Paylaş
5
Yaklaşık bir buçuk senedir dünyayı etkisi altına alan COVID-19 virüsünün çeşitli varyantları, ilk başta sadece belli başlı ülkelerde boy gösteriyor ve bu da virüsün o ülkeye ait olduğu hissini uyandırıyordu. Hatırlayacak olursanız bu yılın başlarında İngiltere'de baş gösteren yeni varyant için tüm dünya genellikle "İngiltere varyasyonu" ifadesini kullanıyordu.
Dünya Sağlık Örgütü, bu algıyı yıkmak ve ülkelerin yeni varyantların ismi yüzünden etiketlenmesini önlemek adına, yeni varyantlara sadece Yunan alfabesinden isimler verilmesine karar verdi. Bu kararın arkasındaki bir diğer sebep de varyantların daha basit ve açıklayıcı isimlere sahip olması bulunuyor.
Amaç, varyantın ilk çıktığı ülkelerin etiketlenmesini önlemek
Eski ABD Başkanı Donald Trump, COVID-19 virüsünü çoğunlukla Çin virüsü olarak nitelendirdiği için ABD'de Asya kökenli göçmenlere karşı bir nefret eylemi oluşmaya başlamıştı. Aynı durum, İspanyol Gribi ve adını Kongo'nun bir nehrinden alan Ebola virüsü için de geçerliydi. Dünya Sağlık Örgütü, varyantların tespit yerlerine göre anılmasının damgalayıcı ve ayrımcı bir hareket olduğunu belirterek, dünyanın farklı yerlerinde boy gösteren COVID-19 varyantlarını Yunan alfabesine göre isimlendirmeye karar verdi.
Yeni kararla birlikte, ilk başta İngiltere'de ortaya çıkan B.1.1.7 kodlu yeni varyantın adı Alpha olarak değiştirildi. İlk kez Hindistan'da tespit edilen B.1.617.2 kodlu virüsün adı ise Delta oldu. DSÖ, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada yeni kararları hakkında şu açıklamalarda bulundu; "DSÖ olarak bugün COVID-19 varyantları için yeni bir isimlendirme sistemini duyuruyoruz. Varyantlara verilen etiketler, Alpha, Beta ve Delta gibi Yunan alfabesine ait harflerden oluşacaktır ve bu sayede yeni varyantları söylemek ve anlamak daha kolay hale gelecektir."
