Dünya Tüberküloz Haftası vesilesiyle konuşan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nesrin Öcal “Yani 'Türkiye veremle olan savaşta galip' diyebiliriz. Son 10 yılda Sağlık Bakanlığımıza bağlı Tüberküloz Dairesi Başkanlığı ve bünyesindeki Verem Savaş Dispanserlerinin özverili çalışmaları sayesinde tüberküloz sıklığı pek çok gelişmiş Avrupa ülkesi ile benzer bir seviyeye düşürülmüştür.” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) raporlarına göre tüberkülozun (verem), hâlâ dünyadaki tüm ölüm nedenleri arasında ilk onda olduğunu söyleyen Öcal “Bildirimi zorunlu olan bu hastalığa dünya genelinde her yıl milyonlarca yeni hasta eklenmektedir. Rakamlara bakacak olursak DSÖ verilerine göre 2017'de dünyada 1 milyonu çocuk olmak üzere 10 milyon yeni tüberküloz hastası bildirilmiştir. Aynı yıl yaklaşık 1,6 milyon kişi ise tüberküloz nedeniyle ölmüştür.” ifadelerini kullandı.
Ülkemizde verem hastalığının 2005’te 100 bin kişide 29,4 olduğunu, bu oranın 2016’da 100 binde 15,3’e gerilediğini söyleyen Doç. Dr. Öcal, Türkiye’nin veremle mücadelesi konusunda şunları söyledi:
“Diğer yandan tüberküloz tamamen ortadan kalkana kadar hala toplum sağlığı için bir tehdit oluşturmaktadır. Hem bağışıklık baskılayıcı tedavi yöntemlerinin yaygınlaşması hem de küreselleşen dünyada Türkiye'nin de yüksek tüberküloz riski olan ülkelerden göçler alması nedeniyle bu konu halen çok büyük önem arz etmektedir. Bu sebeple verem ile mücadelede toplumun risk faktörlerini, hastalığın yayılım şekilleri ve bulgularını iyi bilmesi önemlidir.”
Veremle savaşta aşının ilk adım olduğunu ve doğru tedaviden sonra 3 hafta içerisinde bulaştırıcılığını kaybettiğini söyleyen Doç. Dr. Nesrin Öcal “Verem ile mücadelede ilk basamak aşılamadır. Sağlık Bakanlığı, ilk 2 ayını tamamlamış yani 3. ayına girmiş tüm sağlıklı bebeklere BCG aşısının yaptırılmasını önermektedir” dedi.
