The Guardian, Facebook’un ‘Skandal’ İçerik Silme Kriterlerine Ulaştı!

20
2
1
1
1
Sosyal medya devinin bu güne kadar şirket içi yayın politikalarını öğrenmek neredeyse imkansızdı. Söz konusu sızıntılarla ortaya çıkan eğreti politikalar, büyük tartışmalara sebep olacak cinsten.

Bu yıl itibariyle 2 milyarlık kullanıcı sınırına yaklaşan Facebook, dünyanın açık ara en çok bilinen şirketlerinden. Elinde tuttuğu muazzam kullanıcı kitlesi ise, artık kötü hizmet verse bile şirketin uzun süre daha ayakta kalmasını sağlayabilir. Bu 2 milyar üye her gün milyonlarca fotoğraf ve videoyu Facebook üzerinden yayımlıyor. Bu boyuttaki kitlesel bir oluşumda yapılan paylaşımların kontrol altına alınabilmesi için bir takım kurallar ve ilkeler gerekiyor.

Yukarıdaki örnek gibi son zamanlarda artan şiddet içerikli ya da seks skandallarına ait paylaşımlar, toplumu patlamak üzere olan bir bolan gibi şişirme potansiyeline sahip terör destekçisi paylaşımlar, Facebook’un ilke ve kuralları hakkında sorulması gereken birçok soruyu gündeme getirdi. The Guardian gazetesinin derinlemesine araştırması sonucunda soruların cevabı ilk kez ortaya çıktı. 

Moderatörlerin tüm bu zorlu süreçlerin ardından yayından kaldırılıp kaldırmayacak içerikleri seçerken ortaya koydukları kötü performans, mevcut politikaların çarpıklığına bağlanıyor. Çünkü aşırı cinsellik içeren ya da ırkçı söylemlerin yer aldığı görüntüler kaldırılmazken, insanların bir savaş sırasındaki dramatik anlarını gösteren -aslında herkesin görmesi gereken- fotoğraflar kaldırılıyor. 

İşte The Guardian’ın sızdırdığı Facebook Dosyaları'ında Göze Çarpan Maddeler:

Bir belgede Facebook'un potansiyel sahte hesaplarla ilgili olarak haftada 6,5 ​​milyondan fazla rapor aldığı söyleniyor. İşte şirketin şiddet, nefret dolu konuşmalar, terörizm, pornografi, ırkçılık ve kendine zarar verme gibi konularla baş etmek için uyguladığı “tartışmalı” politikalar:

  • “Birisi Başkan Trump’u vurmalı!” gibi söylemler kaldırılmalıdır, haliyle devlet başkanları korunan kategoridedir. Ancak bir insanın başkan olmayan bir insana şunları söylemesi kadar doğal bir şey yoktur ve tehdit olarak görülmezler: “Birini öldürmek için boğazının ortasına yeteri kadar baskı uyguladığınızdan emin olun” ya da "S.ktir git ve Öl” 
     
  • Vahşi ölümlerin videoları rahatsız edici olarak işaretlenebilirler, ancak zihinsel engelli insanların görüntülerinde olduğu gibi farkındalık yaratacaklarından kaldırılmak zorunda değillerdir.
     
  • Cinsel olmayan fiziksel istismar ve zorbalığa maruz kalan insanların fotoğrafları, sadistlik veya ayin gibi görüntüler içermedikçe silinmek zorunda değillerdir. 
     
  • Hayvanların kötü şeylere alet edildiği anlara ilişkin fotoğraflar rahatsız edici olarak işaretlenebilir, paylaşılabilir.
     
  • Çıplaklık ve cinsel etkinliği gösteren tüm "el yapımı" sanatlara izin verilir.
     
  • Çıplaklık olmadığı sürece kürtaj videolarına izin verilir.
     
  • Facebook "insanların sıkıntıya uğramak için sansürlenmesini veya cezalandırılmasını istemediği için" insanların kendilerine zarar verdikleri anları paylaşmasına izin verebilir.
     
  • Sosyal medya platformunda 100.000'den fazla takipçisi olan herkes, özel kişilere verilen tüm korumaları reddeden bir topluluk olarak tanımlanır.
     
  • “Seni öldüreceğim!” ve “Lanet olası, geber!” gibi cümleler net bir şekilde şiddet ifadesi değil, hoşnutsuzluğun ve hayal kırıklığının şiddetli bir ifadesidir. 
     
