Öze Dönüş: Yeni 'Call of Duty WWII' Hakkında Neler Biliyoruz?

Heyecanlı bekleyiş sürerken, oyuncuların akıllarına ister istemez takılan sorular ve Activision'a karşı bir güven kaybı var. Bakalım serinin son üyesi durumları toparlayabilecek mi?

Kasım 2017'de, uzun süredir devam eden "Call of Duty" serisinin en son halkası piyasaya sürülecek. Ancak son oyunlarının aksine seri geldiği yere -II Dünya Savaşı’na- geri dönecek. Yayınlanan fragman şimdiden heyecanlandırırken, efsane seriye yönelik tereddütümüz de ortaya çıkıveriyor: Tekrarlardan yeteri kadar sıkılan oyun severlerin beklentisi karşılanacak mı?

Şimdiye kadar Call of Duty WWII hakkındaki bilinen her şeyi sizin için listeledik.

Oyunda ABD Ordusunun özel bir askeri olan Ronald "Red" Daniels karakterini oynayacağız

Red'in üstlendiği görevler onu kanlı savaşın bilindik cepheleri D-Day ve Bulaga’ya götürecek 

Activision: Birleşik Krallık'taki Müttefik kuvvetlere katılmak ve Fransa'nın direnişinde, Normandiya'nın plajlarında, Paris'in kurtuluşunda ve sonunda Almanya'daki savaşta yer alan farklı karakterler de senaryoya entegre olacaklar.

Köklere dönüş sadece hikayede değil, çok oyunculu seçenek için de gerçekleşecek:

Bu açıklama gene Activision’a ait. Süper güçler ve gelişmiş teknolojiler olmaksızın dişe diş bir mücadele bizleri bekliyor.

Co-op modu için bir başka özgün hikaye ile karşılaşabiliriz:

Daha önce seride gördüğümüz Spec-Ops benzeri olan fakat kendine ait bir senaryo ile arkadaşlarınızla oynayabileceğiniz 3. bir oyun içeriğinden söz ediyoruz. Olursa tadından yenmez. 

Grafikler önceki oyunlara göre daha iyi görünse de beklentileri karşılamayacakmış gibi: 

Ne yazık ki, grafikler muhteşem olsa da, bunun yalnızca II. Dünya Savaşı'nın Batı Avrupa bölümünde uygulandığını göreceğiz. Çünkü çok sayıda eski CoD oyunu D-Day’ı ve Bulge Savaşı’nı haritalandırdı. Bizler de bu oyunlardan sonra aynı haritaların yeniden oluşturulması durumuna çok ender rastlıyoruz. Elbette bu konuda en net sözleri oyun çıkınca söylemek daha doğru.

Son olarak sizi yeni oyunun efsane fragmanıyla baş başa bırakalım: