Dijital dünyanın hukuksal yaptırımlarla ilişkisi son derece hassas olmak zorunda, dolayısıyla bu alanlar fazlasıyla uzmanlık gerektiriyor. Hindistan polisi, şüpheli eylemlerin organize edildiği bir WhatsApp grubunun yöneticisi hakkında yaptırım gerçekleştirip, hapis cezası verdi. İşin garip tarafı, grubun yöneticisi olduğu için hapse atılan gencin ailesi tarafından verilen ifadelerden sonra ortaya çıktı.
İddialara göre 21 yaşındaki genç, grubun bir üyesiydi ancak yöneticisi değildi. Gerçek yönetici, soruşturmalar başladıktan sonra gruptan ayrılınca WhatsApp, genci otomatik olarak yönetici seçmişti. Bu ifadelere rağmen polisler, ellerindeki delillere göre hareket ettiğini söylediler.
Söz konusu olayın merkezinde elbette grubun bir tür eylem grubu olduğu gerçeği de var. Ailesi tarafından suçu olmadığı söylenen gencin adı Junaid. Junaid’in bu gruba üye olması bile bir sakıncayken, gruba kendi isteği dışında dahil edilmesi de mümkün olabilir. Zira dijital ortamda WhatsApp gruplarına katılmak çok kolay. Basit bir linke tıklayarak gruba katılım yapmak mümkün. Uygulamanın algoritması da asıl yönetici gruptan ayrıldıktan sonra, bir başka üyeyi otomatik olarak yönetici şeklinde atıyor.
Junaid’in kuzeni Farukh, gencin kesinlikle gruba mesaj gönderdiği sırada yönetici olmadığını söylüyor. Polisler ise böyle grupların yöneticilerinin gerçekte de elebaşı olabilecekleri konusunda ısrarcılar.
Bu olayın sonucu ne olursa olsun, almamız gereken bazı dersler var. Junaid’in suçlu ya da suçsuz olduğunu bilemeyiz, ancak böyle bir olayın her coğrafyada kolaylıkla yaşanabileceğini söyleyebiliriz. İnternetten dahil olduğunuz bir WhatsApp grubunun adının aniden bir terör örgütünün adına dönüştüğünü hayal edin. Grubun gerçek yöneticileri de ayrılınca, olaydan hiç haberi olmadan konuşmalara dahil olmuş insanlar suçlu ilan edilebilirler.
