MacBook Pro Fiyatları Neden Bu Kadar Yüksek?

Yeni bir MacBook Pro almak istediğiniz zaman fiyatları görünce küçük çaplı bir şok geçirebilirsiniz. Zira piyasadaki diğer bilgisayarlara göre fiyatları çok daha yüksek. Peki Apple, ürünleri için neden bu kadar yüksek bir fiyat politikası izliyor?

Apple ürünleri sağlamlıkları kadar fiyatları ile de anılıyor. Sadece telefonları ve MacBook Pro serisi ile değil, kılıfları ve aksesuarları da oldukça pahalı diyebiliriz. Fiyatların bu kadar yüksek olması da insanların aklına haklı soru işaretleri getirebiliyor. Normal dizüstü bilgisayarlara göre oldukça pahalı olan MacBook modelleri, üzerinden yıllar geçmesine rağmen yüksek fiyatla satılabiliyor.

Orjinal MacBook Pro kılıfları bile giriş seviyesindeki dizüstü bilgisayarları ile aynı fiyata satılıyor. MacBook Pro şarj aleti konusuna hiç girmeye bile gerek yok. Şu sıralar Apple’ın kendi sitesinde ortalama 600 TL’ye satılıyor. Peki MacBook’ları bu kadar özel yapan ve araba fiyatına çıkaran özel şeyler neler? Aslında konuya derinlemesine bakıldığında iki temel neden bulunuyor. 

MacBook Pro neden pahalı?

Apple ürünlerinin bu kadar pahalı olmasının iki farklı nedeni var. İlk nedeni olarak Apple’ın kendi pazarlama stratejisi diyebiliriz. İkinci olarak üretim aşamalarındaki çeşitlilik. İkinci adım için bir benzetme yapmak gerekirse, Apple'ı Volvo'ya benzetebiliriz. Nasıl Volvo dünyanın en sağlam otomobillerini üretmek için aylar, yıllar süren AR-GE çalışmaları yapıyorsa, benzer şeyler Apple için de geçerli.

Normalde kullanıcılarının ikinci neden için koşarak Apple’a gitmesi gerekir, ancak tüketicilerin Apple'a gitme sebepler arasında ikinci madde o kadar da önemli değil. Apple'ın fiyatlarını yükselten üçüncü etmen ise yüksek marka değeri, bu değerin de fiyatlarına yansıması. Apple, sadece bir akıllı telefon yada bilgisayar değil, aynı zamanda prestij satan bir şirket konumunda.

Çünkü yeni bir Apple ürünü çıktığında, özelliklerine bakmadan koşarak mağaza kapılarına dayanan, hatta bunun için saatlerce sıra bekleyenler var. Özellikle müşteri stratejisi içerisinde, Apple ürünlerini kullananlara kendilerini özel hissetmeleri sağlandı. Bu da zamanla kalite unsurlarıyla desteklenen prestije sahip olma hissine dönüştü. Elbette bu hislerin fiyatlara da yansıması olmalıydı.

Apple’ın kendi ürünleri için ekstra ücretler istemesi bile aslında strateji planlarının bir parçası diyebiliriz. MacBook Pro şarj aleti, kılıf gibi aksesuarların da pahalı olmasının nedeni büyük ölçüde burada yatıyor. Apple ürünleri ülkemizde olduğu gibi yurt dışında da bir lüks olarak görülüyor. 

İşin belki de en garip tarafı MacBook Pro 2012 ve 2015 yıllarındaki eski modellerine baktığımızda öyle büyük özellik değişimleri de olmuyor. Apple müşterileri de bunları bilmelerine rağmen koşarak ürünlerini almaya gidiyorlar. İşte pazarlama stratejisinin gücü de burada ortaya çıkıyor diyebiliriz. Hollywood yıldızlarının elinden düşmeyen ve düşünmeden satın aldığı bir ürünün ucuz olmasını zaten beklememek gerek.

Apple ürünlerinin fiyatlarına yansıyan bir diğer unsur: Satış sonrası hizmetler

MacBook Pro 2018 ve hatta MacBook Pro 2019 modellerine baktığınızda, aynı özellikte dizüstü bilgisayarlara göre daha pahalı olduğunu görebilirsiniz. Üretim kalitesinin yanı sıra, satış sonrası destek ve uzun kullanım ömrü de Apple ürünlerinin değerini fazlasıyla artırıyor. 

MacBook Pro için en az 5 yıllık kullanım ömrü olduğu biliniyor. Bunun dışında uzun yıllar süren garanti süresi ve uzun pil ömrü ile verimli çalışma imkanı bu bilgisayarları çok kaliteli yapıyor. Piyasadaki diğer dizüstü bilgisayarları satın aldıktan sonra teknik servis sıkıntıları yaşamanız muhtemel; bunun yanında maksimum 3 yıldan sonra bilgisayarların çoğu açılırken bile zorlanıyor.

