Antik Yunan döneminin en büyük filozoflarından olan Romen Diyojen, bundan 2300 yıl önce Sinop’ta doğmuştu. Yaşam tarzı sebebiyle herkesin ‘sinik’ dediği, Antik Yunanca’da ‘köpek’ anlamına gelen bu kelimeyle çağrılan Diyojen, toplumsal kuralların kişisel özgürlüklerin kısıtlanmasına sebep olduğunu, doğanın kurallarına göre yaşamanın insanı daha çok tatmin ettiğine inanan sinizm felsefesinin kurucusu olarak görülüyordu. Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümü profesörlerinden Stephen Voss, Diyojen için şunu söylüyor: "Diyojen doğa ile barışık basit bir hayatta mutluluğu bulmuş ve insanlara sahip olduklarının tadını çıkarmayı, sahip olmadıklarına ise kafa yormamayı salık vermişti."
Siyasileri sürekli olarak eleştiren Diyojen, bir söylentiye göre kendisini görmeye gören Büyük İskender’in ‘bir isteğin var mı?’ sorusuna ‘Gölge etme, başka ihsan istemem’ şeklinde cevap vermişti. Kısacası Sinop, şu an ki mutluluklarının tarihsel olarak en büyük atılımcılarından bir tanesinin doğumuna ev sahipliği yapıyor.
Sinop’taki araçlar, caddelerinde trafik lambaları olmamasına rağmen İstanbul’daki trafik karmaşasının tam aksi şekilde, uyum içerisinde hareket ediyorlar. Sokaklarda dolaşan insanlar, sanki hiç aceleleri yokmuş gibiler. Hatta buradaki bürokrasinin Çarşamba gününden itibaren tatile çıktığı dahi söylenir.
Sinop, her türlü yaşam biçimine saygı duyan insanların yaşadığı bir şehir. Mesela Teyzenin Yeri isimli bir işletmenin sahibi olan Aylin Tok, ‘Kadınlar, kimse rahatsız etmeden şortlarını giyerek rahatça gezebiliyorlar. Sabah 03:00’da sokağa çıksanız dahi size kimse karışmaz’ diyor. İnsanlar arasında asla zengin-fakir ayrımının olmadığını söyleyen Tok, her kesimden insanın aynı kafelere gidip aynı simidi yediklerini, aynı çayı ve kahveyi içtiklerini ifade ediyor.
Komşuluk ilişkilerinin çok gelişkin olduğu Sinop’ta insanlar camdan sarkmış bir şekilde birbirleriyle sohbet ediyorlar, büyük marketler yerine daha çok semt dükkanlarından alışveriş yapıyorlar. Kısacası sürekli bir dayanışma içerisindeler, bu da Sinop’un ‘mutlu’ insanlarla dolup taşmasının en büyük sebeplerinden bir tanesi sanırım.
