Günümüz Medeniyetinin Temel Yapı Taşı Olan Yazıyı Aslında Kim Buldu? Cevap Sadece 'Sümerler' Değil

54
8
7
5
2
Yazının icadı ile insanlar arası fikir alışverişi yapılmaya başlamış, geçmişin tecrübesi bugünü şekillendirmiş ve günümüz medeniyeti ortaya çıkmıştır. Peki, medeniyetin temel taşı olan yazıyı kim buldu? Yazının farklı toplumlarda geçirdiği tarihsel yolculuğun büyüleyici ve şaşırtıcı bir hikayesi var.

Yazının, medeniyetimizin temel taşı olduğunu kim inkar edebilir? Sözlü dönemde yok olup giden bilgiler, yazı sayesinde kayıtlara geçmiş ve gelecek kuşaklara hem bilgi hem de tecrübe aktarmıştır. Yüzyıllar içinde gelişen bu süreç sonunda günümüz medeniyeti inşa edilmiştir. Yazıyı kim buldu sorusu ise kolay görünen ancak derine inildikçe farklı toplumların imzası ile karşılaşılan bir yanıta sahiptir.

Bu konuda öğrendiğimiz ilk bilgi Sümerlerdir. Ancak yazının tarihsel gelişimine baktığımız zaman farklı kıtalarda, bambaşka toplumların da birbirinden habersiz olarak yazıyı bulduğunu görüyoruz. Üstelik her biri hem büyüleyici benzerliklere hem de birbirinden apayrı özelliklere sahip. Yazıyı kim buldu sorusunun yanıtı için tarihe yakından bakalım ve günümüz medeniyetinin temellerinin binlerce yıl önce atılışına şahit olalım.

Birbirinden habersiz toplumlar aslında pek çok kez yazıyı bulmuştur:

sümerler

Yazıyı kim buldu sorusuna dair ilk yanıtı milattan önce 3400 yılında Mezopotamya'da buluyoruz. Ancak bu yanıt, sorunun tam olarak cevabını vermiyor. Çünkü yazının tarihsel sürecine baktığımızda farklı kıtalarda, farklı zamanlarda yaşayan farklı toplumların yazıyı bulduğunu ve farklı şekillerde kullandığını görüyoruz.

Bildiğimiz anlamdaki çivi yazısına dair ilk bulgular, bugün Irak sınırları içinde yer alan Mezopotamya bölgesinde karşımıza çıkıyor. Bulguların geçmişi milattan önce 3400 - 3300 yıllarında yaşamış Sümerler toplumunu işaret ediyor. Diğer bir bulgu ise milattan önce 3200 yıllarında, Mısır bölgesinde yazının kullanıldığını gösteriyor.

Aynı şekilde milattan önce 1300 yılında Çin’de, Shang hanedanlığının son yıllarında oturmuş bir yazı sistemi olduğu biliniyor. Yazıya dair diğer bir bulgu da milattan önce 900 - 600 yılları arasını işaret eden, bugün farklı Latin Amerika ülkelerinin bulunduğu Mezoamerika bölgesindedir. İndus Nehri Vadisi yani Hindistan ve Rapa Nui yani Paskalya Adası’nda da yazının bulunduğu düşünülüyor ancak diğer toplumlarda olduğu kadar oturmuş bir sisteme sahip olup olmadığı tam olarak net değil.

Tarihte ilk yazı örneklerinin peşinde...

sümerler

Yazının tarihsel süreçte 4 farklı bölgede, farklı toplumlar tarafından icat edildiğinden bahsettik. Ancak hepsinin atası olarak isimlendirebileceğimiz ilk yazı, günümüzden yaklaşık 5500 yıl önce Mezopotamya bölgesinde, Sümerler tarafından kullanılıyordu. İlk kez Güney Mezopotamya’da, bugün Sümer dili olarak isimlendirdiğimiz, resimden farklı anlamlar sembolize eden karakterler kullanılmıştır.

Milattan önce 2900 yılından sonra bildiğimiz anlamdaki çivi yazısı kullanılmaya başlamıştır. Çivi yazısı, ıslak bir kil tablet üzerine sivri bir kamış kullanılarak yazılıyordu. 600 yıllık bir süreçte çivi yazısı,oturmuş bir sisteme sahip oldu. Bir dönem Sümerler ile birlikte yaşamış bir halk olan Akadlar da benzer bir çivi yazısı kullandılar. Çivi yazısına dair günümüze kalan son belge, milattan sonra 75 yılını işaret ediyor. Bu durum, çivi yazısının binlerce yıl boyunca Mezopotamya halkları tarafından kullanıldığını gösteriyor. 

Törenler için hiyeroglif, idari işler için mürekkep yazısı:

hiyeroglif

Yazıyı erken dönemde bulan diğer bir toplum da Mısırlılardır. Mısır’da yazıya dair bulunan en eski bulgular milattan önce 3250 yılını işaret ediyor. Mısırlıların milattan önce 3200 yılından itibaren eşya etiketlemek, mezar lahitleri yazmak gibi belirli amaçlarla yazıyı kullandığı biliniyor. Üstelik burada yazılar yalnızca taşlar üzerinde kazınmıyordu.

