Film Gibi İddia: Bitcoin’in Kurucusu Satoshi Nakamoto Aslında Julian Assange mı?

İlk kripto para birimi Bitcoin’in kurucusu hala gizemini koruyor. Yaşanan son gelişmelerin, spekülasyonların ve kamuoyuna yansıyan detayların ışığında tuhaf bir iddiayı gündeme getiriyoruz. Bu yazıda okuyacaklarınızdan sağlam bir film çıkacağından eminiz.

İnternet yaygınlaştıkça hayatımızdaki pek çok şeyin radikal şekilde değiştiğini gördük. Artık kimliklerimiz bile dijital verilerden ibaret. Artık ülkelerdeki seçimler bile büyük veri ile yönetiliyor. Artık devletler, basit bir internet sitesinde açıklanan belgelerle sıkıntıya girebiliyor. Artık cebimizdeki paranın bile fiziksel bir karşılığı olmasına gerek yok. 

Bugün yaşanan son gelişmelerin ışığında yaptığımız küçük bir araştırma, büyük şüphelere neden oldu. Yakın zamanda ABD tarafından tutuklanan Julian Assange’ın aslında Bitcoin’in kurucusu Satoshi Nakamoto olduğuna dair tuhaf ilişkilere rastladık. Gelin bu iddiaya detaylı olarak yakından bakalım. Önce aklınızdaki bazı sorulara yanıt verecek, ardından tüm verileri bir araya getirerek iddiamızı somutlaştıracağız.

Kim bu devletleri köşeye sıkıştıran Julian Assange?

4 Ekim 2006. Tarihin en etkili internet oluşumlarından birisi WikiLeaks kuruldu. WikiLeaks’in arkasında deneyimli bir yazılımcı olan Julian Assange vardı. Assange, kendisini bir “beyaz hacker” olarak tanımlıyordu. WikiLeaks’in oluşum amacı, devletlere, askeri operasyonlara ait hassas belgelere ulaşmak, bu belgeleri dünya kamuoyu ile paylaşmaktı. 

WikiLeaks’in açılış tarihi oldukça manidardı. Aynı dönemde ABD, Irak’a “demokrasi götürme” bahanesiyle girmiş, Orta Doğu’nun fitilini ateşlemişti. WikiLeaks, özellikle ABD’nin Irak operasyonlarına dair çok ciddi belgelere ulaşmak için çalışmaya başladı. Kaynaklarını gizli tutumuştu. 4 yıl boyunca bu gizli kaynaklarından önemli istihbarat belgelerine erişen WikiLeaks, 2010’da elindekileri dünya kamuoyuna duyurdu. 


WikiLeaks tarafından sızdırılan ABD ordusuna ait Irak görüntüleri. Siviller vuruluyor

WikiLeaks’in sunduğu belgelerle bütün dünya, ABD’nin Irak’a ve dolaylı olarak Orta Doğu’ya neden girdiğini net bir şekilde anladı. ABD, açık şekilde bölgenin altını üstüne getirecek planlar yapmış, petrol gibi önemli kaynaklarda hakimiyet sağlamak için Irak’tan Orta Doğu planlarını yürütmeye başlamıştı. ABD’nin asıl amacı, bölgedeki hakimiyeti sağlamak için müttefik olduğu taraflarla el altından desteklediği yasa dışı örgütleri çarpıştırarak bölgede kaos yaratmaktı.

WikiLeaks belgeleri işte bu kadar önemliydi.

Julian Assange, süreç boyunca kimliğini hiç gizlemedi. WikiLeaks’in kaynakları CIA, FBI, ABD Hükümeti, siyasi partiler, ordular ve sivil toplum kuruluşlarının üst düzey yetkililerinden oluşuyordu. Bu kimlikle hiçbir zaman ifşa edilmedi.

Haliyle bütün oklar sert şekilde Julian Assange üzerine çevirildi. Adam bir anda dünyanın gündemine bomba gibi oturdu, bir anda dünyanın en çok tartışılan ismi haline geldi. 2010’da Forbes’a verdiği bir röportajda, sırada teknoloji şirketlerinin olduğu bile söyledi

WikiLeaks, devletlerin finansal operasyonlarına ve şirketlerin vergi cennetlerine dair önemli belgelere ulaşmaya, dünyanın dengesini şaşırtmaya devam etti.

Julian Assange, artık ABD’den çıkmak zorundaydı. Bu nedenle ABD hükümetiyle ilişkisi kötü olan ülkelere sığınarak WikiLeaks’i yönetmeye devam etti. Kendisi en son İngiltere’nin başkenti Londra’daki Ekvador Büyükelçiliği’ne sığındı. Ekvador’un hükümeti yapılan son seçimle değişip ABD’ye yakın bir isim seçilince, Julian Assange için özgürlük günleri son buldu. 

