Yerçekimi yıllardan beri modern fiziğin en merak edilen kuvveti olmuştur. İnsanların zaman ve uzayı anlaması adına çok önemli bir yapı taşı olan yerçekimi için çok önemli bilgiler edinildi. Yapılan araştırmalar, nihayet yerçekiminin hızını anlayabileceğimizi gösteriyor.
Hem yerçekimi dalgalarının hem de nötron yıldızlarının birleşmesinden ortaya çıkan ışık, yerçekimi hızının ışığın hızı olduğunu düşündürüyor. Bu durum, genel görelilik teorisini doğrularken, evren hakkında daha fazla bilgi sahibi olmamızı sağlıyor.
Yerçekimi dalgalarını saptama yeteneği, insanlığın yeni bir astronomi ve fizik çağına girmesini sağlayacak. Lazer Interferometer Gravitational-Wave Observatory(LIGO) gibi yerçekimi gözlemevleri sayesinde, yerçekimi dalgalarını görebilmeye başladık. Bu olay, bizlere modern fiziğin en büyük sırlarından birisi olan yerçekimi hızı hakkında bilgi veriyor.
Newton fiziğine göre yerçekimi etkileri anlık olarak karşımıza geliyordu. Uzun yıllar kabul edilen bu teori, Albert Einstein’ın, yerçekimi teorisinin ardından farklılıklar göstermişti. Einstein’a göre, bizi Dünya’ya bağlayan bu güç, bizi kendisine çekmeden önce uzayda hareket etmesi gerekiyor.
Montana Eyalet Üniversitesi’nde fizikçi olan Neil Cornish, Phys.org’a yaptığı açıklamada, “Yerçekimi hızı, ışık hızı yada c, evrenin temel sabitlerinden biridir” dedi. “Yerçekimi dalgası astronomisinin ortaya çıkmasına kadar, yerçekimi hızını doğrudan ölçmenin bir yolu yoktu” diyen Cornish, zamanın akışını bile etkileyen bu güceü anlama konusunda bir adım daha yaklaştığımızı düşünüyor.
Interstaller(Yıldızlararası) filminin ana konularından birisi olan yerçekimi kuvveti, filmi dramatikleştiren unsurlar arasında yer alıyordu. Bilime olabildiğince sadık bir şekilde çekilen filmde, karakterimiz kara deliğe yaklaştıkça zaman farklı akmaya başlıyordu. Kara deliklerde oluşan yerçekimi kuvveti inanılmaz boyutlara ulaşıyor. Bu da ışığı, hatta zamanı bile bükebiliyor.
