Psikologlara Göre Harry Potter Hayranlığı Kişiyi Daha İyi Bir İnsan Yapıyor

46
11
5
3
1
Psikologlara Göre Harry Potter Hayranlığı Kişiyi Daha İyi Bir İnsan Yapıyor

Harry Potter en büyük sihrini değneğiyle değil, bıraktığı mirasla yaptı.

Evet doğru, göründüğü kadarıyla sadece Horcrux’leri değil, aynı zamanda ön yargıyı da abra kadabra ile yok ediyor ‘Yaşayan Çocuk’.

‘Journal of Applied Social Psychology’’de yayınlanan çalışmaya göre Harry Potter’la duygusal bir bağ kuran gençler, azınlıklara karşı daha ön yargısız oluyorlar.

Yani çok fazla para harcadığı için artık milyarder olmayan bir kadın tarafından yazılan, çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalan ‘Golden Trio’ ile ilgili serileri okumak, sizi daha iyi bir insan yapıyormuş. Cidden.

 

Harry Potter’da tolerans, cesaret ve doğru şeyi yapma konularında çok fazla konu var. Ama tabii CS Lewis’in ‘Chronicles of Narnia’ adlı romanlarında olduğu gibi vaaz-nasihat babında değil, daha etkili bir yöntemle işleniyor konular.

JK Rowling yaptığı çalışmanın büyük bölümünü tarihten ödünç aldı. Hatta kullandığı kelimelerin bazılarını da. Ama zekice kullandı bunları.

Örneğin grubun kötü adamları ‘The Death Eaters (Ölü Yiyiciler)’de büyük oranda Nazilerden ve Klu Klux Klan’dan etkilenilmiş.  

Korkutucu olmanın ötesinde Ölü Yiyiciler alçak iki yüzlü insanlar. Tıpkı Nazilerde olduğu gibi hikayenin sonunda yenilgiye uğruyorlar. Tehlikeli radikalleşmenin özelliklerini göstermek için kinaye kullanılarak okuyucuların faşizmin ve diktatörlüğün yükselişini görmeleri sağlanıyor.

Kitaplarda aynı zamanda nezaketin önemine de vurgu yapılırken, küçük de olsa cesaretin büyük farklar oluşturabileceği anlatılıyor.

BM Elçisi Emma Watson’ın oynadığı ‘Hermione Granger’ karakteri, ailesinin sihirle işi olmadığı için sihir yapamayan biri olarak doğuyor. Granger, kitapların ilk başlangıcından itibaren çağının en parlak cadısı olarak övülerek, ‘mudblood (büyücü kanından olmayan)’ olarak adlandırılanlara karşı önyargının önüne geçiliyor. Uydurma da olsa ‘mudblood’, ırka yönelik kurgusal bir hakaret olma özelliği taşıyor. Tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi.

 

JK Rowling’in çalışması aynı zamanda size bir kitabı sadece kapağına bakarak yargılayamayacağınızı gösteren karakterleri de içeriyor (tabii Harry Potter kapağı değilse. O kapak gerçekten muhteşem). Hagrid, yanlışlıkla büyücü olma hakkını kaybetmiş, korkutucu uzu saçları olan, yarı dev bir karakter. Fakat aynı zamanda ailesine bağlı bir baba figürü ve Harry’nin arkadaşı. Anlayacağınız yufka yürekli bir dev.

 

Kurt adam olduğu için toplumdan dışlanmış kimsesiz bir tip olan Remus Lupin gibi diğer karakterler de, sırf farklı ve tehlikeli olarak düşünüldükleri için bağnazlık ve şüpheyle yaklaşılan insanları yansıtıyorlar. Her ne kadar Remus ayda bir kana susamış bir canavara dönüşse de, sadık bir arkadaş olduğu gibi, oldukça uysal bir yapıya sahip.

Bir de Dumbledore var. Hani şu hayat hakkında muhteşem sözler eden vatandaş.

 

“Tercihlerimiz, yeteneklerimizden daha çok ne denli içten olduğumuzu gösterirler, Harry” diyor, genç kahramana. Hayata dair nasihatler.

Daha iyi bir insan olmak elinizde.  Yapmanız gereken tek şey, favori Harry Potter kitabını açıp okumak. Bitirdiğinizde, daha mutlu ve daha iyi bir kişi haline dönüşeceksiniz.  

Kaynak : http://www.ladbible.com/entertainment/film-and-tv-psychologists-find-being-a-harry-potter-fan-makes-you-a-better-person-20171115
46
11
5
3
1
Emoji İle Tepki Ver
46
11
5
3
1