Bazıları Black Mirror Havası Verse de Müşterilerine İlginç ve Yenilikçi Hizmetler Sunan Mağazalar

13
4
3
2
0
E-ticaret yarışının hız kazanması ve COVID-19 salgınının da tuz biber olmasıyla markalar ve mağazalar, kendilerini rakiplerinden farklı kılacak; müşterilerini çekecek yenilikçi hizmetler sunmanın yepyeni yollarını aramaya başladı. Bu savaşta en önemli silahları elbette ki teknoloji. Gelin teknolojiden modaya farklı markaların sunduğu ilginç hizmetlere göz atalım.

Son yıllarda e-ticaret dünyasında yaşanan hızlı gelişmeler, müşterilerin artık normal alışveriş tecrübelerinde de daha fazla rahatlık ve yenilik aramasına sebep oldu. Bu yüzden akıllı satıcılar, online alışverişin beraberinde getirdiği avantajları normal mağazalarına da dahil etme konusunda adeta yarışıyor.

Bizleri evlere mecbur eden COVID-19 salgınının mağazalar üzerinde yarattığı şok etkisinin ardından markaların girdiği bu yarış iyice hız kazandı. Bu yarıştaki en önemli güçlerden biri elbette teknoloji oldu. Gelin geçtiğimiz yıllarda ve salgının başından itibaren mağazaların sunmaya başladığı yenilikçi, ilginç ve zaman zaman Black Mirror’dan bir sahneymiş hissi veren hizmetlere göz atalım.

Online alışveriş tecrübesiyle gelen kolaylığı gerçek dünyaya taşıma çabasıyla oluşturulan interaktif deneme kabinleri

ebay

eBay, 2014 yılında yaptığı bir açıklamayla interaktif ayna teknolojisini tanıttı. Teknoloji devinin birkaç butiğin deneme kabinlerine yerleştirdiği bu ‘sihirli ayna’lar sayesinde alışveriş yapan kişiler kabine girince ürün algılanıyor. Algılandıktan sonra ürünün resimleri aynada beliriyor. Müşteri aynaya dokunarak mağaza görevlilerinden farklı bir renk/beden talep edebiliyor. Hatta o çok muzdarip olduğumuz deneme kabini ışıklarını bile aynayla değiştirmek mümkün. Müşteri beğendiği ürünleri profiline ekliyor. Alışverişi bitince de seçtiği ürünleri kasaya gönderip ödemeyi yapıyor. Satın alma işlemi onaylandıktan sonra müşteriye dijital fiş gönderiliyor. eBay’in geliştirdiği bu teknoloji günümüzde istendiği kadar yaygın olmasa da ABD’deki birkaç yerde var.

Perakende satışın geleceğini tamamen değiştirecek gözüyle bakılan interaktif deneme kabinleri, Ralph Lauren, Adidas, Burberry, Mango gibi çeşitli markalar tarafından test ediliyor.

Alışveriş tecrübesine sosyal medyayı dahil etmek

askı

Bu yenilik biraz düşündürücü ve sanki Black Mirror’da izleyebileceğimiz türden bir teknolojiye benziyor ama… 2012 yılında giyim mağazası C&A, Brezilya’daki mağazalarında kullandığı askılara Facebook Beğeni sayaçları yerleştirmişti. Daha yakın bir zamanda Nordstrom adlı Amerikan markası, kadın ayakkabı ve çanta bölümlerinde Pinterest’ten alınan verilerle “en fazla pinlenen” ürünleri tespit etme mantığıyla çıkardığı bir program uygulamıştı. Pinterest’te en fazla pinlenen ürünler, mağazadaki çanta veya ayakkabıların üzerinde kırmızı etiketle belirtiliyordu. Peki bu sistem yaygınlaşsaydı, siz alışveriş esnasında karar verme sürecinize sosyal medyanın etki etmesini ister miydiniz? Yoksa rahatsız olur muydunuz? Yorumlarda buluşalım.