Kamıştan yapılan fırçalar yardımı ile mürekkep kullanarak yazı yazmak ilk kez Mısır’da olmuştur. Bu mürekkep yazısı hieratic, anıtlarda gördüğümüz oyma ve boyama yazılar ise hiyeroglif olarak isimlendirilir. Hieratic mürekkep yazıları kraliyet ve tapınak idarecileri tarafından günlük diyebileceğimiz metinleri yazmak için kullanılırken; Hiyeroglif oyma ve boyama yazıları ise törensel amaçlarla kullanılmıştır. 

Sözde ejderha kemiklerine yazılan kehanetler:

çin, kemik yazısı

Çin bölgesinde yazıya dair en eski bulgular, Shang hanedanlığının da başkenti olan Anyang bölgesinde bulunmuştur. Burada bulunan yazı örnekleri taş, kumaş ya da tahta üzerinde değil; hayvan kemikleri üzerindeydi. Tarihi milattan önce 1300 yılına kadar giden bu kemikler törensel amaçlarla kullanılıyordu. Öyle ki bu kemikleri bulan çiftçiler, bunların ejderha kemiği olduğunu iddia ederek yüksek fiyatlardan satmışlardır.

Törensel amaçlarla kullanılan kemikler daha çok öküz ve kaplumbağa gibi hayvanların kürek kemikleridir. Yazma alanı daha geniş olduğu için bu tür kemiklerin kullanıldığı düşünülüyor. 4500’den fazla sembolün kazındığı bu kemikler üzerine savaş, doğum, hastalık gibi konular hakkında sorular yazılıyor ve bu sayede geçmiş ataların ruhu ile iletişime geçerek sorulara yanıt alınacağı düşünülüyordu. Kemikler üzerine yazılan sembollerin pek çoğu ne yazık ki günümüzde okunacak durumda değildir.

Mayaların kraliyet ailesine özel kitapları vardı:

mezoamerika, eski kitap

Farkındaysanız ilk kez kitap kelimesini kullanıyoruz çünkü Mezoamerika bölgesinde bulunan ve milattan önce 900 yılını işaret eden yazı bulguları bildiğimiz anlamdaki kitaplara benziyorlardı. Bu kitapların kraliyet ailesine özel olarak kaleme alındığı düşünülüyor. Günümüze kadar gelen 4’ü Mayalara ait, 20’den az kitap dışında yazının; gökbilimciler, kütüphaneciler, evlilik düzenleyiciler, haraç kaydediciler, tarihçiler, soybilimciler ve tören yapıcılar tarafından kullanıldığı düşünülüyor.

Mezoamerika bölgesinde kullanılan yazı sistemini açık ve kapalı olarak ikiye ayırabiliriz. Açık sistemde yazıların yanında bazı yön gösterici resimler ve semboller kullanılarak herkesin okuması hedeflenmiştir ve Aztekler tarafından kullanılmıştır. Kapalı sistem ise herkes tarafından okunmayacak, günümüz yazı sistemine benzeyen ancak özel bir kesime hitap eden bir yazı sistemidir ve Mayalar tarafından kullanılmıştır. İspanyol sömürgeciler tarafından yok edildiği için günümüze kadar gelebilen Mezoamerika yazı bulguları çok azdır.

Yazının diğer toplumlarda tarihsel süreci de oldukça ilginç:

hindistan, eski yazı

Mezopotamya, Mısır, Çin ve Mezoamerika bölgelerinde yazıya dair en eski bulguların olduğundan bahsettik. Ancak yazının tarihsel süreci bu bölgelerle sınırlı değil. Bugünkü Hindistan ve Paskalya Adası’nda da erken dönem yazı kullanıldığı biliniyor. İki bölgede de pek çok bulguya rastlanmış ancak şu an için net bir tarih belirlenememiştir. 

Hindistan bölgesinde 5 binden fazla yazıt bulunmuş ve üzerlerinde 400 benzersiz sembol bulunmuştur. Kelime ya da harf tabanlı olmadığı düşünülen bu sistem, Sümer ve Mısır yazıları ile benzerlik göstermektedir. Paskalya Adası’nda bulunan 30’a yakın ahşap tablet üzerinde 120 temel sembol olduğu görülmüştür. Bu sembollerin insan, hayvan ve bitki sembolleri olduğu ve binlerce karakter uzunluğunda metinler yazmaya uygun bir sistem olduğu görülmüştür.

Yazıyı kim buldu sorusunun, insanı tarihin sayfalarında kaybeden yanıtını sizinle paylaştık. Tüm icat ve keşifler gibi yazı da tek bir toplum tarafından bulunmamış, farklı toplumlardan aldığı imzaları taşıyarak bugüne kadar gelmiş ve günümüz medeniyetinin temelindeki en güçlü taşlardan bir tanesi olmuştur. 

54
8
7
5
2
Emoji İle Tepki Ver
54
8
7
5
2