Gözlemlenebilir evrende bizimki gibi muhtemelen en az iki trilyon galaksi var. Ayrıca her biri yüz milyonlarca yıldızın etrafında dönen trilyonlarca gezegen tarafından doldurulmuş bir şekilde bulunuyor. Hayatı devam ettirecek gezegenler son derece nadir olsalar bile, sayılar göz önüne alındığında, evrende bir yerlerde canlı yaşam formları bulunmalı.
Araştırmacılar göre galaksimizde yaşanabilir olabilecek gezegenlerin sadece yüzde 0,1'i hayat barındırıyorsa, bu yaklaşık yüz milyon civarında bir gezegende yaşamın varlığı anlamına geliyor. Ayrıca bizim gibi herhangi bir gezegenin, diğer gezgenlerle iletişim kurmadan önce evrimsel açıdan gelişmiş olmaları gerekiyor.
İklim değişikliğinin devam etmesine izin verilirse, bu bildiğimiz şekliyle Dünya'daki hayatın çoğunu sonunda harap edecek. Çünkü geçtiğimiz 12000 yılın olağanüstü istikrarlı iklimi, insan uygarlığının gelişmesine, tarımdan ve nihayetinde sanayileşmeden yararlanmasına izin vermişti
Dünya'mız için iklim değişikliği devam ederse harap olan bir gezegenin zorluklarıyla, canlıların hayatta kalma olasılığı gitgide azalır. Ayrıca buna etki edecek en önemli nokta ise kesinlikle insan istekleri ve üreme hızı. Bu noktada da sadece 'yaşayan' canlılardan farkımız ortaya çıkıyor.
Burdaki asıl nokta ise, tam anlamıyla 'iklim değişikliği' üzerine değil. Diğer gezegenlerde, iklim değişikliğinin Dünya'yı mahvedebileceği gibi, değişik bir biçimde uygarlıklar yok olmuş olabilir.
David Wallace-Wells, New York Dergisinde, "Gezegenlerdeki canlıların yok oluş süreçlerinde birçok etken rol oynamış olabilir. Medeniyetler doğup gelişmiştir ve ilerleyen süreçte de bir nedenden dolayı kitlesel yok oluş gerçekleşmiş olabilir." açıklamalarında bulundu.
Fizikçi Brian Cox'un açıklamalarına göre bilim ve mühendislikteki büyümenin kaçınılmaz olarak felakete yol açabilecek ve türlerin sonunu getirebilececek. Ortaya atılan diğer bir iddia ise uzaylıların soyunun tükenmediğini ancak kış uykusunda oldukları yönünde. Evren hala çok sıcak olduğu için, soğuma sürecinde uyanacakları düşünülüyor.
