Uzay çalışmaları ve çok uzak gezegenleri keşfetme konusunda büyük yardımları dokunan fakat artık emekli olan Kepler teleskobu, Güneş Sistemi dışında yer alan bir çok gezegeni keşfetmeye yardımcı oldu. Keşfi yapılan bu gezegenleri artık daha detaylı bir şekilde incelemenin vakti geldi. Tabii ki bu durum, Kepler'den çok daha büyük bir teleskobun varlığına ihtiyaç doğuruyor.
Yetkililer çok uzak mesafelerde yer alan gezegenleri ve uzay cisimlerini detaylı incelemek için, boyut olarak gerçekten çok büyük bir teleskoba ihtiyaç duyulduğunu belirtiyorlar. Böyle bir teleskobun inşaa edilebilmesi için yaklaşık 6,5 metre genişliğinde olan aynalara ihtiyaç duyuluyor. Bu boyutlarda bir yapının stabilitesini korumak ise oldukça güç bir durum. Aslında NASA'nın bu hedeflere uygun şekilde planladığı James Webb Teleskobu oldukça yeterli bir çözüm fakat teleskobun yapımı çeşitli nedenlerden dolayı sürekli erteleniyor.
Durum böyle olunca bilim insanları konu ile ilgili farklı çözümler aramaya yöneldiler. Daha evvel yapılan çalışmalarda, teleskoba uzayda referans olabilmesi için, yerden gökyüzüne doğru tutulan çok güçlü lazer ışınları kullanılıyordu. Bu yöntemin dezavantajı ise eğer milimetrik bir kayma, oynama veya bir ısı değişimi olursa, teleskobun değerlerinde sapma oluyordu. Yapılması planan dev teleskobun stabilitesini sağlamak daha da güç olacağı için lazer yöntemine alternatif bir çözüm sunuldu.
Yerden uzayın derinliklerine doğru lazer ışınları yöneltmek yerine, uzaya minik uydular koyarak, lazer ışınlarını uydulardan göndermenin çok daha kolay ve etkili olacağını tahmin eden araştırmacılar, konu ile ilgili çalışmalarına başladılar. Bu yöntem başarılı olur ise gelecekte devasa teleskoplar inşaa etmeye de gerek kalmayacağını bildiren bilim insanları, minik uydu sisteminin maliyet olarak da büyük bir kar sağlayacağını ifade ettiler.
