Süper kütleli kara delikler, oldukça devasa ve çok yoğun yapılardır. Bu yapıların kütle çekim o kadar fazla, yoğunlukları o kadar yüksektir ki ışık bile bu cisimlerden kaçamaz. Bu cisimlerin etrafında çok güçlü galaktik rüzgarlar oluşur. Bu rüzgarlar, savrulan parçacıklardan kaynaklanır, bildiğimiz rüzgarlardan çok daha farklıdır.
Araştırmacılar, bu rüzgarların kara deliklerin çevrelerindeki galaksilerin gelişimi üzerindeki etkisi açısından önemli olduğunu düşünüyor. Yine de sistemin tam olarak nasıl işlediğinden emin değiller.
Kanarya Adaları’nda bulunan Canarias Astrofizik Enstitüsü (IAC), süper kütleli kara deliklerden savrulan gazlardan meydana gelen bulutları inceleyerek yeni bir teori geliştirdi. Araştırmacıların bulguları, galaksilerin merkezinde yer alan süper kütleli kara deliklerin, çevrelerindeki galaksilerin şekillendirilmesindeki rolünü ortaya koyuyor..
Süper kütleli kara delikler, etraflarındaki her şeyi yutuyor yutmasına ancak bu gök cisimlerinden yoğun gaz kaçışı da oluyor. Bu gaz kaçışında parçalar, saniyede binlerce kilometre hıza çıkabiliyor. Özellikle güçlü olan aktif galaktik çekirdekler (kara delikten çıkan gazların bilimsel adı), galaksilerin merkezindeki maddeleri parçalıyor ve o bölgelerde yeni yıldızlar oluşumunu engelliyor.
Bu sürecin nasıl işlediğini inceleyen araştırmacılar, EMIR adlı kızılötesi spektrografı kullanarak rüzgarları oluşturan maddeleri belirledi. Iyonlaşmış ve moleküler hale gelmiş gazlardan oluşan kuasarları, kızılötesi spektrumda incelediklerini söyleyen Dr. Ramos Almeida, bu analizin önemli olduğunu belirtti. Dr. Almeida’ya göre bu rüzgarlar her zaman aynı karakterde olmuyor.
Çalışmalara göre, iyonlaşmış parçacıkların hızı saniyede 1200 kilometreyi bulabiliyor. Moleküler rüzgar hızından bile fazla bir rakam bu. Yine de galaksinin rezervlerinden gaz çıkışının esas sebebi, yılda 176 güneş kütlesi malzeme kaçısına sebep olan moleküler rüzgarlar olarak görülüyor. IAC’den Dr. Jose Acosta Pulido, ALMA’dan yapılacak yeni gözlemlerin de bu bulguları destekleyeceğini söylüyor.