Piramitler hiç kuşkusuz küresel bir fenomendir. Binlerce yıldır dünyadaki en eski kültürlerin inşa ettiği piramitler, geçmişten gelen karmaşık bir planı izleyerek oluşturulmuş yapılar olarak tarif edilirler. Bugün tek bir uzman, antik piramitleri inşa ettiren sebebin ne olduğunu net bir şekilde bilmiyor. Dünya’nın çeşitli, birbirine uzak bölgelerinde ve farklı zamanlarda yaşamış antik toplumların birbirine benzer yapıları inşa etmiş olması ise tarih biliminin disiplinler arası çalışmalar gerektiren büyük gizemlerinden.
Çin hakkında çok şey bilinir, ancak birçok uzman dünyanın bu bölgesini gezegenin en büyük piramidine ev sahipliği yaptığı düşüncesinde. Buna sebep olan örnek bir olay İkinci Dünya Savaşı'nın sona erdiği sıralarda yaşandı: Amerikalı pilot James Gaussman, Çin Askeri Kuvvetleri’ne gıda ve malzeme sağlama görevini tamamlamaya hazırlandı. Uçuş esnasında aniden, uçak motorundaki bir arıza sebebiyle, Kuzey Hindistan'daki Assan Hava Üsüne geri dönmek durumunda kaldı. Güvenlik nedeniyle, altındaki inanılmaz toprakları gözlemleyebilen düşük irtifadaki dönüş yolculuğunu gerçekleştirdi çünkü düştüğünde hasarı en aza indirmek istiyordu. Güneybatıdaki Xi'an kenti üzerindeyken pilot, yüzeyde dev bir piramit şekli ile karşılaştı. Gussman, yapı üzerinde birkaç geçiş yaptıktan sonra piramidin birkaç fotoğrafını çekti. Üsse dönmeyi başardığı için keşfini ve detaylı raporunu sunabildi.
2001 yılında Çin’deki Fuxian Gölü’nde deniz seviyesinden 1.720 metre derinlikte ve 212 kilometrekarelik bir alanı kaplayan muazzam bir şehrin kalıntıları keşfedilmişti. Piramit şeklinde bir çok yapıya ev sahipliği yapan antik kentin, çoğu kültürel kaynakta Büyük Tufan ya da Nuh’un Tufanı gibi gelişmiş bir antik sel ile sular altında kaldığı düşünülüyor.
Çin'in Yunnan Eyaletinde bulunan Fuxian Gölü'nünün dibinde dev yapı kalıntılarına daha yakından bakalım: 1.720 metre yükselen derinlik ve 212 kilometrekarelik bir alan (yakşalık 52 futbol sahası demek) şehrin kurulduğu alanı oluşturuyor. Gizemli anıtlar, aslında 1992 yılında uzman dalgıç Geng Wei'nin elle taşınabilecek sayısız şekillendirilmiş taşlara rastlamasıyla keşfedilmek üzereydi. Ancak bir süre sonra dalgıç ve uzmanlar, o dönemde derin suları araştırmanın zorluğundan dolayı işin peşini bıraktılar.
Bu esrarengiz yapılar ne zaman inşa edildi?
Cevap basit: Son yaşanan buz devrinden önce! Başka bir deyişle, gezegenimizin su seviyeleri bugünkü değerlerinin çok altındayken.
Fuxian Gölü'nün altında bulunan antik yapının, dünyanın son Buz Devrinden önce gelişen eski bir kültüre ait kalıntılar olması mümkün gözüküyor. Bu durumda orataya başka bir soru daha çıkıyor: Yazar ve araştırmacı Graham Hancock'un iddia ettiği gibi 13.000 yıl önce bir antik tufanın sebep olduğu bölgesel felaketler silsilesiyle gezegenin yüzeyindeki ileri medeniyetler yok olmuşmuydu?
Otuzdan fazla dalıştan ve denizaltılarının verdiği destekten sonra, uzmanlar devasa taş levhalar, merdivenler ve duvarlı dev yapıların kalıntılarını keşfettiler. Ancak, tam olarak gölün dibinde yer alan kenti anlamak için bunlar yeterli değildi. ,
2001'de Hunan Eyalet Müzesindeki arkeologlar gölün alt kısmını ilk kez araştırmak için gelişmiş sonar ekipmanı ve kameralar kullandılar. Sonuçlar sahadaki uzmanların, gölün dibindeki kalıntıların bir zamanlar bölgede yaşayan ve etkili yapılar inşa edebilen son derece karmaşık ve gelişmiş bir antik kültüre ait olduklarını ikna etmeye yetti.
Fuxian Gölü'nün altındaki batık piramitlerden biri dairesel bir şekle sahipti ve yaklaşık 37 metre çapında bir tabana sahipti. Kısaca yapı konik şekilde inşa edilmiş bir piramitti. 300 metre uzunluğundaki taş koridorlarla birbirine bağlanan iki piramit yapısı daha zamanla göze çarptı.
Araştırmacılar, gizemli gölün altında bulunan yapıların 1.5 kilometrekarelik bir alanı kapladığı sonucuna ulaştılar. Gölün dibindeki yapılar, Büyük Tufan'dan önce gerçekleştiği düşünülen buz çağının öncesindeki medeniyetlere aitse, o medeniyet kimdi ve onlara ne oldu? Sorusu akılları hala kurcalamaya devam ediyor.
Tarihi kayıtlara baktığımızda bölgede Yuyuan adında eski bir şehrin kurulduğuna dair kanıtlar bulabiliyoruz. Şehrin Sui ve Tang Hanedanlığı'ndan (MS 589-907) sonra varlığını bıraktığını göstermektedir. Tuhaf bir şekilde yerel efsanelere göre, Yuyuan antik kenti ve halkı gölün dibine battığıda söyleniyor. Peki, keşfedilen kalıntılar Yuyuan antik kentine mi aitti? Cevap, hayır.
Çünkü: Uzmanlar çeşitli araştırmalardan sonra, batık şehir Yuyuan'nın ve toplumunun yapılarının killi malzemelerle inşa edildiği sonucuna ulaştılar. Gölün dibindeki esrarengiz şehir ise çoğunlukla taştan yapılmıştı ve gelişmiş mimariye sahip olduğu rahatlıkla gözlemlenebiliyordu.
Gölün dibindeki piramitler, dünyadaki diğer benzer piramitlerden çok daha gelişmiş taşlar çeşitli desenler ve sembollerle süslendiğinden dolayı Yuyuan kenti olduğuna dair görüşler anında çürüdüler. Bugün hala cevaplanamayan bir çok soru tıpkı gölün tabanındaki kent gibi ıssız ve cevapsız.
