Şu an geliştirilmekte olan Hedgehog (kirpi) isimli robot, bu sorunun üstesinden gelmek üzere geliştirilmiş bir cihaz ve araç adeta bilimin en büyük tesislerini bir araya getirerek Stanford Üniversitesi, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü ve NASA’nın Jet İtici Laboratuvarı’nın ortak çalışması ile geliştiriliyor.
Robot, iki yıl önce görülen bir konseptten ilham alınarak yaratılmış ve köşelerinde diken benzeri yapılalar donatılmış bir küpten oluşuyor. Bu dikenler, hem birer ayak işlevi görürken hem de robotu zemine karşı koruyor ve robotu hareket ettirmek, zemin koşullarına göre ufak sıçramalar yapmasını sağlamak ve takla attırmak için kullanılabiliyor.
NASA JPL ekibinin lideri Isaa Nesnas’ın belirttiğine göre ayrıca bu ayaklar zemin hakkında bilgi toplamak için termal sondalar gibi çeşitli sensörlere de sahip.
Hedgehog’un küp şeklindeki tasarımının bir başka avantajı da robotun ön, arka ya da alt, üst gibi doğrultularının olmaması ve her koşul ve pozisyonda optimum seviyede çalışmaya devam edecek olması.
Stanford’un takım lideri konumundaki mühendislerinden Benjamin Hockman ise Hedgehog ile ilgili “Hedgehog’un dikenlerinin geometrisi kendisine sıçrama sırasında kusursuza yakın bir doğrultu kazandırıyor. Bu sonuca ulaşana kadar birçok farklı diken tasarımı üzerinde çalıştık ve sonuç olarak küp şeklinin hem en iyi sıçrama performansı sağladığını, hem de kapladığı alan itibarı ile bir mekik içinde çok daha rahat taşınabilir olduğu kanısına vardık” şeklinde açıklama yapıyor.
Şu anda NASA JPL ve Stanford tarafından geliştirilmiş iki farklı robot, NASA’nın C-9 uçağında yaratılan suni mikro-yer çekimli ortamda test ediliyor ve uçak paraboller çizip dalışa geçerken yarattığı mikro-yer çekimli ortamda farklı yüzeylerde robotların nasıl çalıştığı ve dengesini kurup kuramadığı kontrol ediliyor.
Bu testler esnasında Hedgehog, kendisini başarılı şekilde sıçratmayı, takla atmayı ve olduğu yerde dönmeyi becermiş gibi görünüyor; ayrıca kendisini yüzeyden zıplatarak dönüş hareketi de yapabiliyor ki; bu hareket yüzeyde herhangi bir yerde takıldığında çok işine yarayacak. Diğer taraftan Hedgehog’un üretimi Curiosity gibi bir keşif robotundan çok daha düşük maliyetli ve geçtiğimiz aylarda 67P/C-G kuyruklu yıldızına inen Philae modülünün aksine sabit yerde çakılı kalmak yerine asteroidleri gezebilecek kapasiteye sahip.
NASA JPL’in ürettiği Hedgehog’un sekiz dikeni bulunuyor ve robot içinde bulunan üç adet motor ile hareket ediyor. Bu robotun ağırlığı ise 5 kilogram civarında. Diğer yandan Stanford’un ürettiği model biraz daha küçük ve hafif ike daha kısa dikenler bulunduruyor ve o da üç motorla hareket ediyor.
Bu iki robotun en büyük farkı ise fren sistemlerinde ki JPL’in geliştirdiği robot, disk frenler kullanırken Stanford’un robotu sürtünmeli fren sistemine sahip.
Stanford ekibinin lideri Marco Pavone, bu fren sistemlerin, her iki sistemin de avantajını ve dezavantajları görmek amacıyla farklı kullanıldığını ve en iyi verimi sunan sistemin tercih edileceğini söyledi.
Araştırmadaki bir sonraki adım robotun manevra kabiliyetini en iyi şekilde canlandırarak asteroid üzerindeki davranışlarını simule etmek ve biçimi ile tasarımını bu veriler ışığında son haline getirebilmek olacak ki Hedgehog, asteroide yakın mesafede duracak olan bir gemiden gönderilecek ve o gemiden sinyal alarak Dünya’ya veri aktarımı sağlayacak. (Mars Rover programının aynısı; cihaz farklı)