  • İnsanlar genelde caydırıcı ve ciddiyetsiz davranışlarda bulunanları şiddetle tehdit ederek ya da onlara yönelik şiddet çağrısı yaparak küçümsemeyi ya da anlaşmazlığı ifade ediyorlar. Dolayısı ile hoşnutsuz veya rahatsız edici içeriklerin tamamı topluluk standartlarımızı ihlal etmiyor. 

Facebook’un Küresel Politikalar Yönetici Monika Bickert "Gerçekten çok çeşitli, küresel bir topluluğa sahibiz ve insanlar paylaşacakları şeyler konusunda çok farklı fikirlere sahip olabiliyorlar. Çizgiyi nereden çekerseniz çekin, her zaman biraz gri alan kalacaktır. Örneğin, hiciv ve mizah ile uygunsuz içerik arasındaki çizgi bazen çok incedir, ayırt edilemez bile. İşte bu yüzden, bazı şeylerin sitede olup olmamasına karar vermek çok zor. Topluluğumuzun güvenliğinden biz sorumluyuz ve üstesinden geleceğiz. Bu bir şirket taahhütüdür. Siteyi proaktif bir şekilde korumak için yatırım yapmaya devam edeceğiz ancak, insanlara standartlarımızı ihlal eden herhangi bir içeriği bize bildirme yetkisini de vermek istiyoruz" şeklinde konuştu. 

Her ne kadar ılımlı yaklaşımlar içeren açıklamalar yapılsa da, politikaların fazlasıyla çarpık olduğu ve bu yüzden platformun adeta mayın tarlasına döndüğü ortada. Facebook'un şiddet içeren ölüm, cinsel olmayan fiziksel çocuk istismarı ve hayvanlara yönelik işkenceler gibi konulara yönelik politikaları ise işleri çok daha çıkılması zor bir noktaya taşıyor:

  • Şiddetli ölümlerin videoları rahatsız edicidir, ancak farkındalık yaratmaya yardımcı olabilirler. Reşit olmayan bireylerin kesinlikle bu içeriklerden korunmaya, yetişkinlerin bir seçeneğe ihtiyaç duyduklarını düşünüyoruz. Bu yüzden şiddetli ölümlerin videolarını "rahatsız edici" olarak işaretliyoruz.
     
  • Böyle şiddetli ölüm içerikli görüntüler "reşit olmayanlardan gizlenmeli" ama otomatik olarak silinmemelidir. Çünkü kendine zarar verme sıkıntıları, zihinsel hastalıklar veya savaş suçları gibi konularda farkındalık yaratabilirler. 
     
  • Hayvanlara yapılan işkenceleri belgeleyen fotoğraflar ve videolar farkındalık yaratmaktadır. İzleyiciler bu içerikleri rahatsız edici olarak işaretleyebilirler.  

Yapılan görüşmelerde yukarıda da açıklamasını okuduğunuz Bickert, Facebook'un geleneksel bir teknoloji ya da medya şirketi değil "yeni bir tür şirket" olduğunu söylüyor ve platformun kullanımı konusunda kendilerini sorumlu hissettiklerini vurgulamaya devam ediyor.

Facebook’un gerçekten içerik yönetimi konusunda etik değerlerden utanç verici bir şekilde uzak olduğunu gösteren sızıntı, platformun topluluk standartlarının ne kadar yerlerde süründüğünü gözler önüne seriyor. Bireylerin kendisini söz konusu tehditkar içeriklerden koruyamaması durumuna 'farkındalık' kılıfı giydirilmiş durumda.

Şirketin benzeri hataları, zaten elinde bulundurduğu ve dünyanın yaklaşık 3’te 1’i oluşturan kitleden her dakika, kamyon yüküyle para kazanmasına engel olmuyor. 2006 yılından bu yana verilmeye devam eden fireler, toplumun sağlığını bozmakta, gündemi şiddet, cinsellik ve terör haberleri ile meşgul etmekte. 
 
Anlaşılan Facebook’a göre durumlar böyle değil.

Kaynak : https://www.theguardian.com/news/2017/may/21/revealed-facebook-internal-rulebook-sex-terrorism-violence#img-1
20
2
1
1
1
Emoji İle Tepki Ver
20
2
1
1
1