“Geçinmek” derken işin sadece ekonomi boyutunu anlamayanlardansanız bizimlesiniz. Ancak insanlığın yeryüzünde neden olduğu binlerce farklı sorun varken, onları çözmeden Mars’a gitmenin anlam ifade etmediğini düşünüyorsanız size hatırlatacaklarımız var:
Falcon Heavy roketiyle tüm zamanların en güçlü uzay taşıma sistemini hayata geçiren SpaceX, ilk geniş kapsamlı ve tam teşekküllü testinde tarihi bir başarıya imza attı. Toplamda 90 milyon dolara mal olan bu sistem, muadillerine göre çok daha ağır yükleri 6 aylık derin uzay yolculuklarına gönderebiliyor. Üstelik neredeyse 3’te biri maliyetine. Dolayısıyla bu sistem, çoktan berbat bir hale getirdiğimiz gezenimizin bir alternatifi olarak düşünülen Mars için umut vadediyor.
Elon Musk, şirketi SpaceX ile birlikte uzun vadede planladığı Mars’a insan götürme projelerini aylar önce bir basın toplantısında açıkladığında çoğu insan onu ciddiye almamıştı. Ancak geçtiğimiz günlerdeki o tarihi başarı, olası bir Mars yaşamında insanların nasıl bir ekonomide hayat sürecekleri sorusunu akıllara getirdi.
Mars’ta “para-çokomel eğrisi” ve ekonomik sistem:
Bu konunun uzmanları sadece SpaceX’te çalışmıyorlar. NASA gibi resmi kuruluşların yanında Mars’taki hayat için çalışan onlarca şirket var. Zaten Elon Musk da bu işi tek başlarına gerçekleştiremeyeceklerini belirtip, sık sık seferberlik çağrısında bulunuyor.
Mars yüzeyinde ekonomi kurabilmek için öncelikli olarak yapılacak ilk işin madencilik olduğu söyleniyor. Dünyadaki insanların Mars’a gitmeye ikna olmaları için en önemli teşvikin maddi kaygılar olması anlaşılabilir bir durum. Dünya kamuoyunun aklındaki deli sorulara her zaman uzmanlar tarafından bir cevap verilir.
2020 yılında insanlı Mars seyahatlerini başlatacak Musk, bu seferlerde yolculuk yapacak kişilerin astronotlar kadar teknik bilgi ve beceriye sahip olmalarının gerekmediğini vurguluyor. Planlanan projelerde, 10 yıl içinde 1 milyon insanın Mars’a gitmesi ve orayı kolonileştirmek için çalışması bekleniyor.
Musk’a göre uzun yıllar boyunca Mars’ta çok fazla iş imkanı bulacağız, ancak çalışacak insan sayısı az olacak. Bu nedenle ekonomik aktivitelerin arttırılması ve kolonileşme sürecinde Mars nüfusunun kalabalıklaştırılması gerekiyor. Üstelik yetişmiş ve iş yapabilecek insanlarla.
Forbes dergisine göre, Mars Topluluğu derneğinin başkanı Robert Zubrin’in eleştiriye açık söylemleri var. Kendisi Mars’a yerleşme planlarının ABD’de 17. ve 18. yüzyıldaki göç politikalarından etkileneceğini söylüyor.
“Para-çokomel eğrisinden” önce uzay madenciliği:
Amerika’ya ilk gelen koloniciler, ülkenin Virginia eyaleti olarak bilinen bölgesine yerleştiler. İlk zamanlarda tütün üretimi yapan topluluklar, bu ürünlerin ticareti ile ekonomi oluşturdular. Zubrin, Mars’taki olası sürecin benzer şekilde işleyeceğini söylüyor. Fakat bu kez gelir kaynağı tarım olmayacak.
Mars, platinyum açısından oldukça zengin bir gezegen ve büyük maden rezervleri var. NASA zaten cüce gezegenler ve dev asteroidler üzerinde uzay madenciliği için çalışmalar yapıyor. Bazı ufak gök cisimlerinde bile milyarlarca dolarlık platinyum olduğundan bahsediliyor. Peki söz konusu madenlerin Mars yüzeyinde açılmasını ve işletilmesini sağlayacak işçiler, oraya nasıl götürülecekler?
Zubrin, bu konuda “İnsanları teşvik etmek gerekiyor. 17. yüzyılda Amerikan şirketleri, farklı kıtalardan gelen işçilere şirketlerden hisse veriyorlardı. Böyle bir yöntem işe yarabilir.” açıklamasında bulunuyor.
Peki sizce bir gün Mars’a gidip kolonileşebilir miyiz? En önemlisi de bu olayı bizler görecek miyiz? Düşüncelerinizi yorumlar kısmında beliyoruz.
