İyi niyetli veya saf -ya da her nasıl tanımlarsanız- insanların samimiyetini suistimal ederek onları dolandıran kötü niyetli kişilerin yeni bir dolandırma yöntemi ortaya çıktı. Otomobil alım-satım işlemi sırasında gerçekleştirilen bu yöntemin detaylarına bir bakalım.
Örneğin arabanızı satışa çıkardınız ve sizi arayan bir kişi ‘50 bin TL veririm’ dedi. Siz de bunu onaylayıp anlaştınız ve aracı satın alan kişi (ismine Muharrem diyelim) bu parayı hesabınıza gönderiyor. Açıklamada da “35 xyz 34 plakalı falanca marka aracın satış bedeli” yazıyor.
Notere gidip işlemleri yapmak istediğinizde Muharrem bey, ‘benim çok acil bir işim çıktı, sen satışı arkadaşım Mehmet’le yap’ dedi. Siz bu durumda ‘ben parayı almışım, nereye gidiyorsa gitsin’ diye düşünüyorsunuz ve aracı Mehmet’e devrediyorunuz. Noter sözleşmesinde de ‘parayı eksiksiz aldım’ kısmına imzanızı atıyorsunuz.
Aradan 3 gün geçtikten sonra Muharrem size bir ihtar yolluyor, diyor ki “Sana 50 bin TL yollamıştım araç için. Hala satış olmadı. Parayı iade et.” Sonra mahkemeye başvuruyorsun fakat Muharrem’le Mehmet arasında hiçbir bağ yok. 50 bin TL’yi mecburen geri ödüyorsunuz ve olay tam olarak bu noktadan sonra patlak veriyor.
Mehmet, noterdeki işlemleri göstererek, ‘Ben parayı elden verdim, kendisi de parayı eksiksiz aldığını kabul ediyor. Yani araba benimdir.’
Sonuç: 50 bin TL’lik arabanız bir başkasının eline geçmiş oluyor ve siz dolandırıldığınızı hiçbir şekilde kanıtlayamıyorsunuz. Böyle ‘çakallıklar’ karşısında dikkatli olmakta fayda var.
