Tüylerinizi Ürpertecek 10 Arkeolojik Gerçek! (+18)

3
1
0
0
0
Gerek arkeolojik araştırmalar gerekse de kimi tesadüfler sonucu ulaşılan tarihi gerçekler, insanın tüylerini ürpertir nitelikte.

Başı kopmuş gladyatörlerden tutun, mumyalanmış akciğerle kadar bugüne dek yapılan arkeolojik araştırmalarda ya da tesadüfen ortaya çıkan 10 tüyler ürpertici gerçeği sizler için listeledik:

1- Ölüm Çukuru

2012 yılında Fransa’da, bir özel mülkün tadilatı sırasında ortaya çıkan 5 metre genişliğinde ve 2 metre derinliğindeki çukurda, yaklaşık 5.300 yıl öncesine ait insan kemikleri bulundu. Çocuklara ve hatta bebeklere ait kol ve bacakların da aralarında bulunduğu kemikler vücutlardan koparıldıktan sonra buraya atılmış. Hatta en üstte, orta yaşlı bir erkeğin kafatasına çok ağır bir darbe almış olan iskeleti bulunuyor. Bilim insanlarınca kemiklerin, bir savaştan kaldığı ya da bir çeşit cezalandırma yöntemine işaret ettiği söyleniyor.

2- Başsız Gladyatör

Bir arkeolojik kazı sırasında İngiltere’de bulunan, 45 yaşın altında ve uzun boylu erkeklere ait olan bu iskeletler, kimilerinin kafaları göğüslerinin üzerinde, kimilerininki ise bacaklarının arasında gömülü olarak bulundu. İskeletlerin, 2. İle 4. yüzyıllar arasına ait olduklarının saptanması ve bölgenin de o dönemde Roma İmparatorluğu topraklarında yer alması sebebiyle gladyatörlere ya da askerlere ait olabilecekleri düşünülüyor.

3- Zincirlenmiş İskeletler

Atina yakınlarında bulunan antik mezarda, düzinelerce iskelet, ağızları açık ve boyunları geride olacak şekilde, zincirlenmiş olarak bulundu. MÖ. 650 ile MS. 625 yılları arasında bir zamana ait oldukları belirlenen iskeletlerin, o dönemde Atina’yı ele geçirmeye kalkışan ancak başarısız olan olimpiyat şampiyonu Cylon’un yandaşlarına ait olabileceği tahmin ediliyor.

4- Bir Garip Romantizm

Dönemin yaygın bir geleneği olarak, Brefeillac Prensesi Louise de Quengo, 1656 yılındaki ölümünün ardından, kendisinden 7 yıl önce hayatını kaybetmiş olan kocasının kalbiyle birlikte gömülmüş. Bir şövalye olan Toussaint Perrien’in kalbi, ölümünden sonra çıkarılarak balmumu ile kaplanmış ve özel bir testide bekletilmiş.

5-Trajik Kurban Ayini

1985 yılında Arjantin’de yaptıkları bir tırmanış sırasında dağcılar, takıldıkları bir kaya parçasının hareket etmesiyle birlikte, altında bulunan 500 yıllık bir mumya buldular. 7 yaşında bir erkek çocuğuna ait olan mumya, İnca medeniyetinin Capacocha adını verdikleri ve çocukların kurban olarak sunuldukları ayinden sonra buraya gömülmüş.

6-Mumyalanmış Akciğer

Mumyalara rkeoloji kazılarında sıklıkla rastlanır. Ancak bir lahit açıldığında, iskeletin arasında çürümeden kalabilmiş bir akciğerin bulunması, oldukça sıra dışı bir durum. 1959 yılında Paris’te yapılan bir araştırma sırasında karşılaşılan bu durum, MS. 515 ile 580 yılları arasında yaşamış olan Arnegunde ismindeki bir kraliçenin mezarının açılmasıyla gerçekleşti. Uzunca bir süre sebebi anlaşılamayan bu durum, Nisan 2016’da açıklığa kavuştu. Akciğerde yapılan kimyasal araştırmalarda, çeşitli bitki ve baharat kalıntılarının yanı sıra, yüksek miktarda bakıra rastlandı ve bakır, o dönemde oldukça kıymetli bir madendi. Arnegunde öldükten sonra boğazından aşağı dökülen bu bakır-baharat karışımı, akciğere indi ve onu günümüze kadar çürümekten korudu. Ya o dönem yaşayan insanlar bakırın bu koruyucu özelliğini biliyorlardı ve tüm vücudu koruyacağını düşünerek Arnegunde’yi bu şekilde mumyalamak istediler, ya da bunun bir ilaç olabileceğini düşünerek, O’nun ölümüne sebep oldular.

