Beyin Kanserinin Sonunu Getirecek Beklenmedik Panzehir: Çocuk Felci Virüsü

Tersine mühendislik, günümüzdeki pek çok sorunu anlamak için önemli bir yöntem. Peki size bilim insanlarının çocuk felci virüsünü tersine mühendislik sayesinde yeni bir forma kavuşturduğunu, bu yeni organizmanın da beyin kanserine karşı savaştığını söylesek? Üstelik ilk testler son derece başarılı sonuçlandı.

İnsan tarihinin en acımasız hastalıklarından birisi, bir diğerinin sonunu getirebilir mi? Bilim insanları sıra dışı bir tedavi potansiyeli olduğunu keşfettikleri çocuk felci için tam da bunu düşünüyorlar. Son derece ölümcül olan beyin kanseriyle savaşmak için çocuk felci virüsünü genetik olarak değiştirmek kulağa biraz çılgınca gelebilir, ancak yaptılar. Hatta devrim niteliğinde olan bu tedavi ilk testlerde başarılı sonuçlar verdi. 

Kanser ile mücadele yollarının hemen hemen hepsine karşı koyan bir beyin kanseri türü olan Glioblastoma, teşhisi koyulan çoğu kişiyi hayattan kopartıyor. Hatta doktorlar bu semptomla karşılaştıklarında tedavi yollarının geçerli olmayacağını bildikleri için hastalarını ölüme hazırlıyorlar da diyebiliriz. Çocuk felcine neden olan “polio” virüsünün genetik olarak değiştirilmiş yeni bir versiyonu ise bu kanser türüne karşı savaş açıyor, hastaların ömürlerini uzatıyor, dolayısıyla tedavilerin şansı artıyor.

Çocuk felcinin en büyük etkisi virüslerin sinir sistemini istila edebilmesidir. Uzmanlar ise polio virüsünün genetiği ile oynayarak onu modifiye ettiler, sonrasında ise beyin tümörünün içine aşıladılar. Polio virüsü, kanser hücrelerini enfekte ederek hepsini öldürmeye başladı. Aynı zamanda hastaların bağışıklık hücreleri de bu kanser hücreleriyle savaşmak için uygun ortamı yakaladı. 

Bilim insanları, normal şartlarda glioblastom türü kansere yakalanan hastalarda bugüne kadar görmedikleri değişimleri gördüklerini söylüyorlar. Modifiye edilen virüsle tedavi edilen hastaların %21’i üç yıl sonra bile hayatta kaldılar. Denek olan üç hasta altı yıldan daha uzun yaşadı. Denekerin büyük bir çoğunluğu hayatta kalma açısından gelişme gösteremezken, ilk kez beyin kanserine yönelik bu denli yüksek bir hayatta kalma oran yakalandı. Bu açıdan bakıldığında çalışmaların geliştirilmesiyle, farklı tedavi yöntemlerinin destek oluşturmasıyla daha çok insan hayata tutunabilir.