Assange, yıllar süren kaçışın ardından, 11 Nisan 2019 Londra’da böyle tutuklandı:

Pek de kısa olmadı, ancak Assange’ın ne kadar etkili bir isim olduğu konusunda hemfikir olduk. Şimdi diğer verilere geçelim.

2. Julian Assange, Bitcoin ve WikiLeaks’in tuhaf ilişkisi:

WikiLeaks, maddi bağış destekleriyle yürütülen bir organizasyondu. Çoğu bağışçı, kimliğinin gizli kalmasını talep ederek milyonlarca dolarlık bağışlarda bulunuyordu. Böyle bir organizasyonun yaşamasını isteyen çok fazla kişi, kurum, kuruluş ve devlet vardı. Yapılan desteklerin önemli bir kısmı için PayPal gibi aracılar kullanılıyordu. PayPal, ABD hükümetinden baskı yiyince WikiLeaks’in hesaplarını kapattı. 

O sırada, blok zinciri adı verilen tuhaf bir altyapıya sahip Bitcoin yükselişe geçiyordu. İnternetin kirli köşelerinde ortaya çıkan bu “kriptolu” para birimi, sahiplerine anonim olma fırsatı veriyordu. Ayrıca herhangi bir devlet ya da finansal kuruluşun denetimi altında değildi. Transfer işlemleri, blok zinciri teknolojisi sayesinde, saniyeler içinde bankalardan daha güvenilir şekilde gerçekleşiyordu. 

1995 yılına geri dönelim. Genç yazılımcı Julian Assange, bir dijital aktivist olan Timothy C. May ile birlikte çalışmıştı. May’in öncülük ettiği Cypherpunk hareketi, dünya üzerinde merkezi bir otorite olmaması gerektiğini savunan bir oluşumdu. Assange, bu oluşum içerisinde devlet kontrolünden uzak olan para birimlerinin ve ödeme yöntemlerinin bir çözümünü aramaya başlamıştı.

2010’a geri dönelim. PayPal’ın bağışlar için WikiLeaks hesaplarını bloke ettiği günlerde, destek toplamak için yeni bir çözüm yolu aranıyordu. WikiLeaks ve Assange, bunun için henüz çoğu insanın bilmediği Bitcoin’i tercih etti. 2010 yılında WikiLeaks, Bitcoin üzerinden bağış toplamaya başladı. 

Bitcoin’in kurucusu Satoshi Nakamoto, kripto para ile birlikte BitcoinTalk adında bir forum da açmıştı. Zaten Satoshi Nakamoto ismi de bu forumda kullandığı bir takma isimdi. WikiLeaks’in Bitcoin bağışı almaya başlamasıyla ilgili bu gizemli isimden bir sadece bir cümlelik açıklama geldi:

“WikiLeaks, bir eşek arısı kovanına tekme attı ve sürü bize doğru geliyor”

Yıl 2012. Assange, dünya tarafından tanınan bir isim olduktan sonra “Cypherpunks: Özgürlük ve İnternetin Geleceği” isimli bir kitap yayımladı. Kitapta merkezi yönetimlerin interneti toplumları kontrol etmek amacıyla bir araç olarak kullandığından bahsediyor, buna karşı argümanlar sunuyordu. 

2014’te Reddit’te bir soru cevap etkinliği düzenleyen Julian Assange, Bitcoin hakkında şu açıklamaları yaptı:

“Bitcoin son derece önemli bir yenilik, ancak çoğu insanın düşündüğü şekilde bir yenilik değil. Bitcoin’in gerçek inovasyonu, küresel olarak doğrulanabilir bir paylaşım aracı olmasıdır. Blok zinciri, tarihin altını çiziyor ve bize ve Orwell’in ‘Bugünü yöneten geçmişi de yönetir. Geçmişi kontrol ise geleceğe hakim olur’ sözünü hatırlatıyor.”

Assange, açık şekilde Bitcoin’in en büyük destekçilerinden birisi haline geldiğini bu sözlerle belirtti. Blok zinciri ve Bitcoin’in geleceğine dair net yorumlarda bulundu ve tarihi değiştirecek bir teknoloji olarak tanımladı.

Günümüz: Julian Assange’ın tutuklanışı ardından yaşanan Bitcoin patlaması

Julian Assange, 11 Nisan’da Londra’daki Ekvador Büyükelçiliği’nden teslim alındıktan sonra, WikiLeaks’e rekor düzeyde Bitcoin bağışı yapıldı. Platformun destekçileri, Assange’ın tutuklanmasına tepki olarak adeta kripto para yağmuru yaratmışlardı. 

2017’de yaptığı bir açıklamada Julian Assange, ABD hükümetine teşekkür etmiş, sayelerinde Bitcoin’den %50 oranında kâr elde ettiklerini de söylemişti. 

3. Kim bu devletleri köşeye sıkıştıran Satoshi Nakamoto?

Satoshi Nakamoto’nun gerçek kimliğine ilişkin ABD başta olmak üzere pek çok istihbarat kuruluşu çalışmalarına devam ediyor. Zaman zaman ortaya pek çok dayanaksız iddialar atılıyor, bu iddialar zamanla çürütülüyor. 

