Yarattığı Hislerle Limbo’ya Benzeyen 8 Oyun

Bağımsız bir platform oyunu yapmak isteyen geliştiricilerin ilk duraklarından biri olan Limbo özellikle sunduğu atmosfer ve hikaye anlatımı açısından oyuncuların kalbinde bambaşka bir yere sahip. Yıllar içinde de Limbo’yu tahtından etmek için birçok Limbo benzeri oyun geliştirildi. Gelin hem bu oyunlara hem de daha önce geliştirilse de Limbo’ya benzer hisler yaşatan bu oyunlara birlikte bakalım.

Platform oyunları, şüphesiz bir şekilde bağımsız geliştiricilerin en çok başvurduğu türdür. Bunun sebebi platform türünün anlatılmak istenen hikayenin ve yaşatılmak istenen deneyimin kısıtlı imkanlara rağmen başarılı bir şekilde aktarılmasının önünü en çok açan tür olmasıdır. İşte çıktığı günden bu yana oyun dünyasının benzeri bir deneyim yaşatmak için can attığı Limbo da platform türünün büyüsünü arkasına alan yapımlardan biri.

Limbo’ya benzeyen bir oyun yapma akımı başarısız klonlar olarak adlandırılan oyunlarla karşılaşmamıza sebep olduysa da Limbo’da doğru yapılan şeylerden ders alarak kendi hikayesini özgün bir şekilde anlatan muhteşem oyunlar da var. Biz de hem Limbo’nun büyüsünden etkilenerek ortaya çıkan hem de Limbo’dan önce de bizlere yarattığı atmosferle harika bir deneyim sunan platform oyunlarını bir araya getirdik.

Limbo benzeri oyunlar:

  • Another World
  • Brothers: A Tale of Two Sons
  • Gris
  • Inside
  • Little Nightmares serisi
  • Never Alone
  • Planet Alpha
  • The Swapper

Limbo benzeri oyunların ilk etkili örneklerinden: Another World

Another World, 1991 yılında Amiga platformuna çıkış yaptığında o kadar sevildi ki o günden bu yana neredeyse mümkün olan her platform için yeniden uyarlandı. Öyle ki bilgisayarların yanı sıra PlayStation 4, Nintendo Switch veya Xbox One üzerinden oyunu oynayabiliyorsunuz. Oyunun sahip olduğu teknoloji açısından tabii ki Limbo kadar gelişmişlik beklentisi gerçekçi olmaz ancak muhteşem bir oyun deneyimi sunduğu konusunda çoğu oyunsever hemfikir.

Hatta oyunla ilgili söylenebilecek bir eksi varsa o da sadece eski olduğudur. Bunu da birçok platform oyunu seven insanın bir eksi olarak saymayacağını göz önünde bulundurduğumuz zaman eğer oyunu ilk defa duyanlardansanız elinizde bir mücevher bulunuyor. Eğer onlarca sene önce platform oyunlarının nasıl olduğunu merak ediyorsanız Limbo benzeri oyunlar arasında uğramanız gereken ilk durak Another World.

Hikayesiyle sizi içine çekecek iki kişilik oyun: Brothers: A Tale of Two Sons

Brothers: A Tale of Two Sons’ın türevi birçok oyuna karşı sahip olduğu bir avantajı var. Oyunu iki kişi oynayabiliyor olmanızın yanı sıra oyunun tamamen iki kişi tarafından oynanmak üzere tasarlanmış olması. Üstelik oyunun yazarlık koltuğunda oturan Josef Fares aynı zamanda yine iki kişilik oynanış sunmasıyla bilinen ve övgü üstüne övgü alan A Way Out oyununu da yazan kişi.

Brothers: A Tale of Two Sons’ın bu listede yer almasının sebebi Limbo’ya oynanış tarafında benzerlik göstermesi değil. Oyun o kadar duygusal ve oturaklı bir anlatıma sahip ki en az Limbo kadar güzel bir atmosfer yaratıp oyuncuları bir çırpıda ekran başına kilitliyor ve adeta interaktif bir film deneyimi yaşatıyor.

Kısa sürede çok şeyler vadeden: Gris

Gris, listemizde yer alan oyunlar arasında en farklı deneyimi vadeden yapım dersek yanlış olmaz. Çünkü Gris, Limbo’ya benzeyen oyunlar arasında en sağlam hikaye anlatımını olabildiğince az metinle başaran bir inci. Keder kavramını çekirdeğine oturtmuş bir oyun olduğu için oyunun renkli çizimleri bile dünyayı siyah beyaz görmemizin önüne geçemiyor.

Sunduğu hikayeye diğer her şeyden çok önem veren bir oyun olduğu için çok temel oynanış mekaniklerine sahip. Ancak basit mekanikler her zaman kolay bulmacalar demek değildir. O yüzden her ne kadar kısa bir oynama süresine sahip olsa da ayırdığınız vakti dolu dolu hak eden bir yapım olmayı başarıyor.

