Ördek Gagalı Yeni Bir Dinozor Türü Keşfedildi

Teksas Teknik Üniversitesi profesörü Tom Lehman'ın 1980'lere dayanan araştırması, yeni bir dinozor türünün bulunmasını sağladı. Bulunan yeni tür, ördek şeklinde bir gagaya sahip ve otçul bir dinozor olduğu biliniyor. Bilim insanları, yeni tür ile birlikte türün öncesini ve sonrasını araştırabileceklerini belirtti.

Teksas'ta bulunan Big Bend Ulusal Parkı'nda, ördek gagasına sahip, eksiksiz bir dinozor kurukafası bulundu. Aquilarhinus palimentus isimli yeni tür, Sistematik Paleontoloji Dergisi'nde duyuruldu.

Teksas Teknik Üniversitesi Profesörü Tom Lehman, 1980'li yıllarda (Master öğrencisiyken) Rattle Snake Mountain'daki taşların katmanları üzerine araştırmalar yapıyordu ve hava tarafından aşındırılmış kemiklere rastladı. Lehman ve arkadaşları, kemikleri incelemek için alsa da bazı kemikler birbirine yapıştığı için kemikleri incelemek neredeyse imkansızdı. 1990'larda gerçekleştirilen araştırma, eğimli nasal krestin (burun kabartısı) hadrosaurid Gryposaurus'a özel olduğu düşünülüyordu. Aynı zamanda ilginç bir çene yapısı da ortaya çıkarıldı.

O zamanlar Gryposaurus türüne ait olduğu düşünülen bu kemikler, uzun bir süre boyunca araştırıldı ve üzerine çalışmalar yapıldı. Son ortaya çıkan bilgiler ise kemiklerin Gryposaurus'tan daha ilkel olduğunu ve ördek gagasına sahip olan dinozorlara ait olduklarını belirtti.

Araştırmanın başyazarı Dr. Albert Prieto-Marquez, araştırmaya ilişkin "Yeni bulunan ilkel hadrosaurid sayesinde dinozorların kafataslarının neden ve nasıl evrildiğini anlayabiliriz. Bunun yanı sıra bu türün neyden ve neye evrildiği konusunda da bir fikrimiz olabilir" ifadelerini kullandı.

Hadrosaurids olarak bilinen ördek gagalı dinozorlar, Mezozoik Çağ'ın en yaygın herbivorları (otçul) arasında bulunuyordu ve hepsi benzer bir burun yapısına sahipti. Çenelerinin önü, bitkileri daha kolay koparabilmek için U şeklinde bir gagaya sahipti.

Aquilarhinus palimentus'lar, bundan yaklaşık 80 milyon yıl önce, şu anda Chihuahuan Çölü'nün bulunduğu alanda bulunuyordu. O zamanlardaysa alan çöl değildi ve antik bir delta, bu türün yaşamını sağlayan habitatı oluşturuyordu. Dinozorlar öldüğündeyse kemikleri akıntılarla birlikte bitki örtüsüne karıştı. Günde iki kez gerçekleşen akıntılar, dinozorların kemiklerini koruyacak maddeleri kemiklere taşıdı ve kemikler, demir taşı içerisinde fosilleşti.