Yapay Zeka Konusunun Amansız Paradoksu!

40
8
8
6
3
Yapay zeka konusu bizim de bolca yazıp çizdiğimiz, teknoloji dünyasının en çok tartışılan meselelerinden birisi. Bildiğiniz üzere birçok bilim ve teknoloji insanı da bu konu da karşı karşıya geliyor. Öte yandan yapay zeka ve insanlık konusu da yaman bir çelişki oluşturuyor.

Herhangi bir konuyla ilgili bir tartışma yapılacak ya da bir yazı yazılacak olursa ilk olarak tarihsel ilerleyişi analiz etmenin en doğrusu olacağına inanıyorum. Bu sebepten dolayı dilerseniz, yapay zeka tarihinin tamamı olmasa da ilk çıkış noktasını referans vererek başlamak istiyorum. İlk yapay zeka figürü, elbette, neredeyse her yazımızda söylediğimiz gibi teknolojiye tahayyül anlamında öncülük yaptığına inandığım sinema kanalıyla kullanıldı. Tarih ise birçoğunuzun tahmin ettiğinden daha geri bir dönem. 1927 yapımı Metropolis filmi, işçi sömürüsü ve ağır bir sistem eleştirisinin yanı sıra “False Maria” adlı bir yapay zeka ile de döneminde çok konuşulmuştu. Ve bu yazıya da konu olduğu için hala konuşulduğunu söylemek bence yanlış olmaz. İlerleyen dönemlerde “2001: A Space Odyssey”, "Blade Runner", "Terminatör" elbette Asimovun ölümsüz eserinden uyarlanan "I, Robot" ve G.O.R.A gibi filmlerde hep kullanılan bir simge oldu. (Arada atladığımız ama birçoğunuzun izlediği filmler vardır ancak bu kadarına değinmek yeterlidir diye düşünüyorum.)

Bugün, yine yapay zeka aynı ağırlığıyla tartışılıyor ve Metropolis'in işlediği konudan çok da ayrı bir sebepten ötürü değil. Bildiğiniz üzere yıllardır birçok internet sitesi ve gazete robotların insanların işini elinden alacağına yönelik haberler yapıyor. Bununla birlikte robotların daha çok kol gücü gerektiren işleri ele geçireceği gibi bir algı da bulunuyor. Ancak yapay zekanın diğer iş kollarına da el atacağı kaçınılmaz bir durum olarak da öne çıkıyor. Bu bağlamda hepimizin karşısına birkaç soru çıkıyor:

1- İşler robotların eline mi geçecek?
2-Makinelerin becerilerindeki gelişmeler, makineler insanlardan daha akıllı olana kadar birikir. Bu "üst düzey bilgi" büyük oranda insan emeğini gereksiz hale getirecektir. Ya makinelerin bize ihtiyacı kalmazsa.

Bu iki senaryodan ilkinin gerçekleşme süreci devam ediyor ancak bir sonuca bağlanıp bağlanmayacağı meçhul olarak öne çıkıyor. İkinci konu ise bildiğiniz gibi Haeking ve Musk tarafından da ortaya atılan bir senaryo. Bir anlamda takıntı diyebileceğimiz ikinci konu için çok fazla bir şey söyleyemiyoruz zira yapay zeka araştırmalarını durdurmak elimizde değil. Diğer yandan bu yazının paradoks kısmını oluşturan asıl mesele de insanların işinden olma kısmı yani yapay zekaların insanların işlerini ele geçireceği iddiası. 

Son birkaç yıldır bilgi işleminde en çarpıcı gelişmeler bildiğiniz gibi otonom sürüş yapan araçlar, en iyi oyuncuları yenen programlar, konuşmaları doğru idrak edip cevap veren robotlar oldu. University of Toronto bilgisayar bilimi uzmanı Hector Levesque, robotların bu işleviyle ilgili olarak uyarlanabilir makine öğrenimi arkasındaki fikirin, robotların eğitilmesiyle muazzam miktarda veri elde etmek olduğunu belirtiyor. Zira makinelerin nesneleri algılaması, diller arasında tercüme edebilmesi ve önceden programlanması gerekmeden bu davranış örnekleri verildikten sonra bile bilgisayar kodu yazabilmesi oldukça şaşırtıcıdır ve son 10 yılda gerçekleşen olaylar. Daha önce yaklaşık on yıl öncesine kadar gerçekten mümkün değildi, çünkü daha önce eğitim amaçlı yeterli dijital veri yoktu, yeterli beyin gücü de yoktu. 

Bu anlamda baktığımızda bilgisayarların yani yapay zekanın daha da fazla gelişeceğini söylemek büyük bir kehanette bulunmak anlamına da gelmez. Bu yüzden diyebilirizki insanüstü veriyi bir insandan daha iyi bir şekilde ancak bir yapay zeka işleyebilir. Bu da dolayısıyla yukarıda da belirttiğimiz gibi yapay zekanın beyaz yakalılar için de büyük bir tehdit oluşturabileceği anlamına geliyor. 

Sorun ve paradoks şuaradaki geçtiğimiz yıllarda başlayan 4. Sanayi Devrimi ile birlikte zaten fabrikaları ele geçirmeye başlayan otomasyon sistemi tüm meslekleri ele geçirdiğinde ne olacak? Zira işçiye verilen maaşın minimum seviyede tutulması gerektiğini düşünen sermaye sahibi için bu fikir oldukça iyi ve mantıklı. Ancak, herkes işsiz kalırsa yeni telefonlar, arabalar ya da herhangi bir ürün nasıl satılacak? Bu konyla ilgili derinlikli bir ekonomi politik araştırma yapmaya gerek yok. Kapitalist toplumun devam etmesi için pazarın sürekli büyümesi gerekiyor ve yukarıdaki senaryoda bunun olması imkansız hale geliyor. Öte yandan burada tekrar Musk'a dönecek olursak olabiliritesi -mevcut şartlar altında olmasa da- yüksek bir ihtimal var: Evrensel gelir sistemi. Yani herkese işsizlik maaşı verilebilir. Kısa bir girdi daha yapacak olursak, bir yüzyıldan daha uzun bir zaman önce Karl Marks, işçileri zorunlu emekten kurtarmak gibi bir cümle kurduğunda sanırım bu günleri ve bu tartışmaları hayal edememişti ama küçük bir tahayyül etmişti.

Kaynak : https://www.technologyreview.com/s/609318/the-great-ai-paradox/
40
8
8
6
3
Emoji İle Tepki Ver
40
8
8
6
3