7- Ağacın İçindeki Ceset

2015 yılında, İrlanda’da yaşanan bir fırtına sonucu devrilen 215 yaşındaki ağacın kökleri arasında, birçok insan kemiğine rastlandı. 1030-1200 yılları arasında yaşamış bir erkek çocuğuna ait olduğu belirlenen kemiklerde bıçak izlerinin bulunmasıysa, olayı daha da ürpertici kılıyor. Bir cinayete kurban gittiği düşünülen çocuğun buraya gömüldüğü ve yıllar sonra üzerine tesadüfen dikilen bir ağacın ise kökleriyle çocuğun bedenini sararak kendisine doğru çekmiş olduğu görülüyor.

8- Tarih Öncesi Hesaplaşma

İspanya’daki bir mağarada bulunan delinmiş kafatasının, 430.000 yıllık öncesinde yaşanan bir hesaplaşmanın ya da bir cezalandırmanın sonucu olduğu düşünülüyor. Ayrıca 28 farklı kişiye ait iskeletlerin de içierisinde bulunduğu mağarada ve iskeletler üzerine yapılan incelemeler, bu kişilerin mağaraya zorla değil, kendi istekleriyle geldiklerini izlenimini yaratıyor. Bilinen ilk insan türlerinden birine ait olan bu cesetlerin cinsiyetleri saptanamazken, kafatasında bulunan deliğin ise ölüm sonrası ya da bir kaza sonucu değil, balta veya mızrak benzeri bir aletin müdahalesiyle oluşmuş olduğu bilim insanlarınca kesinleştirilmiş durumda. Araştırmacılar, daha çok mağarada bir çeşit mahkeme yapıldığı fikri üzerine yoğunlaşmışlar.

9- Vampir Mezarları

1600 ve 1700’lerin Polonya'sından, boğazlarına saplı hançerlerle ya da oraklarla gömülerek bugüne dek ulaşmış birçok iskelet var. Doğu Avrupa’da o dönem oldukça yaygın olan vampir inancı ve Dracula hikâyelerinin etkisiyle insanlar, kimi cesetleri bu şekilde önlemler alarak gömmüşler ki yeniden canlanıp vampire dönüşmesinler. 2014 yılında, Polonya’daki Drawsko mezarlığında bulunan iskeletler, bilim insanlarına göre herhangi bir travma sonucu değil, o dönem oldukça yaygın olan kolera sebebiyle hayatını yitiren insanlara ait.

10- Cadı Avı Kalıntıları

Bazı arkeoloji buluşları, korkutucu olmak adına kemiklere ya da mumyalara ihtiyaç duymayabiliyor. İskoçya’nın Aberdeen kentinde bulunan ve 15. yüzyıla ait olan bir kilise de, işte bunlardan biri. Zira bu kilisede, cadı olmakla yargılanan insanları cezalandırılmak için kullanılan taş bir sütun ve bu sütuna bağlı birçok demir halka bulunuyor. 1597 yılında, Aberdeen’de yaşanan “Büyük Cadı Avı” sonrası yakalanan 400 kişi, 8 aylık bir süreç içerisinde burada yargılandı ve bunlardan 200’ü yine burada boğularak idam edildi. Daha sonra cadı olduğuna kanaat getirilen bu kişilerin cesetleri, yeniden canlanmamaları için yakılarak imha edildi.

Kaynak : http://www.livescience.com/13637-8-grisly-archaeological-discoveries.html
3
1
0
0
0
Emoji İle Tepki Ver
3
1
0
0
0