Wi-Fi Az Kalsın Hayatımızda Olmayacaktı: İşte Sebebi

Bugün bildiğimiz Wi-Fi, 7’den 70’e herkes tarafından internet bağlantısı için kullanılıyor. Aslında cümle içinde öyle basitçe geçiştirsek de bugün internette geldiğimiz noktada Wi-Fi’yın payı çok büyük. Peki ya Wi-Fi hiç olmasaydı?

Bugün hepimizin çevrimiçi olduğu sanal dünyanın en büyük köprülerinden bir tanesi Wi-Fi. Evde, işte, cafede mümkün olan her yerde Wi-Fi’ya ve dolayısıyla internete bağlıyız. Sürekli çevrimiçi durumdayız.

Peki Wi-Fi’ın hiç olmadığı veya daha doğrusu bizim şu an bildiğimiz anlamında olmadığı bir durumu hiç düşündünüz mü? Aslında az kalsın Wi-Fi şu anda bizim bildiğimiz gibi bir şey olmayacaktı.

Wi-Fi’ın doğuşu

Wi-Fi, resmi olarak 20 yıl önce 15 Eylül 1999 yılında hayatına başladı. Atlanta Kongre Merkezi’nin (Atlanta Convention Conter) toplantı odasında bulunan 8 teknoloji düşkünü, odadaki 60 kişilik kalabalığa Wi-Fi kelimesini tanıttı. O odada büyüklü küçüklü içerisinde Apple, Dell ve Nokia’nın yer aldığı 17 şirket bulunuyordu. Ancak aralarındaki en tutkulu teknoloji düşkünleri bile Wi-Fi’ın küresel ekonomiyi, toplumu ve kültürü bu kadar etkileyeceğini hayal dahi etmiyordu.

O zamana kadar işler Ethernet kablolu ağına adapteydi, saniyede 10 megabit internet hızı alınıyordu. E postalar evden 56 Kpbs dial-up modemlerden çıkan sesler eşliğinde gönderiliyordu. Bunun çözümü olarak kablosuz internet önerilmişti. Bu kablosuz ürünler, kablolu muadillerine göre beş kat daha yavaştı ve üstüne üstlük daha pahalıydı.

HomeRF, o zamanlar en büyük WLAN konsorsiyumuydu. Ayrıntılar Compaq, Hewlett-Packard, IBM, Intel ve Microsoft gibi bir grup şirket tarafından geliştirilmişti. Müşteri pazarı hedeflenmişti ve 80’den fazla şirket tarafından destekleniyordu. 802.11 (Elektrik ve Elektronik Mühendisleri Enstitüsünün kablosuz ağ grubu) ürünlerinin aksine HomeRF ürünleri birbirleriyle iletişime geçebiliyorlar ve görece daha ucuzlardı. HomeRF’in adı IEEE 802.11’e göre akılda kalıcıydı. Ayrıca yüksek hız ve iş pazarına açılma gibi planları bulunuyordu.

Bu arada IEEE standardının ikinci nesli 802.11b’nin Eylül ayında son onayını alması bekleniyordu. O dönemlerin lider ağ firmalarından olan 3Com şirketi, ürünlerini 1999 yılının sonlarında çıkması planlanan bu yeni ve hızlı standartlara göre geliştirdi. Zaman akmaya devam ederken 3Com şirketi, beş güçlü IEEE destekçisini, bağımsız Wireless Ethernet Compatibility Alliance’ı (WECA) kurmak için aldı. İsim olarak ‘FlankSpeed’ önerildi ama en nihayetinde ‘Wi-Fi’ tescillendi.

Bir anlığına WECA’nın Wi-Fi’yı değil de FlankSpeed’i seçtiğini düşünelim. FlankSpeed, aslında sadece iş dünyası için düşünülmüştü. Yani internete bağlı kalmak için evinizde HomeRF, işte ise FlankSpeed’e bağlı kalınacaktı. Bugün bildiğimiz internet belki de hiç var olmayacaktı.

Wi-Fi nasıl kazandı?

Peki Wi-Fi, arkasında oldukça güçlü şirketlerin olduğu HomeRF’i nasıl bu kadar hızlı bir şekilde tahtından indirdi? Cevap hazırlık ve zamanlama. WECA’nın birlikte çalışabilirlik sertifikasını alması ve Wi-Fi isminin duyurulması sonrasında şirketler filizlenen bu teknolojiye yatırım yaptı, üstelik ürünleri de beraber çalışabilecekti. Yonga üreticileri ve bilgisayar şirketleri Wi-Fi’yı desteklemeye başladılar. Microsoft ve Intel HomeRF cephesinden Wi-Fi cephesine geçti. Wi-Fi yongalarının üretimi artırıldı ve HomeRF ile olan maliyet farkı eritildi.

Wi-Fi Alliance ve IEEE birlikte çalışmaya devam ettiler. IEEE 802.11 komitesi yeni standartlar üretirken Wi-Fi Alliance’a üye şirket sayısı 800’ü geçti.

Wi-Fi’ın bu yükselişinde büyük rol oynayan iki karakter bulunuyordu: ABD hükümeti ve Apple. Federal Communications Commission (Federal İletişim Komisyonu) Wi-Fi’ın ilk var olduğu günden itibaren aktif bir rol aldı ve sadece yeni kurallar getirmekle kalmadı ayrıca kuralları yeni teknolojisinin gelişmesine izin verecek şekilde değiştirdi. Apple ise Wi-Fi’ı ilk satan şirketti. Şirketin 1999 yılında duyurduğu iBook, Wi-Fi’lı ilk dizüstü bilgisayardı.

Kısacası bir daha Wi-Fi bağlantınız belli bir süre koptuğunda sinirlenmek ve küfretmek yerine bu teknolojinin büyük şirketler tarafından desteklenmediği, FlankSpped ve HomeRF’i kullandığımız bir dünyayı düşünün.