Hiç Alışık Olmadığınız Bir Kültürde Yaşamaya Başlasaydınız Davranışlarınız Değişir miydi? Yanıtı 'Kültürel Boyutlar Teorisi'nde Saklı!

Dünyada farklı kültürlerin var olması büyük bir zenginlik olduğu gibi aynı zamanda büyük çatışmaları da doğurur. Görmezden gelemeyeceğimiz bu kültürel farklılıklar Geert Hofstede tarafından kültürel boyutlar adını verdiği bir teori ile altı temel boyut üzerinden değerlendirilmiştir. Gelin Geert Hofstede’in kültürel boyutlar teorisi nedir tüm detaylarıyla inceleyelim.

Dünyada her ülkenin ve hatta aynı ülke içindeki farklı bölgelerin bile kendine özgü kültürleri vardır. İçinde yaşadığımız kültür, bizi biz yapan en önemli değerlerden bir tanesidir çünkü biliyorsunuz ki coğrafya kaderdir. Farklı kültürlerde yaşamış insanların bir araya geldiği zaman oluşturduğu zenginlik ve daha önemlisi oluşan çatışma, psikolog Geert Hofstede tarafından kültürel boyutlar teorisi ile ele alınmıştır.

Geert Hofstede’nin kültürel boyutlar teorisi, kültürler arası farklılıkları altı temel boyut üzerinden değerlendirmektedir. Tüm bu boyutlar, o kültürün içinde yaşamış olan insanların farklı kültürlerle etkileşime girdikleri zaman nasıl bir tepki vereceklerini göstermektedir. Elbette son derece genel bir değerlendirme olduğu için tam anlamıyla güvenilir demek doğru olmaz. Gelin Geert Hofstede’nin kültürel boyutları teorisi nedir tüm detaylarıyla inceleyelim.

İlk olarak Geert Hofstede kimdir?

2 Ekim 1928 yılında Hollanda’nın Haarlem kentinde dünyaya gelen Geert Hofstede, Yahudi asıllı bir ailenin oğludur. Kültürler arası etkileşimler üzerine sayısız eser veren Hofstede, bir yazar, sosyal psikolog ve sosyologdur. 12 Şubat 2020 tarihinde hayatını kaybettiği zaman arkasında bıraktığı en önemli miras, kültürel boyutlar teorisi adını verdiği bir çalışmadır.

Geert Hofstede’nin kültürel boyutlar teorisi nedir?

Geert Hofstede, kültürel boyutlar teorisini ilk kez 1970’li yılların sonunda ortaya attı. Bu teori, 50’den fazla ülkede faaliyet gösteren IBM çalışanları incelenerek oluşturulmuştu. Birbirinden farklı kültürlerden gelmiş olan bu kadar insanın bir arada nasıl çalıştığını dört boyut üzerinden inceleyen Geert Hofstede’in teorisine Michael H. Bond ve Michael Minkov daha sonra iki boyut daha eklemiş ve ortaya 6 temel boyut çıkarmışlardır. Tüm bu boyutlar 0 - 100 arası bir puan üzerinden değerlendirilerek kültürler arası benzerlik ve farklar, temel istatistikler üzerinden analiz edilmiştir.

Hofstede’nin kültürel boyutlar teorisi:

  • Güç mesafesi endeksi
  • Kolektivizm ve bireyselcilik
  • Belirsizlikten kaçınma endeksi
  • Kadınlık ve erkeklik
  • Kısa ve uzun vadeli oryantasyon
  • Kısıtlama ve hoşgörü

Güç mesafesi endeksi:

Güç mesafesi endeksi, o kültürdeki güçlü ve güçsüz kişiler arasındaki eşitsizliğin seviyesini ifade eder. PDI kısaltması ile anılan bu endeks değerinin yüksek puan alması demek, o kültürde güçlü ve güçsüz arasındaki eşitsizliğin kabul edildiği anlamına gelir. PDI puanının düşük olması ise o kültürde eşitsizliğin kabul edilmediği ve gücün eşit bir şekilde paylaştırıldığı anlamına gelir.

Güç mesafesi endeksinin yüksek olduğu kültürlerde merkezi kuruluşlar baskındır, hiyerarşik düzen karmaşıktır ve pek çok resmi alanda boşluklar vardır. Güç mesafesi endeksinin düşük olduğu kültürlerde daha basit organizasyonlar yaygındır, yöneticiler ve çalışanlar arasında eşit denebilecek seviyede bir düzen vardır.

Kolektivizm ve bireyselcilik:

Kolektivizm ve bireyselcilik, o kültürde yaşayan bireyin toplumun kalanıyla olan bağının gücünü ifade eder. IDV kısaltması ile anılan bu değerin yüksek puan alması demek, o kültürdeki bireyin toplumu ile daha az bağı olduğu ve eylemlerinin sonuçları hakkında daha az sorumluluk aldığı anlamına gelir. IDV puanının düşük olması ise o kültürde bireyin toplumuna bağlı olduğu, grubun çıkarlarını savunduğu ve sorumluluk aldığı anlamına gelir.

