Bir Zamanlar Gıptayla Bakılan Mark Zuckerberg, Nasıl 'Bilgi Canavarına' Dönüştü?

Facebook kurucusu ve CEO’su Mark Zuckerberg, 2010 yılında henüz 26 yaşındayken Time dergisine Yılın Kişisi seçilerek kapak oldu. Ardından geçen 8 yıl içinde, aynı adam, ABD ve Avrupa’da saatler boyunca ifade verdi. Suçu ağırdı, ancak bir ceza almadı. Peki bu adam ne oldu da kısa süre içerisinde “canavar” ilan edildi?

Yıl 2004. Harvard Üniversitesi’nin yurdunda yaşayan bir mühendislik öğrencisi, bütün öğrencilerin birbirleriyle kolayca bağlantı kurmaları için The Facebook adında bir internet sitesi kurdu. Zamanla diğer üniversitelere açılan site, kısa sürede tarihin en etkili girişimi haline geldi. Önce ABD’ye, ardından bütün dünyaya açıldı. Facebook, sadece 6 yıl içinde dünyanın en hızlı büyüyen şirketleri arasına katıldı. Zuckerberg’in dillere destan başarısı sinema filmlerine uyarlandı, kitaplara konu oldu.

Nasıl güzel hikaye değil mi? Bir de şöyle dinleyin:

Zuckerberg’in internet sitesi, henüz Harvard Üniversitesi’nde kullanıma açıkken üniversite yönetimi tarafından kapatılmak istendi. Yönetim öğrencilerin bilgilerini koruma endişesi taşıyordu, çünkü sisteme üniversite tarafından verilen e-postalarla üye olabiliyordunuz. Öğrencileri hakkında bu kadar bilgi Harvard’ın elinde bile yoktu. Zuckerberg, giriş yöntemini bütün e-postalara uygun hale getirince, işin rengi değişti.


Time Dergisi, Aralık 2010, Yılın Kişisi Mark Zuckerberg - The Connector (Birleştirici)

Daha sonra hiç kimse gizlilik sorununu yıllar boyunca tartışmadı. Harvard yetkilileri haklıydı. Zuckerberg, zamanla bir bilgi imparatorluğu inşa etmişti. Bu yolda Instagram ve WhatsApp gibi büyümeye müsait, çok sayıda kullanıcısı bulunan platformları da satın almıştı. Ne mi oldu?

Facebook 2,4 milyar, Instagram 2 milyar, WhatsApp 1,6 milyar kullanıcıya ulaştı:

Hoşunuza giden her şey, dün akşam hangi yemeği yediğiniz, yılda kaç saat yolculuk yaptığınız, ne dinlediğiniz, ne zaman dinlediğiniz, kaç saat uyuduğunuz…

Sahip olduğunuz her düşünce, benimsediğiniz her ideoloji…

Hepsi Facebook’un sunucularında, bir yerde depolanıyor. En acısı da bu bilgilerin çoğunu siz unuturken Facebook unutmuyor.

Tüm bu bilgi birikiminin ne işe yarayacağına yönelik en güçlü örnek, 2016’da ABD’de düzenlenen Başkanlık Seçimleri oldu. Donald Trump sosyal medyadan yürüttüğü kampanya ile seçimi kazandı. Bir yıl sonra ortaya çıktı ki Facebook, Trump’ın işini epey kolaylaştırmıştı. Kamuoyu haberdar olunca Zuckerberg, Trump ile bir bağları olmadığını açıkladı. Ancak Trump’ın kampanya yöneticisi, “Facebook olmasaydı, kazanamazdık” açıklamasında bulundu. 

Kıyım politikası:

Tablo belliydi. Facebook seçmenlerin eğilimleri hakkında ciddi bir bilgi kaynağı haline gelmişti. Ardından bir anket uygulamasıyla, 82 milyon insanın bilgilerinin çalındığı ortaya çıktı. Zuckerberg ve Facebook bütün hatasını kabul etti. Bütün kullanıcılara, yani 2,4 milyar insana “Facebook ile Giriş Yap” butonuna sahip uygulamalar konusunda uyarı yapıldı. Söylediğine göre herkesin bilgileri aynı şekilde çalınabilridi. Zuckerberg ABD ve AB parlamentolarında, ülkelerin en yetkili kişileri tarafından saatlerce sorgulandı. Bu sorguların sonucunda herhangi bir yaptırıma maruz bırakılmadı.

