Oyunlarda Hikaye Anlatıcılığının Geleceği Nasıl Şekillenecek?

Oyun sektörü, gelişen teknolojiyle beraber yalnızca teknik olarak değil anlatı yapısı olarak da değişmeye başladı ve gelecekte bu anlamda oldukça ilgi çekici adımlar atılması bekleniyor.

Oyun evreni artık ucu bucağı olmayan sınırsız bir alan haline gelmiş durumda ve özellikle görsel anlamda tatmin edici oyun sayısı sürekli olarak artıyor. Ancak sunulan görsel her zaman yeterli değil çünkü bir oyundan beklentimiz genelde grafiklerin yanında hikaye, ana görev ve yan görevler gibi detayların da yeterli olması üzerine kurulu.

Oyun sektörü de son yıllarda özellikle açık dünya oyunların sayılarının artmasıyla bu anlamda oldukça başarılı işlere imza attı. Oyuncuya daha fazla özgürlük tanıyan ve çok daha fazla oyun içi etkileşim sunan bu açık dünya oyunların gelecekte nasıl bir hal alacağı ise merak konusu.

The Guardian da konuyla ilgili beş tasarımcı ile ufak bir sohbet gerçekleştirmiş ve onlara oyunların ve anlatı yapısının gelecekte nasıl şekillenebileceğini sormuş. Witcher 3'ün yazarı Jakub Szamałek, çizgi roman ve oyun yazarları Dan ve Nik Abnett, Bungie'nin öykü tasarımcısı Margaret Stohl ve Faster Than Light ile The Talos Principle'ın yazarı Tom Jubert de soruya beş farklı yanıt vermiş.

Arayüzün, oyuncu ile oyunun arasından çıkarılması

Tom Jubert'e göre oyunlarda anlatım yapısını güçlendirmenin önündeki en büyük engellerden bir tanesi arayüz ve oyun kontrolleri. Ekrandaki simgeler, kontrol için kullanılması gereken tuşlar ve benzeri özellikler, Jubert'e göre hikaye anlatımına zarar veriyor ve gelecekte tüm bunlardan arındırılmış bir oyun yapısının karşımıza çıkması ona göre çok muhtemel.

Özellikle sesle kontrole dayalı olacağı düşünülen bu yeni oyun yapısında oyuncular hem hikayeye daha fazla dahil olabilecek hem de oyun içi etkileşim için daha basit ve ilgi çekici bir tarz denenmiş olacak. Yapay zekanın geldiği noktayı da düşünürsek aslında böyle bir gelişmenin yaşanması ihtimali çok mümkün görünüyor.

Vücut dilinin geliştirilmesi

Jakub Szamałek'e göre ise oyunlarda hikaye anlatımının gelecekte mimiklere ve jestlere daha fazla odaklanması gerekecek. Şu an oyun içi iletişim, diyaloglara dayalı ancak eğer hikaye anlatımının güçlendirilmesi gerekirse bunu en iyi sağlayacak yollardan biri de hiçbir şey söylemeden konuşabilen karakterler tasarlayabilmek.

Szamalek'e göre bu adım, oyunları hem görsel açıdan hem de anlatı açısından en ileri taşyacak ve en heyecan verici gelişmelerden biri olacak. Ruh halini ya da tepkilerini beden dilini kullanarak anlatabilen karakterlerin yavaş yavaş oyunlarda karşımıza çıkmaya başladığını ve oyunların artık adeta bir sinema filmi havasında olduğunu düşünürsek, bu da yakın gelecekte ivme kazanacak özelliklerden biri diyebiliriz.

Oyun içi nesnelerle daha fazla etkileşim

Oyunlarda pek çok 'bulmacayı' ve görevleri tamamlarken bunları bazı ipuçları yardımıyla yapıyoruz. Ancak gelecekte bunun daha fazla etkileşim ile oyuncunun tekeline bırakılaması düşüncesi mevcut. Yani bir oyuncu oyunu oynarken 'gerektiği' için değil, spontane attığı adımlarla ilerleme kaydedebilecek ve bu da aynı oyunun pek çok farklı yöntemle, daha karakteristik olarak oynanmasına izin verecek.

Aynı zamanda oyuncunun, sahnede yer alan nesnelerle daha fazla etkileşim kurması, hikayeleştirmeyi ve oyuncuyu oyuna dahil etmeyi de kolaylaştıracak. Üstelik görsel olarak oyuna eklenen ancak işlevi olmayan pek çok alan ve nesne de bu sayede oyuna aktif olarak dahil edilmiş olacak.

Oyunların geçmişten gelen hikayelerini türetmek

Bazı oyunlar, yıllar boyunca oynanıyor ve uzun soluklu bir hikayeleri oluyor. Böyle oyunlarda hikayeyi ilerleyen dönemlerde daha etkileyici hale getirebilmek için ise geçmişte anlatılanların ne olduğunu ve gelecekte bu anlatıların nasıl değerlendirilebileceğini bilmek gerekiyor. Geçmişte önemsiz gibi görünen bir detay, oyunun gelecekte en kritik meselesi haline gelebilir ve bu sayede özellikle çevrimiçi çok oyunculu oyunlarda süreklilik de sağlanmış olur. Aslında bu durumun bir süredir uygulanmakta olan bir politika olduğunu da söyleyebiliriz.

Oyunların daha 'küresel' hale getirilmesi

Yine özellikle çevrimiçi çok oyunculu oyunlarda 'sosyalleşme' ve oyuncuların birbiriyle etkileşimi genellikle birbirlerini öldürmek ya da en masum haliyle ticaret yapmakla sınırlı. Ancak gelecekte oyunların hem bu iletişim sınırlarını yıkması hem de tüm dünyada aynı etkiyi yaratacak bir anlatı yapısına sahip olması bekleniyor. Yani hem birlikte oynayabileceğimiz hem de tüm dünyanın sevip 'fanı' olacağı oyunların sayısının artması bekleniyor.