Dünyanın gelmiş geçmiş en önemli bilim insanlarından bir tanesi olan Albert Einstein, 1915 yılında genel görelelik denklemlerini, 1916 yılında ise bu denklemlerin elektromanyetik dalgalara benzer bir şekilde çözülebileceğini keşfetti. Ancak o dönemin teknik yetersizlikleri, Einstein'ı amaçladığı hedeflere ulaştıramamıştı. Artık tenik koşullar fazlasıyla yeterli ve bu sayede Einstein'ın pek çok teorisi doğrulanmış durumda.
Einstein'ın doğrulanan teorilerinden bir tanesi de "yer çekimi dalgaları". Bunlar, kimi zaman iki kara delik çarpıştığında kimi zaman ise Süpernova patlamaları gibi olaylar sonucunda ortaya çıkarlar. Ancak eğer her yer çekimi dalgası iki kara deliğin çarpışması neticesinde oluşsa idi, çok büyük bir ihtimalle insanlık bugüne dek yok olurdu.
Aslına bakacak olursak yer çekimi dalgaları, Dünya'nın atmosferinde gözlemlenebilen lekeler anlamına gelmektedir ve bu bağlamda düşünüldüğünde bir hayli ürkütücü olmaktadır. Bu ürkütücü dalgalar, normal koşullarda görülemezler ancak bulut tabakaları bu dalgalara denk geldikleri zaman ortaya, büyük bir sanat eseri çıkabiliyor. Yukarıda yer alan görüntü, yer çekimi dalgasının bulutlarla birleştiğinde ortaya nasıl bir şekil çıkarttığını gösteriyor.
Yer çekimi dalgaları sadece uzak uzay kaynaklı gerçekleşmez. Kimi yer çekimi dalgaları atmosferde de oluşur. Herhangi bir etkileşim neticesinde oluşabilen yer çekimi dalgaları, uydu görselleri aracılığıyla görülebilmektedir. Şimdi ise bir meteorolog, yeni bir yer çekimi dalgasını tespit etmeyi başardı. Andrew Miskelly isimli Meteorolog, yakaladığı görüntüleri Twitter aracılığıyla paylaştı.
Meteorolog, bu görüntüyü 8 Ekim günü yakalamış. Mercan Denizi'nin üzerinde oluşan yer çekimi dalgası, bir hayli farklı ve etkileyici bir şekilde görülebiliyor.
Aynı meteorolog, geçtiğimiz günlerde de yeni bir yer çekimi dalgası daha yakalamayı başardı. Bu seferki adres, Avustralya'nın güneydoğusunda bulunan "Yeni Güney Galler" isimli bir eyaletin üzeriydi. Miskelly, paylaştığı görüntünün o gün gerçekleşen ve Yeni Güney Galler'i etkisi altına alan fırtınadan kaynaklandığını söylüyor.
Uzay çok büyük ve ucu bucağı olmayan eşsiz bir yer. Hal böyle olunca da bilim insanları uzayla ilgili daha çok keşif yapmak ve ellerindeki verileri hem incelemek hem de çoğaltmak istiyorlar. İşte bazı zamanlarda ise doğa, ortaya yukarıdaki gibi enfes görüntüler çıkarıyor.