Alibaba’nın ‘süpermağaza’ olarak adlandırdığı Hema

Çinli e-ticaret devi Alibaba, 2016 yılında Çin’de ilk Hema mağazasını açtı. Bu süpermarketin amacı, online ve normal alışveriş tecrübelerini birleştirerek ortaya olabildiğince kusursuz bir tecrübe çıkarmaktı. Hema’yı ziyaret eden müşteriler, ürünlerin üzerindeki QR kodları taratarak ürünler hakkında detaylı bilgi (ürünün nerede yetiştirildiği, kaynağı, ne şekilde teslim edildiği vs.) alabiliyor. Mağazadan alınanlar Hema uygulaması üzerinden ödenebildiği için alışveriş tecrübesi daha kolay ve hızlı hale geliyor.

Hema’nın sunduğu diğer bir etkileyici özellik, mağazadaki restoran tecrübesi. Müşteriler Hema uygulaması üzerinden masa rezerve edebiliyor; marketten beğendikleri şeyleri pişirilmek üzere restorana gönderebiliyor. Böylesi fütüristik bir ortamda robotlardan bahsetmeden olmaz elbette. Robotlar, ürünlerin raflardan alınıp restoran mutfağına getirilmesi için kullanılıyor. Ayrıca yemekler servis edilirken de insan garsonlar yerine robot garsonlar kullanılıyor.

Audi’nin artırılmış gerçeklik teknolojisiyle donattığı showroom

audi

Araba ya da herhangi bir ulaşım aracı almadan önce ne yaparsınız? İnternet araştırmaları, sosyal medya yorumları, bu işlerden anlayanlara akıl danışma, satıcılarla pazarlık… Bunlar yavaş yavaş geride kalacak gibi görünüyor. Çünkü Audi 2017’de tanıttığı, artırılmış gerçeklikten güç alan teknolojisiyle birlikte showroom’ların yapısını değiştirmeye hazırlanıyor.

Audi’nin hazırladığı artırılmış gerçeklik tecrübesi, müşterinin hayalindeki arabayı yapılandırmasını; aracın içini ve dışını gerçekçi detaylarla algılayabilmesini sağlıyor. Artırılmış gerçeklik teknolojisi sayesinde müşterilere daha dinamik ve interaktif bir araç satın alma tecrübesi sunuluyor.

Chanel’in yine Black Mirror’dan çıkmış havası veren ‘Yarının Butiği’ konsepti

chanel

Lüks moda markası Chanel, 2019’un sonlarına doğru Paris’teki mağazasında ‘Yarının Butiği’ konseptini tanıtmak için e-ticaret şirketi Farfetch ile iş birliği yaptığını duyurdu. Amaç, tıpkı Alibaba’nın Hema mağazasındaki gibi online ve gerçek alışveriş tecrübelerini bir araya getirmekti.

2020’de bir etkinlikte konuşan Farfetch pazarlama kuruluşu başkanı bu teknolojiyi şöyle açıklamıştı:

“Bir müşteri Chanel mağazasına girdiğinde o mağazanın görevlileri (müşterinin telefonundaki uygulamaya bağlanan bir uygulama vasıtasıyla) müşterinin kim olduğunu ve istek listesinde neler olduğunu bilecek. Müşteri gelmeden önce randevu almış olacağı için müşterinin dijital istek listesine kaydettiği tüm ürünler deneme kabininde kendisini bekliyor olacak.”

Mağazanın deneme kabinlerindeki artırılmış gerçeklik teknolojili aynalar, müşterinin denediği ürünlerle uyabilecek başka ürün tavsiyeleri yapan stilistleri gösteriyor. Ayrıca mağazanın çeşitli yerlerinde müşteriye Coco Chanel’in dairesini sanal şekilde gezme imkanı sağlayan interaktif dijital cihazlar var.

Peki bu teknoloji yaygınlaşsa, siz bir mağazaya girerken kim olduğunuzun bilinmesini, önceden beğendiğiniz ürünlerin kabinde sizi beklemesini ister miydiniz? Bu da biraz C&A’nın Brezilya’daki mağazalarında denediği teknoloji gibi Black Mirror havası veriyor sanki…