Limbo yapımcılarından Inside

Karanlık atmosferinin kurduğu baskıyla oyuncuyu içine çekip geri bırakmayan oyunlardan bahsediyorken Inside’dan bahsetmemek olmazdı. Zaten Limbo’yu geliştiren ekip tarafından piyasaya sürülen platform oyunu birçok noktada basit bir oynanış sunmasına rağmen mekanikler tarafında sunduğu basitliği yarattığı atmosferle hiçe sayıp gerilimli anlar yaşatıyor.

2.5B olarak anılan bir bakış açısına sahip olmasından güç alarak kuvvetli bir görsellik sunması da oyuncuyu mest eden bir başka özelliği. Limbo’yu oynayıp zevk alan birinin Inside’ın içinde kendini kaybedip farkında bile olmadan saatler harcaması işten bile değil. Oyuna başlamayı düşünenler varsa herhangi bir ön araştırma yapmadan direkt olarak içine dalarak alacağı keyfi maksimuma çıkarmasını öneriyoruz.

Bir platform oyununda görmek istediklerimizi bize sunan: Little Nightmares serisi

2020 yılının sonlarında çıkan ikinci oyunuyla birlikte tüm dünyanın ilgisini çekmeyi başaran Little Nightmares serisi, yer yer korkutmasıyla yer yer de kafa patlatan bulmacalarıyla bir platform oyununun yapması gereken her şeyi ve daha fazlasını yapmayı başarıyor. Seriye ait iki oyun olması gözünüzü korkutmasın zira ikinci oyunda yapılan bazı göndermeleri anlamak için ilk oyunu oynamak şart ancak oyunu bir bütün olarak anlamak için birinci oyunu oynamış olmak şart değil.

Dostumuzla birlikte çıktığımız bir yolculuk: Never Alone

Never Alone, Türkçe’ye kabaca “kayan ekran” çevirisiyle kazandırılabilecek bir sözcük olan sidescroller türünden nasibini en güzel şekilde alan oyunlardan biri. Oyun, günümüzde ABD eyaletlerinden biri olan Alaska’nın İnyupikler isimli yerli halkını konu alan harika bir hikaye anlatıyor. Nuna isimli karakterimize hikayesi boyunca yardım eden bir de kutup tilkisi var.

Oyun genel anlamda Nuna ve tilkisinin acımasız doğa şartlarında hayatta kalma hikayesini anlatıyor. Oynarken tarih hakkında da çok değerli bilgiler kazanabileceğiniz Never Alone, hikayede ilerledikçe içinde bulunduğunuz durumun öncesine ait bilgiler veren videolarla hikaye anlatımını güçlendiriyor. İsteyenler bu hikayeye iki kişilik modla da tanık olabiliyorlar.

Bulmaca çözerken aksiyona girdiğiniz: Planet Alpha

Uzaylıların yaşadığı bir gezegende geçen Planet Alpha, Limbo’nun sahip olduğu o kapkaranlık ve iç bunaltıcı atmosferi alarak o atmosfere renk katıyor. Hem de bunu yaparken oldukça zengin bir renk paleti kullanıyor. Oyunda yer alan düşmanlardan kaçınmaya çalışırken eksik olmayan aksiyon, harika bulmacalarla da birleşince ortaya platform oyunu seven insanların kaçırmak istemeyeceği bir deneyim çıkıyor.

Bulmacaların özel yanı ise birçok platform oyununda görmeye alışık olduğumuz doğru zamanda yapılan zıplamalar ya da bir tuşun üzerine kutu koymakla çözülen bulmacalardan oldukça farklı bir yapıda olması. Oyunda yer alan bulmacalar gündüz ve gece döngüsü kontrol edilerek çözülüyor. Bu arada oyun sırasında bütün gezegen sizi öldürmek için bir araya gelmiş gibi bir his yaşamaya hazır olun.

Oynayanlara oyun yapma isteği uyandırtacak: The Swapper

Yarattığı dünyayı oynanışın üstünde tutmasına rağmen oynanış tarafında da zayıf kalmamayı başaran bir diğer platform oyunu da The Swapper. Limbo’dan birkaç sene sonra çıkışını gerçekleştiren oyun, Limbo’yu örnek alarak idolünün iyi yaptığı şeyleri başarılı bir şekilde örnek alıyor ancak kesinlikle “çakma” damgası vurulmayı hak etmeyen bir yapım. Facepalm’ın The Swapper ile başardığı şeyleri tebrik etmeden durmak mümkün değil.

Oyunu oynadıkça ortaya çıkarılan işin arkasında ciddi bir ekip olduğu düşünülse de aslında oyun iki öğrencinin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan bir yapım. Adeta bağımsız geliştiricilerin ne yönde ilerlemeleri gerektiğinin okullarda ders olarak anlatılacak kadar güzel bir örneği. Aramızda oyun yapmayı düşünen okurlarımız varsa The Swapper’a kesinlikle göz atmalarını tavsiye ediyoruz.

Ortak noktası harika bir atmosferi basit de olsa eğlenceli mekaniklerle birleştirmesiyle Limbo benzeri bir oyun olmayı özgün bir yorumla birleştirmeyi başaran oyunlar olan listemizin burada sonuna geliyoruz. Eğer listede görmeyi umduğunuz ancak listeye girmeyi başaramayan oyunlar varsa bunları yorumlar kısmından bizlerle paylaşabilirsiniz.