Battle Royale Oyunları Neden ve Nasıl Bu Kadar Popüler Hale Geldi?

Oyun dünyasında tüm platformları kapsayan ve çok oyunculu olan bir modelin ilk defa bu kadar yaygınlaştığını görüyoruz. Battle Royale oyunları sektörü kasıp kavuruyor. Bakın bu bu model nasıl bu kadar başarılı olup, milyarlarca dolarlık bir sektör haline geldi.

Oyun dünyasındaki en büyük tartışmalardan birisi çevrimiçi oyunların ta kendisi. Eskiden oyun dediğimizde aklımıza sadece makinelere karşı oynadığımız hikâye bazlı yapımlar gelirken, artık çoğunlukla çevrimiçi oyunları düşünüyoruz. Bu konuda en büyük etkiyi yaratan şey ise Battle Royale akımı oldu. 

2012’de piyasaya bir Arma II modu olan Day-Z, oyun tarihinin ilk Battle Royale örneği oldu. Nitekim yaygınlaşma süreci önce PUBG ve ardından Fortnite gibi yapımların ortaya çıkışıyla gerçekleşti. Günümüzde ise dünyanın en büyük oyun yapımcıları bile GTA Online ve Apex Legends gibi versiyonlarla takip ediyorlar. 

Battle Royale dosyamız başlasın.

1. Ücretsiz oyun modeli:

Ücretsiz bir oyunun yaygınlaşması için gereken temel şartlar basittir. Oyun ya oldukça kaliteli olmalı ya da oyuncuya kendisine göre şekillendireceğiz bir alan sunmalı. 

Battle Royale oyunlarının büyük bir kısmı ücretsiz ve oyuncuya, kendileri gibi davranma fırsatı sunuyor. Kalite konusunda ise sadece birkaç oyunun ön plana çıktığını görüyoruz. 

2. Sayısal rekabet değil, beceriye yönelik stratejik rekabet var:

Battle Royale oyunlarının diğer çevrimiçi oyunlara kıyasla rekabet anlayışı oldukça farklı. Kimin daha çok zarar verdiği, kimin rakibini daha çok öldürdüğü, kimin sayısal olarak daha çok kişiye sahip olduğu önemli değil. Bunlar sadece galibiyeti için gereken araçlar. Asıl olay elinizdeki bu araçları nasıl kullandığınızda yatıyor. 

Battle Royale oyunları, diğer çevrimiçi oyunlara kıyasla mantığın daha çok ön plana çıktığı oyun yapısına sahip. 

3. Yapımı, geliştirilmesi ve desteklenmesi çok kolay:

Onlarca farklı harita, onlarca farklı karakter, onlarca farklı hikâye ve bunların kombinasyonlarıyla uğraşmak yok. Battle Royale oyunlarında alan belli, imkanlar belli, koşullar belli. Oyun yapımcıları açısından bu söylediklerimiz büyük bir nimet. Zira yatırım miktarı az, hepsinin yapımı diğer oyunlara göre çok kolay. Ayrıca her güncelleme ile sürekliliğin sağlandığı yeni özellikler eklemek için uzun mesailer gerekmiyor. 

4. Hikâye yok ama RPG dokusu var:

Rol yapma oyunları (RPG), büyük markalara bağımlı olmaktan kurtuluyor. Battle Royale yapımlarının sıradan çevrimiçi yapımlara kıyasla oyunculara daha fazla kontrol sunması büyük bir avantaj sağlıyor. 

Her oyuncu sahaya indiğinde eşit durumda. Devamında ne kadar güçlü oldukları tamamen kendi stillerine bağlı. Bu açıdan bakılınca her oyuncu kendi karakterini oyuna yansıtıp, RPG’nin temel unsurlarına göre hareket ediyor. Sadece bir hikâye yok.

5. Çoklu platform desteği:

PUBG ve Fortnite gibi PC, mobil ve konsolda oynanan Battle Royale yapımlarının yanı sıra, sadece platformlara özgü çıkan oyunlar da var. Aynı oyunun farklı platformlardan oynanması, oyunun amacını zedelemiyor. Amacınız bütün platformlarda aynı. Oyunların içerikleri değişmiyor. Bu durumda neredeyse bütün oyuncuları aynı hedefe odaklınıyor. 

6. Tıpkı gerçek hayattaki gibi, hayatta kalma ve gruplaşma ihtiyacı:

Psikolojik olarak hayatta kalma ve gruplaşma ihtiyacı gerçek yaşamda da bireysel güdülerimiz arasında yer alıyor. Sadece hayatta kalma ya da sadece gruplaşmaya odaklanan yapımların çok konuşulmadan sınıfta kaldıklarını görüyoruz. 

Battle Royale oyunlarında ise herkes eşit şartlarda sahaya indikten sonra, gerçek hayatla ilişki bir psikolojiye girip, hayatta kalmak için güç kazanmaya çalışıyor. Ardından sosyal bir grupta yer alma ihtiyacını karşılıyor. Takım arkadaşlarıyla haberleşip, strateji geliştirerek zafer elde etme imkanı kazanıyor.

Sonuç: 

Battle Royale oyunları sadece bir konuda değil, olabilecek her konuda oyuncuya zengin bir içerik sunuyorlar. Geliştiriciler de oyun içi ekonomik sistemleri kolayca şekillendirip, emek-kazanç oranını yükseltebiliyorlar. 

Eğer siz de sıkı bir Battle Royale oyuncusuysanız, düşüncelerinizi yorumlarda belirtmeyi unutmayın :)