinde, ebeveynlerin otizm riskini arttırdıkları söylenen bu aşılardan korkmaları için bir neden kalmıyor.
Bilim insanları otizm endişesiyle aşı olmayan kadınları, çocuklarının diğer önlem alınması gereken hastalıklar konusunda uyardılar. Bebekler için ölümcül olabilen bakteriyel enfeksiyonlardan onları korumak, hamile annelerin uygun dönemlerde oldukları aşılarla mümkün.
1998 yılında çarpıtılmış bir araştırma olduğu sonradan anlaşılan, Andrew Wakefield tarafından yazılmış “aşı ve otizm” ilişkisi konulu araştırmadan bu yana komplolar görüyoruz. Bu araştırmanın sonuçları, 20 yıldır defalarca çürütülse de endişeler baki kalıyor.
Son araştırma 4 yıl süreyle kontrol edilen toplamda 81.933 çocuk üzerine yoğunlaştı. Aşı olan 569 çocuğun (yaklaşık %1.5’lik oranla) otizm teşhisine sahip olduğu anlaşıldı. Bu sayı aynı miktardaki aşı olmayan annelerin 772 çocuğuna (yaklaşık %1.8) otizm teşhisi koyulmasıyla karşılık buldu. Aradaki fark, beklentilerin yanıldığını ortaya çıkarıyor. Bazı ebeveynler endişeyle aşı olmasalar bile aşı olanlara kıyasla daha büyük risk aldılar.
Uzmanlar, bebekleri korumak için çocuk doğmadan önce de aşı yapmanın gerekli olduğu görüşündeler.
