NASA'nın Kepler/KP2 görevindeki verilerin de yardımını kullanan araştırmacılar, asteroseismoloji denilen yöntem ile bu titreşim dalgalarını toplayarak seslere ulaşmayı başarmış. Yıldızın da parlaklığında ufak değişimler yaratan bu titreşim dalgaları, yine aynı yıldızın içine hapsolmuş ses kaynakları sebebi ile oluşmakta. Yani titreşim dalgalarının yakalanması demek, ses kaynağının da ortaya çıkması demek oluyor.
Araştırma ekibinin başındaki isim Dr. Andrea Miglio, bu yıldızlardan elde edilen seslerin evrenin ilk zamanlarından kalma olduğunu ve aynı yıldızların da bilinen galaksinin şekillenme sürecinin başından beri varlıklarını sürdürdüğünü söylemekte. Miglio, bu tarz bulguların başta gezegenimizin de içinde bulunduğu galaksi gibi pek çok galaksinin nasıl oluştuğu ve şekillendiği konusunda önemli ipuçları sunacağını söylemekte.
Birmingham Üniversitesi, bu sesleri kendi internet sitesi üzerinden paylaştığı için biz burada sizlere sunamıyoruz ancak bu bağlantıdan haritaya ulaşabilmeniz mümkün. Sarı daireler içinde olan yıldızların üstüne geldiğinizde de o yıldıza ait sesleri duymanız mümkün olacaktır.