Tehlike Çanları Çalıyor: Karbon Emisyonu 2018’de Rekor Düzeye Ulaştı

53
18
6
2
0
Bilim insanlarının çarşamba günü açıkladıkları tahminlere göre karbon emisyon seviyesi kaydedilmiş en yüksek seviyeye ulaşırken, iklimle mücadele değişimiyle mücadele hedefleri ile gerçek rakamlar arasındaki uçurumu da gözler önüne serdi.

2014 ve 2016 yılları arasında karbon emisyonu yatay halde seyrediyordu. İklim değişikliği ve küresel ısınma ile mücadelede önemli bir dönüm noktasına eriştiğimiz yönündeki umutlar, yerini son iki yılda hayal kırıklığına bıraktı. 2017 yılında yüzde 1.6 artan karbon emisyonunun 2018’de yüzde 27 daha artması bekleniyor.

Çin’in karbon emisyonu yüzde 5, Hindistan’ın yüzde 6 oranında artarken, bu rakam ABD için de yüzde 2.5 oldu. Avrupa ülkeleri ise toplam karbon emisyonlarını yüzde 1 civarında azaltmayı başardılar.

Ülkelerin, iklim değişikliğine karşı mücadele görüşmeleri şu anda Polonya’da devam etse de, dünya genelinde hedefin epey uzağında kaldığımız bir gerçek.

Bu yıl yapılan 24. yıllık BM İklim Konferansında, “Başımız dertte. Başımız iklim değişikliği ile büyük dertte.” diyen Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, “Durumumuzun aciliyetini abartmak mümkün değil. Dünyanın dört bir yanında iklim değişikliği yüzünden, ortalığı yıkan felaketlerle karşılaşmamıza rağmen bu geri döndürülemez ve yıkıcı iklim değişikliğini önlemek için yeterince şey yapmıyoruz, yeterince hızlı ilerlemiyoruz.” ifadelerini kullandı.

Global Carbon Project’in üç ayrı raporla yayımladığı veriler hakkında yorum yapmayan Guterres’in sözleri yine de durumun vahametini çok güzel anlatıyor. Bilim insanlarına göre iklim değişikliği artık sadece bir hipotez değil, geri dönülemez noktaya ise çok fazla kalmadı.

Ekim ayında, BM destekli bir bilimsel panele katılan araştırmacılar, ülkelerin görülmemiş önlemler almalarının ve 2030 yılına kadar karbon emisyonlarını yarıya düşürmeleri gerektiğini söylemişti.

Trump yönetimi tarafından yayımlanan ve yüzlerce bilim insanının da imzasının bulunduğu 1300 sayfalık raporda, iklim değişikliğinin şimdiden ABD’ye zarar vermeye başladığı belirtilmişti.

Artık umutlar, ülkelerin 2020 yılında çok ciddi önlemler almaya başlamaları yönünde. Bazı ülkeler, karbon salınımlarını azaltmak için canla başla çalışırken, bazı ülkeler ise 2015 yılında Paris’te verdikleri görece kolay sözleri bile tutmakta isteksiz. 2020’de Paris Anlaşması'ndan çekilmek için ısrarcı davranan Trump yönetimi, karbon salınımı kanunlarını ise gün geçtikçe daha da esnetiyor. Brezilya’nın devlet başkanı olan Jair Bolsonaro ise, koruma altındaki Amazon ormanlarının korunmasını kaldırmayı hedefliyor. Karbon salınımı konusunda dünyanın en büyük sorunu ise Çin. Dünyanın en çok karbon salınımı yapan ülkesi olan Çin, her yıl yarım milyar tona yakın zararlı gaz salınımına sebep oluyor.

Çin’de yaşanan ekonomik durgunluğun, bölgedeki denetimleri ve verimli teknoloji yatırımlarını sekteye uğrattığı, bu yüzden de Çin’de yaşanan artışın bu kadar büyük olduğu iddia ediliyor.

Genel olarak, gelişmiş ülkelerin emisyonlarını azaltmaları, gelişmekte olanların artışını karşılamaya yetmiyor. Temiz enerji kaynakları ise ancak yeni talepleri karşılamaya yetiyor. Güneş ve rüzgar enerjisi henüz fosil yakıtların yerini alacak kadar güçlü değil.  

Araştırmada genel olarak çeşitli sektörlerdeki gidişat ve bu sektörlerin karbon emisyonu ile olan ilişkisi ele alınırken, son rakamın yüzde 1.8 ile yüzde 3.7 arasında olması bekleniyor.

Karbon emisyon yoğunluğunda, son 12 yılda yüzde 45 azalma yaşayan Çin’in 2030 planlarına ulaşacağını, hatta bu hedefe beklenenden önce varılabileceğini açıklayan Çin İklim Değişikliği Özel Temsilcisi Xie Zhenhua, kendi ülkesinin hedeflere ulaşacağına emin. Şu anda enerji ihtiyacının yüzde 60’ını kömürden karşılayan Çin, 2050 yılında bu sayıyı yüzde 10’a indirmek istiyor. ABD, aşırı sıcak yaz ve kuzeyde aşırı geçen soğuk kış yüzünden klimaların yoğun kullanımından dolayı sapma yaşıyor. Ancak hem ABD hem de AB için en temel problem otomobiller. Avrupa’da toplu taşıma ve araç paylaşımı gibi yöntemler soruna bir nebze olsun çözüm üretiyor. ABD’de ise, ülkenin geniş yüz ölçümü nedeniyle herkes araba kullanmak zorunda. Benzinin ucuz olması ve arabalara gereksiz büyük motorlar yapmaları da ABD’nin bu sorununu çok daha ciddi hale getiren etmenler.

Görüşmeleri yöneten BM uygulayıcı sekreteri Patricia Espinosa ise, görüşmelerin zorluğuna rağmen gelecekten umutlu. 

Kaynak : https://www.washingtonpost.com/energy-environment/2018/12/05/we-are-trouble-global-carbon-emissions-reached-new-record-high/?noredirect=on&utm_term=.a439a35dff73
53
18
6
2
0
Emoji İle Tepki Ver
53
18
6
2
0