Bank of America analistleri tarafından evrenin bir simülasyon olma ihtimali üzerinde durulmuş ve bununla alakalı bir rapor hazırlanmış. Çıkan sonuca göre; hayatımız %20-%50 arası bir ihtimalle gerçekten de bir simülasyondan ibaret.
Raporun içeriğinde bir simülasyonda yaşasaydık, bunu fark edip edemeyeceğimize de değinilmiş. Araştırmalara göre böyle bir şeyin gerçek olması olasılığında, bu durumu fark edemeyeceğimiz ortaya çıkmış.
Kim veya kimlerin simülasyonu olduğu konusunda da atalarının, yani bizlerin yaşadığı bu dönemi ve yaşayış şekillerimizi anlamak amacıyla böyle bir simülasyon hazırlamaya karar vermiş olabileceklerinin üstünde durulurken, bu kişilerin tahmin ettiğiniz gibi gelecek nesiller tarafından hazırlanmış olabileceği düşünülmekte.
Gelişmekte olan yapay zeka ve sanal gerçeklik teknolojileriyle beraber, gelecekte böyle bir simülasyon oluşturulmasının mümkün olabileceğinin de altı çiziliyor.
Simülasyon Fikrinin Çıkış Noktası Ne?
Araştırma ekibi tarafından bunun cevabı olarak ‘aşılamayan üst sınırlar’ örnek gösteriliyor. Normal şartlar altında, bir simülasyon programı içerisinde iki veya üç boyutlu, zamanla ilerleyen bir modele sınırlamalar koyacaktır. Yani simülasyonu kurgulayanlar tarafından belirtilmiş sınırların dışına çıkmamız mümkün değildir. Kısacası, kurgulanmış bir simülasyonun içindeysek eğer yazılımın izin vermediği noktaya (sınır değerler) asla gidemeyiz.
Örnek verecek olursak, fizikte var olan kurallar üzerine düşündüğümüzde, çevremizde birtakım sabit değerleri kabul ederek ilerleyebiliyoruz. Sabit olan ışık hızını değiştiremiyoruz mesela, yani ışık hızını azaltamıyor yahut arttıramıyoruz.
Oxford Üniversitesi'nden dünyaca ünlü profesör Nick Bostrom da 2003 yılında simülasyon teorisinin yüksek bir ihtimal olduğunu açıklamıştı. Hatta ünlü astrofizikçi Neil DeGrasse Tyson da bu teorinin oldukça olası olduğunu düşünenlerden.
