Vücudunuzu Bilime Bağışladığınızda Ne Olur?

38
16
7
5
3
Öncelikle şunu belirtelim, vücudunuzu doğrudan bilime bağışlayamazsınız. Peki ya gerekli prosedürleri tamamlayıp kendinizi bilimin kollarına bıraktıktan sonra vücudunuza ne olur?

Bedeninizi doğrudan bilim için bağışlayamasanız ancak bunu gerçekleştirebilecek bir kaç kuruluşa başvurabilirsiniz. Her ne kadar bunu kendi isteğiniz ile de yapmış olsanız, ölümünüzden sonra vücudunuza neler olacağı biraz kafa karıştırıcı olabilir.

ABD’de bu süreç düzenlenmemekle birlikte hala tartışma konusudur. Amerikan İlaç Derneği (AATB), Uluslararası İlaç Geliştirme Enstitüsü’nde olduğu gibi vücut bağışlarını kabul etmek isteyen kuruluşlar için akreditasyon sağlamaktadır. Ancak bunun yasal bir zorunluluğu yoktur.

Akreditasyon nedir?

Akreditasyon; deney ve Muayene Raporları, Kalibrasyon Sertifikaları, Yönetim Sistemi Belgeleri, Ürün Belgeleri, Personel Belgeleri veren kurum ve laboratuarların uluslararası geçerlilik ve güvenirliğinin kanıtlanmasına denir.

Bir de şöyle bir durum var ki, vücudunuzdaki mülkiyet haklarınız ölümünüzle birlikte sona erer, yani vücudunuz öngörmediğiniz birtakım şeyler için kullanılabilinir.

İngiltere’de süreç biraz daha sıkıntılıdır. Süreciniz, vücudunuza bağış düzenlemeleri yapmak için irtibat kurabileceğiniz 19 lisanslı sağlık kuruluşu listesi bulunan, İnsan Doku İdaresi tarafından ayarlanır. 2004 İnsan Doku Yasası uyarınca, Birleşik Krallık’ta vücut parçalarınızı satmak yasa dışıdır ve bu da ABD’de geçerli değildir. Ancak yine de ölümünüzden sonraki düzenlemeleri yapmak için doğru evrakları doldurmanız gerekecektir.

HTA Düzenleme Direktörü Chris Birkett, IFLSci’ye konuyla ilgili, “Bağışlanan bedenler, beyinler ve dokular eğitim veya araştırma için paha biçilemez kaynaklardır. Bağışcıların vücutları, sağlık profesyonellerine ve öğrencilere insan vücudunu öğretmek için kullanılacaktır.”dedi.

Eğer merak ediyorsanız bu işlem öyle hemen halledilecek türden değil. Vücudunuzun bağışının kabul edilmesi için yerine getirilmesi gereken bir dizi koşul vardır. Örneğin, herhangi bir bulaşıcı hastalık geçmişiniz olmaması ve ölümden önce sağlıklı bir bedene sahip olmanız gerekmektedir. Böyle bir durum karşısında, ölümünüzden sonra otopsi yapan sağlık kuruluşları, genellikle vücudunuzu almayı reddedecektir.

Ardından gerçekleşecek durum biraz daha karışıktır. Öldüğünüzde, kadavranın doğru etnik tedavisi de dâhil olmak üzere HTA’nın sıkı kuralları vardır. Hatta bazı kurumlar sizin için anma töreni bile yapabilirler.

Vücudunuz incelemeler sonunda kabul edilirse, ölümünüzü takiben tıbbi bir kurum tarafından mumyalanabilir. Bundan sonra, vücudunuz daha sonraki bir tarihte kullanılmak üzere buzdolabında saklanır, bu kullanım süresi ise 10 yıla kadar uzayabilir.

Mumyalanan bedenler öğrenciler, öğretmenler veya ilgili sağlık personelleri tarafından kullanılabilinir. Cildinizi çıkarmaları, kaslarınızı, sinirlerinizi, organlarınızı incelemeleri aylar sürebilir. Araştırma bittiğinde ise parçalarınız toplanır ve yakılır.

Maalesef ABD’de süreç tam olarak bu şekilde değildir. Bazı cesetler, farklı kurumlara defalarca kiralanabilmektedir. Eğer, ölmeden önce belirttiğiniz talepleriniz varsa, bunların gerçekleşeceğine dair size bir garanti verilememektedir yani eğer öldükten sonra bedeniniz için belirli bir vizyonunuz varsa bu gerçekleşmeyebilir. Bu sebeple organ bağışını seçmek sizin ve hayatını kurtaracağınız insanların daha yararına bir durum olacaktır. En azından bu karar ile organlarınızın bir başkası için hayat ışığı olduğunu emin olabileceksiniz.

Vücut bağışı tıbbi araştırmalar için oldukça yararlı bir yöntemdir. Ancak bedeninizin istenmeyen ellere geçmeyeceğinden emin olduğunuz kurumlara başvurmaya dikkat etmelisiniz. Peki siz ne düşünüyorsunuz vücut bağışı doğru bir yol mu? Yoksa organ bağışı bekleyen bir hasta için hayat ışığı mı olunmalı?

Kaynak : http://www.iflscience.com/health-and-medicine/what-happens-to-your-body-when-you-donate-it-to-science/all/
38
16
7
5
3
Emoji İle Tepki Ver
38
16
7
5
3