Efsane Belgesel Cosmos: Bir Uzay Serüveni’nden İlham Veren Alıntılar

İnsanlık olarak evrenle ilgili bilgilerimiz gün geçtikçe artıyor, bilgilerimiz arttıkça da ortaya cevap bekleyen daha fazla soru çıkıyor. Kesin olarak bildiğimiz şeyse, evrenin gerçekten büyüleyici olduğu.

Evreni anlamak, kendimizi anlamak için de önemli bir adım. Gelecek nesillerde belki de insanlık olarak başka gezegenlere, galaksilere yolculuklar yapacağız. Böyle olmasa bile evrenle ilgili bilgiler edinmek, evrendeki yerimizi anlamak açısından önemli.

Cosmos: Bir Uzay Serüveni de bu amaçla hazırlanmış muhteşem bir belgesel. Neil deGrasse Tyson'ın anlatımıyla adeta bir masal gibi kendini dinlettiren ve izlettiren bu yapımı herkesin mutlaka izlemesi gerekiyor.

İşte bu efsanevi belgeselden birkaç güzel alıntı:

1) “Fikirleri gözlem ve deneylerle test et, testi geçen fikirleri geliştir, geçemeyenleri reddet, kanıtları götürdükleri yere kadar takip et ve her şeyi sorgula. Bu koşulları kabul ettiğin sürece kozmos senindir.”

2) “Geçmiş başka bir gezegendir. Ancak çoğumuz bu gezegeni bile bilmiyor. Gelecek de başka bir gezegendir.”

3) “Bütün cevapları bilmemek sorun değil. Yanlış olabilecek cevaplara inanmaktansa cehaletimizi kabul etmek çok daha iyi. Her şeyi biliyormuş gibi yapmak, gerçekleri bulmaya giden kapıyı kapatır.”

4) “Dünyanın stabil olduğu algısı, ömrümüzün kısa olmasından kaynaklanan bir illüzyondur. Gezegenimizi büyük değişimlerin milyonlarca yıl sürdüğü kendi zaman ölçeğinde izleyebilseydik, onun ne kadar dinamik bir organizma olduğunu görebilirdik.

5) "Bilimciler de bir insandır. Bizim de kör noktalarımız ve ön yargılarımız var. Bilim, bunları dışarı atmak için tasarlanmış bir mekanizmadır. Sorun şu ki bilimin temel değerlerine her zaman sadık değiliz."

6) “Hepimizin yaşadığı yer olan dış katman yani yer kabuğu yalnızca bir elma kabuğu kalınlığındadır. Manto üzerine örten katı yerkabuğunu kendisi ile birlikte sürükler. Yer kabuğu soğuk ve katı olduğu için buna direnir. Zaman zaman kırılma noktasına ulaşır. Bu gerçekleştiğinde dünya sarsılır. Bu [depremler] birileri yaramazlık yaptığı ve cezalandırdığı için gerçekleşmez.”

7) “Karanlık madde, yıldızların ve galaksilerin hızlanmasını sağlayan çekim etkisi haricinde, tamamen gözlemlenemez özelliktedir. Doğası ise bambaşka bir gizemdir. Rubin, bildiğimizi sandığımız evrenden neredeyse 10 kat daha büyük olan görünmez bir evrenin delillerini bulmuştu. Sanki gece vakti deniz kenarında duruyorduk ve okyanusun, dalgaların yarattığı köpükten ibaret olduğunu sanıyorduk. Vera Rubin, yıldızlara baktı ve dalgaların yarattığı köpüğe benzediklerini farketti. Okyanusun daha geniş olan kısmıysa bilinmiyordu.”

8) “Koca bir evren, evrenimizin sadece ufak bir parçası olan bir kara deliğin içine nasıl sığabilir? Bir kara deliğin muazzam kütleçekimi, içindeki evrenin bütün uzayını bükebilecek güçtedir. Yerel kütleçekimimiz bizi yere yapıştıracak güçte olabilir ama çöken bir yıldızın içindekiyle kıyaslandığında bir hiç sayılır. Bildiğimiz kadarıyla; dev bir yıldız, bir kara deliğe dönüşmek üzere çöktüğünde merkezindeki aşırı yoğunluk ve basınç evrenimizi yaratan Büyük Patlama’ya çok benzer. Bir kara deliğin içindeki bir evren de, kendi kara deliklerini yaratabilir. Bunlar da başka evrenlerin oluşmasına yol açabilir. Belki de kozmosumuz böyle oluşmuştur.”