Facebook’a yaşattıkları dolayısıyla milyarlarca(!) dolar ceza kesildi. Bilgileri çalınan kullanıcılar için de Türkiye bile Facebook’a maddi ceza verdi.

Mayıs ayının başında Sapiens kitabının yazarı Yuval Noah Harrari ile bir araya gelen Zuckerberg, Facebook’un “bilgi güvenliği konusunda kuralları belirleyecek şirket” olduğunu söyledi. Daha önceden yaşananlar yetmiyormuş gibi, “interneti düzeltme” iddiasında bulundu. Firmanın yeryüzündeki herkesi çevrimiçi yapma hedefi de işlemeye devam ediyordu. Çünkü dünyada 2,4 değil 7 milyar insan yaşıyordu.


Wired Dergisi, Mart 2018.

Herkes hakkında her şeyi bilmek, Facebook’u yeryüzünün en çok bilgiye sahip oluşumu haline getirecekti. Zaten elindekilerle dünyanın en güçlü devletlerinden bile daha güçlü bir hale gelmişti. Tek merak edilen şey, bu bilgileri nerede kullanacağı oldu.

Zuckerberg’in F8 2019 konferansında söylediğine göre bilgilerimiz hiçbir yerde kullanılmayacak! Sadece Facebook hizmetlerini iyileştirmek amaçlanıyor. “Gelecek gizliliktir” diyen firma, bütün skandalları unutturmak istiyor. Bunu ne oranda başabileceği ise büyük bir merak konusu.

"Bana dostunu söyle sana kim olduğunu söyleyeyim":


Zuckerberg ve Instagram'ın kurucusu, Facebook'tan istifa eden Kevin Systrom

Geçtiğimiz 16 ay içinde önce WhatsApp'ın ve ardından Instagram'ın kurucuları şirketten "kovuldu". Aslında istifa ettiler, ancak hiçbirisi arkalarına bıraktıkları manzara hakkında iyi şeyler söylemedi. Zuckerberg'in yanında ise artık farklı amaçlara hizmet eden insanlar kaldı. 

Zuckerberg’in eski ortaklarından Chris Hudges -ki şirketin kurulmasında da büyük emeği var- geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaptı. Facebook’a artık müdahale edilmesi gerektiğini söyleyen Hudges, devlet kurumlarını göreve çağırdı. Yasa koyucuları Facebook’u bölmeye davet etti, şunları söyledi:

“Zuckerberg, sadece büyümeye odaklandı ve başka hiç bir şey düşünmüyor. Onunla çalıştığım dönemde kitleleri etkilemek, ülkelerin siyasi duruşunu değiştirmek gibi girişimlerde bulunmuyordu. Ancak Zuckerberg’in şimdiki ekibinde onu bu konuda cesaretlendiren insanlar var.”

Anlaşılan o ki Zuckerberg, büyüklük sendromuna kapılmış durumda. Artık çevresindeki insanlar, onun değil kendi menfaatlerini istiyorlar. Bu menfaatlerin ise doğrudan ABD, Rusya ya da Çin gibi devletlere hizmet etmemesi için neden görünmüyor. Zuckerberg’in Harrai ile görüşmesi sırasında “Bilgi güvenliğini önemsemeyen ülkelere güvenmiyoruz” açıklaması da gelecek stratejilerine ışık tutuyor. Zuckerberg’e göre Facebook sunucularına sahip ülkeler, bu sunuculara ordularını gönderebilir ve diğer ülkelerin vatandaşları hakkında önemli bilgilere erişebilirler. 

Zuckerberg, bir zamanların en genç ve en başarılı girişimcisi, artık tüm zamanların en çok bilgiye sahip aktörü. Bir aktör, çünkü onun bir aktör olarak bilgi talebinde bulunanlara hizmet edebileceğine dair şüpheler hiç azalmıyor. Hatta artıyor. 

En nihayetinde kullanılmayan bilgiyi kim ne yapsın? Sadece reklam için kullanılan ticari bilgi başka kimin işine yarasın? 

Babil kütüphanelerindeki kadim bilgilerin daha fazlası artık Facebook’un ellerinde. Gelecek yıllarda, gizlilik hukukuna ilişkin çok ciddi sorunlar yaşama ihtimalimiz oldukça yüksek. Muhtemelen tartışmaların başrolünde yine, her zaman olduğu gibi Zuckerberg’i görecek, Facebook’u duyacağız.