MacBook Pro için ortalama şarj süresinin 8-12 saat arasında olduğu belirtiliyor. Bu da özellikle çalışanlar ve öğrenciler için çok önemli bir detay. Uzun süre dışarıda kalan ve bilgisayar kullanmak zorunda olan kişiler, sırf bundan dolayı Apple’ı tercih ediyorlar. Aynı vaatlerde bulunan diğer üreticilerin piyasaya sürdükleri ürünler, kısa sürede eski performanslarından geri kalıyorlar.

Güncel bir örnekle devam edelim. MacBook Pro 2019 Touch Bar, 512 GB SSD, Turbo Boost özelliğine sahip işlemcisi ile 13 inç modeli 15 bin TL'den başlıyor. Muhtemelen bu modeli satın alanların büyük bir kısmı, bilgisayarı uzun yıllar kullanmaya devam edecek, bu süre zarfında yeni bilgisayar masrafından da kurtulacaklar.

MacOS'un de fiyatlara etkisi büyük:

Apple denilince tabii ki de akıllara gelen ilk şeylerden biri de kendi işletim sistemi MacOS. Apple ürünlerinin kendi işletim sistemine sahip olması, onları çok daha verimli ve aynı zamanda güvenli hale getiriyor. Apple ürünlerinin donanımlarının sabit olması, MacOS’u donanımla optimize etme işini de kolaylaştırıyor.

Bunun dışında performans çözümleri ve güvenlik açıklarını kapatmak için sürekli olarak güncelleme yapılıyor. Bu güncellemeler aynı zamanda eski donanıma sahip MacBook’lar için de yapılıyor. Böylece performanslarının düşmesi önleniyor ve aradan yıllar geçmesine rağmen neredeyse tam performans çalışmaya devam ediyorlar. Bu aslında dört yıl önce aldığınız bilgisayarın neden hâlâ dünkü gibi çalıştığının cevabını da veriyor.

FBI’ın bile kırmak için özel ekip kurduğu Apple güvenlik önlemleri:

Geçtiğimiz yıllarda Apple ve FBI sırf bu güvenlik önlemleri nedeniyle mahkemelik olmuştu ve davayı da Apple kazanmıştı. Sebebi ise iPhone’a sahip bir terör suçlusunun telefon şifresini kıramayan FBI’ın, Apple’dan yardım istemesi ve şirketin müşteri gizliliği nedeniyle bunu reddetmesiydi. Dava bittiğinde FBI’ın sadece bir Apple ürününün şifresini kırmak için 900 bin dolar harcadığı ortaya çıkmıştı.

Yukarıdaki örnekten de anlaşılacağı üzere Apple aşırı güvenlik önlemleri alıyor ve bu önlemler MacBook’lar için de geçerli. Sadece fiziksel değil aynı zamanda yazılımsal güvenlik önlemleri de alınıyor. App Store’daki tüm uygulamalar büyük bir güvenlik aşamasından geçiyor, aynı zamanda işletim sistemini çökmesine ve hatta kendini yok etmesine neden olabilecek virüslerden etkilenmiyor.

Son etmen ülkemizde yükselen dolar kuru:

Evet, listede Apple ve Apple'ın stratejileri dışında fiyatları etkileyen bir unsur daha var. 2010'lu yılların başından bu yana giderek artan dolar kuru nedeniyle, yurt dışından getirilen yüm elektronik cihazların fiyatlarında ciddi artışlar söz konusu. Resmi vergi yapılandırmaları da bu cihazların üzerine eklendiğinde, yurt dışındaki fiyatlarına kıyasla Türkiye'deki fiyatlar, epey dolgun bir seviyeye geliyor diyebiliriz.

Sonuç:

Apple’ın kendi pazarlama stratejisi doğrultusunda ürünlerini lüks kategoride konumlandırmayı seviyor. Aynı zamanda bu ürünler, iş adamları, futbolcular, ünlüler tarafından sürekli kullanılıyor, bir nevi ekran yüzü de oluyor. Bu algı sayesinde ürünlerin fiyatı da artıyor, en azından yüksek fiyatlara gelecek olası tepkilerin de önüne geçişmil oluyor.

ABD'li şirket elbette bu yüksek fiyatların altını kaliteli ürün ve satış sonrası hizmet gibi unsurlarla da dolduruyor. Final aşamasında ise Apple ürünleri, Türkiye'deki pazar şartlarıyla raflara çıkıyorlar. Dolayısıyla etiketleri yüksek, seçkin ürünler olarak kalıyorlar. Umarız yazımızdaki açıklamalar sizin için yeterlidir, eğer kişisel görüş ve düşüncelerini belirtmek isterseniz yorumlar bölümüne bekliyoruz.