Kolektivizm ve bireyselcilik puanının yüksek olduğu kültürlerde insanların özgürlük ihtiyaçlarına verilen değer yüksektir, zorluklardan zevk alırlar ve gizliliğe saygı vardır. Kolektivizm ve bireyselcilik puanının düşük olduğu olduğu kültürlerde ise beceri geliştirme önemsenir, içsel ödüller önemlidir ve grup üyeleri arasındaki uyum, pek konunun önüne geçer.

Belirsizlikten kaçınma endeksi:

Belirsizlikten kaçınma endeksi o kültürde yaşayan insanların kaygılarıyla başa çıkabilme gücünü ifade eder. UAI kısalatması ile anılan bu değerin yüksek puan alması demek, o kültürde yaşayan insanların öngörülebilir hayatlar yaşadığı ve kontrol edemeyecekleri durumları ilahi güçlere havale ettikleri anlamına gelir. UAI puanının düşük olması ise o kültürde insanların daha rahat, açık ve kapsayıcı oldukları anlamına gelir.

Belirsizlikten kaçınma endeksinin yüksek olduğu kültürlerde insanlar daha muhafazakardır, toplumsal sözleşmeler önemlidir, duyguların gösterilmesine izin verilir ve her şey yolundaysa toplumun enerjisi yüksektir. Belirsizlikten kaçınma endeksinin düşük olduğu kültürlerde insanlar değişime açıktır, açık uçlu kararlar vermeye yatkındırlar ve daha az aciliyet duygusu ile hareket ederler. 

Kadınlık ve erkeklik:

Kadınlık ve erkeklik değeri, adından da anlaşılacağı üzere o kültürdeki cinsiyet rollerinin dağılımını ifade eder. MAS kısaltması ile anılan bu değerin yüksek puan alması demek, o kültürde kadın ve erkek rollerinin daha az örtüştüğü ve erkeklerin güçlü olmasının beklendiği anlamına gelir. MAS puanın düşük olması ise o kültürde cinsiyet rollerinin örtüştüğü ve alçakgönüllülüğün bir erdem olduğu anlamına gelir.

Kadınlık ve erkeklik değerinin yüksek olduğu kültürlerde güçlü egolar vardır, gurur ön plandadır, para ve başarı her zaman çok daha önemlidir. Kadınlık ve erkeklik değerinin düşük olduğu kültürlerde tüm ilişkilerin rızaya dayalı olmasına dikkat edilir ve asıl odak noktası, yaşam kalitesinin yüksek olmasıdır. 

Kısa ve uzun vadeli oryantasyon:

Pragmatik ve normatif olarak PRA kısaltması ile de anılan kısa ve uzun vadeli oryantasyon, o kültürdeki insanların zamana bakış açılarını ifade eder. PRA değerinin yüksek puan alması demek, o kültürdeki insanların uzun vadeli düşündüğü ve pragmatik olduğunu anlamına gelir. PRA puanının düşük olması ise o kültürde insanların kısa vadeli düşündüğü, ilkelerine önem verdiği ve daha muhafazakar olduğu anlamına gelir.

Kısa ve uzun vadeli oryantasyon değerinin yüksek olduğu kültürlerde insanlar neyin doğru olduğunu merak ederler, eğitime önem verirler, tevazu yüksektir ve erdemler vurgulanmaktadır. Kısa ve uzun vadeli oryantasyon değerinin düşük olduğu kültürlerde insanlar ‘neden?’ sorusuna odaklıdırlar, güçlü inançlar hakimdir, kendilerini abartılar, değerler vurgulanmaktadır.

Kısıtlama ve hoşgörü:

Kısıtlama ve hoşgörü değeri, sonradan eklenen bir boyut olduğu için hakkındaki veriler çok daha azdır. IVR kısaltması ile anılan bu değerin yüksek olması demek, o kültürde yaşayan insanların duygu ve düşüncelerini özgürce tatmin edebildikleri anlamına gelir. IVR puanının düşük olması ise o kültürde insanların hazlarını bastırdığı ve çok daha katı normlara sahip oldukları anlamına gelir.

Kısıtlama ve hoşgörü değerinin yüksek olduğu kültürlerde insanlar iyimserdir, ifade özgürlüğüne önem verirler ve kişisel mutluluğa odaklıdırlar. Kısıtlama ve hoşgörü değerinin düşük olduğu kültürlerde insanlar kötümserdir, davranışları daha katı ve daha kontrollü olma eğilimi göstermektedir.

Farklı kültürlerde yaşayan insan davranışlarını değerlendirmek için ortaya atılan Geert Hofstede’nin kültürel boyutlar teorisi nedir sorusunu yanıtlayarak bu teori hakkında bilmeniz gereken detaylardan bahsettik. İçinde yaşadığınız kültürü puanlamak isteseniz nasıl bir sonuç alırdınız? Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.