Kendisini Nakamoto ilan edenler mi dersiniz, PayPal’ın kurucusu Elon Musk’ı bile hedef gösterenler mi dersiniz, ortalık iddiadan geçilmiyor. 

Bilinen tek bir şey var. Satoshi Nakamoto kimse, merkezi ekonomik sistemi büyük zora sokmayı başardı.

Bir spekülasyon uzmanı John McAfee’nin iddiaları:

Julian Assange’ın 11 Nisan’da tutuklanmasının ardından, güvenlik yazılımları şirketi McAfee’nin kurucusu John McAfee, tuhaf bir iddia ile sosyal medyanın gündemine oturdu. Kendisi aslında kripto para piyasalarına ilişkin sık sık spekülasyonlar üreten bir isimdi. Ancak bu kez biraz ciddi görünüyor, Satohi Nakamoto’nun gerçek kimliğini yakında açıklayacağını söylüyordu.

John McAfee de tıpkı Julian Assange gibi ABD tarafından iadesi talep edilen ünlü bir isim. McAfee’nin küçük bir ülke olan Belize’de bir ABD vatandaşının cinayet şüphelisi olması, şirketinin vergi kaçakçılığı yaptığına dair soruşturmalar var. Yani ABD, McAfee’nin de iadesini talep ediyor ve sürekli olarak bir açığını arıyor.

Herkesin kulağı Nakamoto’nun gerçek kimliğini öğrenmek için John McAfee’ye kesilmişti. Kendisi bu kararından döndü ve ABD’ye iade edilme korkusundan dolayı, şimdilik bir açıklama yapmayacağını söyledi. 

John McAfee ve Julian Assange’ın ortak noktası:

Aslında kafayı sıyırmış gibi görünen John McAfee ile Julian Assange’ı bir arada anmaki kulağa ilk etapta mantıklı gelmiyor. Nitekim ikisinin de ortak noktası çok fazla. En başta her iki isim de birer yazılımcı.

Hem Assange hem de McAfee, bilişim teknolojilerinin güvenlik boyutuyla yakından ilişkili. McAfee bunu kendi adını taşıyan şirketiyle yaparken, Assange uzun yıllardır bilgi transferine ilişkin teknolojiler üzerinde çalışıyor. Hatta Assange, devletlerin güvenlik duvarlarını aşarak önemli belgeleri sızdıran bir organizasyona sahip.

McAfee güvenlik duvarları örmekle ilgileniyor, Assange ise bu duvarları yıkmak ve daha güvenli sistemleri blok zinciri gibi teknolojilerle oluşturmanın hayalini kuruyor. 

Her iki ismin de en büyük özelliği ABD hükümeti tarafından hiç de sevilmemeleri. Assange’ın 11 Nisan’da tutuklanmasının ardından hükümet tarafından alınmak istenen bir diğer ismin Nakamoto hakkında açıklamalar yapması çok tuhaf. Bu açıklamalardan, alıkoyulma korkusuyla vazgeçmesi ise daha da tuhaf. 

Bir dizi tuhalıktan öteye gidemeyen bu bağlantılar ise bizi mantıklı bir iddiaya götürüyor

Şüpheli isim Julian Assange:

Assange, Londra’da 7 yıl boyunca sığındığı Ekvador Büyükelçiliği’nde kalırken WikiLeaks’i yönetmeye devam etmişti. Ekvador hükümeti ABD’den haz etmiyordu, hükümet seçimle değişince, Assange’n ABD’ye iadesine karar verildi. 

1990’lı yıllardan bu yana merkezi ekonomik sistemlere karşı koymaya çalışan birinin, Bitcoin ile yakınlığı gerçekten oldukça manidardı. McAfee gibi bir spekülatörün iddiaları, net bir şekilde olmasa da Assange’ı akıllara getirmekten öteye geçemiyor. 

Ayrıca ABD’nin Ekvador adındaki bir Güney Amerika ülkesindeki siyasal değişime bağlı şekilde hareket etmesi de kulağa çok mantıklı gelmiyor. Belki de Assange ve Bitcoin bağlantısına ilişkin bazı somut deliller ele geçirildi. 

Belki de Satoshi Nakamoto’nun aslında bir kişi değil de bir topluluk olduğuna dair önemli kanıtlar bulundu. Belki de Bitcoin’in en büyük destekçilerinden olan Julian Assange, aslında Nakamoto adıyla tanıdığımız topluluğun bir üyesi. 

Tüm bunlar kamuoyuna yansıyan gelişmelerin bir derlemesinden ibaret. 

Satoshi Nakamoto’nun gerçek kimliğine ilişkin gelişmelerden haberdar olmak için takipte kalın.

Kaynaklar: TNW, Bitcoin Magazine, Forbes, CNBC, Reddit