Zara’nın artırılmış gerçeklikli vitrin sergisi

Zara, 2018 yılında bazı mağazalarının vitrinlerine ve mağazaların bazı kısımlarına belirli bir süreliğine artırılmış gerçeklik teknolojisini dahil etti. Bu mağazaları ziyaret edenler, mağazanın belirli bir yerinde durarak telefonlarını lens şeklinde kullanıp artırılmış gerçeklik tecrübesi yaşadılar. Lens sayesinde, Zara’nın son çıkan ürünlerini giyinmiş modeller beliriyordu. Böylece müşteriler kıyafetlerin üstte nasıl durduğunu ya da nelerle kombinlenebileceğini gözlemleyebiliyordu. Bu teknoloji, özellikle kıyafet denemeye çok vakti olmayan ya da acelesi olan kişilere yaramıştı. Mağazanın vitrininde de benzer bir şey yapıldı. Ancak bu sefer ortaya çıkan modeller, videoda da görülebileceği gibi sanki defile gibi yürüyüş yapıyor.

Online alışveriş tecrübesini dönüştüren Amazon’dan bir adım daha: Amazon Go

Online alışveriş tecrübesine evrim yaşatan Amazon, geçtiğimiz yıllarda gözünü bir de perakende satışa dikerek Go mağazalarını kurdu. Mağazada bilgisayar görüşü; derin öğrenme; ödemeleri ve kasayla ilgili süreçleri otomasyona bağlamak için sensör teknolojisi gibi çeşitli unsurları kombinleyerek Amazon Go konsepti oluşturuldu. Amazon Go mağazalarını şöyle tanımlayabiliriz: müşteri mağazaya giriyor, alacaklarını alıyor, kasa sırasına vs. girmeden çıkıyor ve ödeme kişinin Amazon Go uygulaması üzerinden otomatik olarak alınıyor.

2021 yılı itibariyle dünyada toplam 29 Amazon Go mağazası var. Önümüzdeki yıllarda bu sayının 3 bine çıkacağı düşünülüyor. Amazon Go mağazaları şu an sadece ABD’de ve İngiltere’de mevcut.

Nike’ın ‘Hızlı Mağaza’sı

Modern çağın temposunu göz önüne alarak birtakım yenilikler ortaya koyan markalardan biri de Nike. Nike, 2018 yılında New York City’de ‘Nike House of Innovation 000’ adlı mağazasını açtı. Adından da anlaşılacağı üzere bu sıradan bir Nike mağazası değil. Haberimizde bahsi geçen diğer mağazalar gibi müşterilerin alışveriş tecrübesini daha kapsayıcı ve kolay hale getirmeyi amaçlıyordu.

Mağazada istediğiniz ayakkabıyı isteğinize göre düzenleme alanları ve hızlı ödeme noktaları bulunuyor. Ayrıca müşteriler, mağazaya gelmeden önce istedikleri ayakkabıları online olarak rezerve edip geldiklerinde deneyebiliyorlar. İşler o kadar organize ki, müşteri mağazaya geliyor; kendi adının yazılı olduğu dolabı buluyor; dolabı akıllı telefonuyla açıyor ve seçtiği ürünleri deniyor. İşlerin bu kadar hızlı ilerlediği bir mağazada ödeme kısmı da en az o kadar hızlı elbette. Mobil kasalar sayesinde müşteri sıraya girmeden ve kimseyle konuşmadan ödemesini yapıp çıkabiliyor.

Burberry’nin ilk etkileşimli perakende mağazası

Burberry’nin ilk etkileşimli mağazası, 2020’nin Temmuz ayında Çin’in teknoloji başkenti Shenzhen’de açıldı. Teknoloji devi Tencent ile iş birliği yapan Burberry’nin amacı, bölgenin lüks ve sosyal medya sevdasını sermayeye çevirmekti. Bu anlamda başarılı da oldu.

Mağazadaki kullanıcılar, WeChat uygulaması içindeki bir programı kullanarak randevu alabiliyor; belirli ürünler hakkında bilgi edinebiliyor; kendi ürettikleri içerikleri paylaşabiliyor ve sanal bir sosyal para biriktirebiliyor. Müşteri mağazada gezdikçe bu sanal para birikiyor ve kullanıcının ekranındaki yumurta çatlıyor. Ortaya bir hayvan çıkıyor. Burberry’nin alışveriş tecrübesini oyunlaştırma yöntemiyle kombinleyerek sunduğu bu mağaza, türünün ilk örneklerinden biri.

Kaynak: Econsultancy, NN4M

13
4
3
2
0
Emoji İle Tepki Ver
13
4
3
2
0