Her hafta cuma günü yayınladığımız Tek Soruluk Dev Anket serimizin bu bölümünde, biraz daha eğlenceli ve popüler konuya odaklanıyoruz. Koca dünyanın neredeyse bütün sinema salonlarında gösterilen filmler üreten kültür endüstrisinin kalbinin attığı yere Hollywood’a gidiyoruz. Hatta oraya gitmekle kalmıyor, çizgi roman filmlerinin hayatımıza girdiği yıllara kısa bir bakış atıyoruz. Hoş geldiniz.
Marvel ve DC, yeryüzünün en fazla çizgi roman kopyası satan iki şirketi. Bu iki dev arasındaki rekabeti, akıllı telefon dünyasının devleri Apple ve Samsung arasındaki rekabete benzetebiliriz. Dışarıda birbirlerini yiyen bu iki şirket, perde arkasında aslında o kadar da düşman değil.
DC’nin kısa tarihi:
Sene 1934. O zamanlar bir savaşın eşiğinden çıkan dünya, yeni yeni değişmeye başlıyor. İkinci bir savaş da kapıda. Tüketim kültürünün temellerini atan Sanayi Devrimi’nin sonucu olarak üretim patlaması yaşamaya daha yıllar var. İşte böyle bir ortamda Malcolm Wheeler-Nicholson adındaki bir girişimci, ABD’de Ulusal Müttefik Yayınlar (National Comics Publications) adında bir şirket kuruyor.
1977’ye kadar basılı yayınlar çıkartan şirket, bu yıl isim değişikliğine gidip bugün DC olarak bildiğimiz Detective Comics’e dönüşüyor. Sonradan uzun isim yerine “DC Comics” tercih ediliyor. 1938’de ortaya çıkan Superman karakteri, o dönemin popüler çizgi roman yazarları Bill Finger ve Bob Kane tarafından “Aşırı aptalca ve saçma” olarak değerlendirilip, tarihe gömülüyor. Bu ikili, zengin bir dedektif olan bir başka ikonik kahramanın temellerini atıyorlar: Batman
DC Comics’in kadrosuna zamanla Green Lantern (1940) ve Flash(1960) gibi kahramanlar da dahil oluyorlar. Sonra ortaya Justice League(1960) adında bir kahramanlar topluluğu çıkıyor. Bu sırada DC’nin arkasından koşar adımlarla bir şirket gelmeye başlıyor. Marvel, yapı olarak daha tanınabilir ve insancıl karakterlerle ön plana çıkıyor, kısa sürede DC’den daha fazla kopya satmaya başlıyor. DC, durur mu? Patlatıyor bombayı: Teen Titans ortaya çıkıyor.
DC, çizgi romanlarını daha derinlikli, daha karanlık ve daha büyük insanları hedeflemek için çeşitlendirmeye karar veriyor. Sırada, filminin çok da bilinmediği Watchmen(1986) ve bir kült olan V for Vendetta gibi seriler ortaya çıkıyor.
Şirketin sinema dünyasındaki varlığı 1951 yılında çekilen ilk Superman filmiyle başlıyor. O günden bu yana DC Comics çatısı altından çıkan hikayeler 50’den fazla sinema filmine dönüştü. Bu filmlerden bazılarını, usta yönetmenlerin elinde şekillenen bir şaheser, bir kült olarak anıyoruz.
IMDb puanı en yüksek olan 5 DC Comics filmi şöyle (animasyonlar hariç):
- Man of Steel: 7.1
- Wonder Woman: 7.5
- Batman Begins: 8.3
- Dark Knight: 9.0
- Dark Knight Rises: 8.4
Marvel’in kısa tarihi:
Yıl 1939. Savaşın eşiğinde olan dünya, ABD’de yaşayan Martin Goodman adında bir adamın girişimiyle, savaşlar için en büyük silahın kültür olduğunu öğrenmek üzere. Savaş kahramanı olan Captain America ise bu silahın en önemli parçası olarak editörleri Jack Kirby ve Joe Simon’u bekliyor. O zamanlar Timely Comics olarak bilinen şirket, bir dönem Atlas Comics adıyla da anılıyordu. Şirket, zamanla süper kahramanların ihtiyacı olan şeyleri doğada aramaya başladı.
ABD’de popüler olsa da dünyaya adını çok duyuramayan şirket, usta Stan Lee’nin zekasından çıkan Fantastic Four(1961) ile boyut atlamaya çok yakındı. Daha sonra ortaya Spider-Man(1961) adında bir genç çıktı. Bu yıllar, Marvel’in hızlı yükselişini sürdürdüğü yıllardı. Stan Lee efsaneye dönüştüğü dönemin ardından artık adı Marvel olan şirketin başına geçecekti.
1990’lı yıllar Marvel için çok zordu. Kopya satışları düşüyor, ticari olarak ayakta kalması için yeni şeyler gerekiyordu. Sinema ve animasyon dünyası, Stan Lee ve şirketine çıkış biletini sundu. Marvel, zamanla beyaz perde sayesinde bir efsane oldu.
IMDb puanı en yüksek olan 5 Marvel filmi şöyle (animasyonlar hariç):
- Iron Man: 7.9
- X-Men: Days of the Future Past: 8.0
- Captain America: Civil War: 7.8
- Avengers: 8.1
- Avengers: Infinity War: 8.5
Gelelim asıl konuya:
Marvel ve DC Comics arasındaki rekabet, daha uzun yıllar süreceğe benziyor. Siz bir okuyucu, bir izleyici ya da her ikisi birden olarak, hangisini daha hoş buluyorsunuz? Hangi şirketin kahramanlarıyla özdeşleşiyor, hangi dünyaya dahil olmaktan daha çok haz duyuyorsunuz? Olmadı şöyle soralım:
